4 Haziran 2007

Askerlik Yan Gelip Yatma Yeridir!


Askerlik Yan Gelip Yatma Yeridir!


Korkuyorum. Şimdi sadece başlığı okuyup, bize “TSK ve askerlikten soğutma” gerekçesi ile dava açılır mı acep? Başbakan Erdoğan “Askerlik yan gelip yatma yeri değildir” dedi diye kendisine demedi-komadı bırakılmadı. En çok eleştiri ise milliyetçi kesim ve soldan devşirilen yeni sürüm Ulusalcılar tarafından yapıldı. Oysa başbakanın kurduğu cümleyi tersten okumaya kalkarsak ve “böyle değil de tersini söyleseydi” diye yola çıkarsak gerçekte sözün Milliyetçi bir söylem olduğu çıkar ortaya..! “Askerlik yan gelip yatma yeri değildir” sözüne kızanların, köpürenlerin otomatikman “Askerlik yan gelip yatma yeridir” sözünü benimsediklerini düşünmemiz kaçınılmazdır. Burada çelişkiye düşenler kendilerini Milliyetçi, Vatanperver olarak görüp, sarf ettiği sözden dolayı Erdoğan’ı kıyasıya eleştirenlerdir.
Eğer Başbakanın bu sözü söylemeden önceki arkaplana bakarsak ulusalcılar adına işin vahameti artar. Bu söz nerede, kime söylenmiş? Balıkesir de oturan, Elazığ kökenli bir ailenin şehit düşen SUBAY oğluna başsağlığı dilemek için gittiğinde şehidin babası tarafından kendisine söylenen, “Oğlumun kanını, canını helal etmiyorum size..!” mealindeki sitemlerine karşılık söylenmiş. Ne demiş cevaben başbakan: “Askerlik yan gelip yatma yeri değildir.” Gönül ister ki hiçbir askerimiz ölmesin, ana-babasına acı haber gelmesin. Ama yıllardır bu acıyı yaşıyoruz, yaşadık. Bu baba sözlerini acıyla söylemiş olsa da mazur görülebilir ama söyledikleri kabul edilemez. Hele kanının son damlasına kadar bu vatan için ölmeye hazır olduğunu söyleyen bir Türk Milliyetçisi bu sözleri içine sindiremez.


Bu sözleri Şehit olan bir Subay’ın babası söylemiş yani bir şehit asker babası, asteğmen annesi değil. Türkiye askerliğin zorunlu hizmet sayıldığı ülkelerden biri. Profesyonelleşmeçabalarını hızlandıran ordumuz buna yaklaştığı sürece askerlik hizmeti önce kısalacak sonra gönüllü hale düşürülecek ardından zorunlu askerlik kaldırılacaktır. Bu niye önemli çünkü bu ülkede Yarım Milyon asker kaçağı var. demek ki askerlik yapmak istemeyen, askere gitmekten korkan yada askerliği yaşam felsefesine aykırı gören, olmadı Türk ordusunda askerliği içine sindiremeyecek olanlar var! bir şehit subay babası acı içindeyken bile o sözleri sarf edemez, etmemelidir. Çünkü hakkı yok. Bursalı bir Asteğmen Pkk terörüne kurban olmuştu. Şehit asteğmenin annesi cenazesinde aynen şehit subayın babası gibi feryatlar ediyordu. Oğlunun kanını helal etmiyordu devlete… bu anneye hak verebiliriz! Çünkü feryatlarının arasında söylediklerini aklıma kazıdım: “ben oğluma çocukken çok istemesine rağmen bisiklet almadım. Düşer bir tarafını sakatlar diye, ağaça tırmanmasına izin vermedim kolu-bacağı kırılır diye, devlet okuluna göndermedim döverler, söverler, ezerler diye, Türkiye de üniversiteye göndermedim siyasi olayların ortasında kalır başına bir iş gelir diye… ama benim gözümden sakındığım oğlumun Cudi Dağın da ne işi vardı?


Bu anne haklı mı? Oğlunu yurtdışında okutmuş, o yaşa gelinceye kadar üstüne titremiş. Tüm bunların üstüne acısıyla feryat ediyor. Şehit babamız haklı değil! Evet kesinlikle haklı değil! Çünkü bu mesleği rahmetli şehit subayımız bile seçmedi. Kim onun kolundan tutup, Harp Akademisi sınavlarına getirdi. Harp Okuluna yazılırken kim onay verdi babası… peki şimdi şehit olan subay oğlunun kanını devlete helal etmemekte ne oluyor? Asteğmenler dışında Uzman erbaştan, Astsubay ve en üst rütbeli subaylara kadar insanlarımız bunu bir meslek olarak seçiyorlar. Yani askerliği profesyonel olarak yapıyorlar. Peki nedir bu mesleğin şartları? Öyle boy, kilo, kalıtımsal hastalık, sınav puanları dışında eğer siz askerliği bir meslek olarak seçmişseniz: ölmeyi, öldürmeyi, esir almayı, esir (işkence görmeyi) düşmeyi en başından kabul etmişsiniz demektir.


Şehit olan subayımızın babası tüm bunları bilmiyor muydu? Yolda, belde kendisine sorulduğunda “oğlum subay” dediğinde övünmüyor muydu? En temel hakkı elbette övünecek. Ama eğer bir şehit olan subayımızın babası bunları söylerse, şehit er, erbaşların ana-babası neleri söylemez.
Askerlik onurlu, gururlu bir meslektir. Gıpta ile bakılır onlara ama işleri tehlikelidir. Ölümle kardeş gibi ircaa ederler mesleklerini ve bunu baştan kabul ederler. Tüm bunlara rağmen siz kalkıp, bu ülkenin başbakanına “oğlumun kanını helal etmiyorum” derseniz bunu ben acınızla hoş görebilirim ama vatan sevgisi, Milliyetçilikle izah edemem. Başbakan çok doğru söyledi, “askerlik yan gelip yatma yeri değildir” bende aynen katılıyorum. Askerlik bu vatan için ölmeyi ve öldürmeyi göze almaktır.


Başbakanın birde “ananı da al git” dediği “Mersinli Çiftçi” diye sunulan profesyonel kışkırtmacıya verdiği yanıt var. Çünkü aynı şahıs benzer protestolarını dönemin başbakanı Necmettin Erbakan’a meclis oturumu sırasında, Tansu Çiller’e ise yine Mersin de yapmış. Bakan ve milletvekillerine yaptıklarını ise saymaya gerek yok. Gel gör ki bu adam sabıkalarına rağmen normal vatandaş diye nitelenip, vur abalı başbakana… yine Mersinde CHP mitinginden sonra bir esnaf Deniz Baykal’a “22 Temmuzda görüşeceğiz. Meclisi tıkamanın bedeli sorulacak” dediği için CHP’liler tarafından kafası gözü patlayıncaya, ağzından burnundan kan gelinceye kadar dövüldü. Polis gelmeseydi şimdi “rahmetli vatandaş” diyecektik. CHP lideri özür diledi mi? Yok. Peki ne denildi? Güya çevre esnaf bu çıkışa sinirlenmiş ve vatandaşı tartaklamış. Ya bu esnaf Deniz Baykal’ı ne çok seviyormuşki kendi arkadaşlarını dövebiliyor laf söyletmemek için. Şimdi bu iki olay arasında fark ne? Birinde sabıkalı kışkırtıcıya başbakan “ananı da al git” demiş. Deniz Baykal da ise ölesiye dövülmüş.


Benim kafamı kurçalayan ise başbakan eğer “ANANIDA AL GEL” deseydi ne olurdu?

2 yorum:

  1. Merhabalar,
    Düşünceleriniz ilgi çekici... Ancak 'Askerlik..'' ile ilgili kısımda kaçırdığınız bir nokta var! Şehit babası, başbakan ve onun hükümetinin terör politikalarını beğenmediği için isyan ediyordu. Siz ise konunun bu kısmını hiç yokmuş gibi sayıyorsunuz... Farkında mısınız?

    YanıtlaSil
  2. Ben de bir ülkenin başbakanının gittiği bir taziyede hemde profesyonel bir asker yani bu mesleği seçmiş, seçerken ülkesi, vatanı, bayrağı, milleti ve dini için ölmeyi zaten kabul etmiş birisinin babası tarafından söylenmesine karşı çıktım. tunç demir "şehit babası başbakanın terör politikalarını beğenmediği için isyan ediyor" demişsiniz. peki buna hakkı var mı? vardır. beğenmiyebilir. ama bu politikaların yanlışlığı yüzünden oğlum şehit oldu diyemez! ben sadece konunun söz ve kelamın aslında Tayyip Erdoğan dışında birisi tarafında dile getirilmiş olsa milliyetçi bir söylem olarak dahi algılanabileceğini düşünüyorum. yoksa zaten şehit babası niçin tepki vermiş kısmı benim öznem dışındadır. burada eleştirilen Erdoğan olduğuna göre, kendisinin üzerinden devlete bir isyan görüldüğünden, yaptığı savunmanın doğruluğunu ispata çalışılmıştır. şehit babası isyanında haklıdır. ama haksızda olsa, haklıda olsa vermesi gereken tepkinin şehit subay babası olarak bu olmaması gerektiği ve Erdoğan'ın çarpıtılarak ve kavram saptırılarak sözünün maksadı dışında kendisini hedef alaçak oka dönüşmesinin mantıksal parodoksunu işlemek isteniş. cenk sarıgöl hoş ve farklı bakış açısı yakalamış demenizi beklerdim. görüşlere katılmasanız bile...

    YanıtlaSil

İnsanlık konuşma ve yazıyla yani iletişimle birlikte teknolojik gelişim sağlayabilmişlerdir. Medeniyet ise bu hasletleri hoşgörü, sevgi ve ahlaklı kullanmakla olur.