31 Ocak 2009

Torbalı Başkan Adaylığı ve CHP

İzmir - Torbalı Şehir Merkezi (Belediye Meydanı)
Torbalı Belediye Başkan Adaylığı Süreci

İbrahim İbişoğlu ve Mahmut Atilla Kaya'nın yani iki avukatın yarıştığı Torbalı Ak Parti Adaylık süreci üzerine yaptığımız analiz ve verdiğimiz bilgilere en çok CHP’liler tepki göstermişti. Hatta yazının baş aktörlerinden,
Akp A.Adayı Av. İbrahim İbişoğlu beyefendiden bile daha fazla..! Tarafsız olmadığımızdan tutunda, gazeteciye, kişiliğime yakışmadığına kadar hafifinden ağırına kadar. İsimsiz, imzasız mesajlar, elektronik postalar... Başka bazı yazılarımız taraf olabilir ama bu
http://cenksarigol.blogspot.com/2008/12/torbal-akp-belediye-bakan-adayl-i.html yazılarımız birer analiz-eleştiri üzerine bina edilmişti. O yüzden haksızlık edilmesin. Diğer yandan ben sayın Mahmut Atilla Kaya’nın tarafı olduğumu zaten yazmış, açıklamış birisiyim. Peki bunu açıklamama rağmen eleştirmedim mi? Eleştirdim. Yerdim, tenkit ettim. Ederim ve etmeyede devam edeceğim. Kaya’nın sayın mevcut Torbalı Belediye Başkanı Ramazan İsmail Uygur’dan daha iyi bir belediye başkanı olacağını düşünüyorum... herşeyden önce benim için önemli olan Torbalı.

Mahmut Atilla Kaya ile birlikte yola çıktığımız, projelerini, planlarını bildiğim için böyle düşünüyorum. Fakat bu nihayi bir destek değil. Bunu çoğu kez her yanlışında eleştirerek, ortaya döktüm...CHP iktidarı benim nazarımda ilçenin başına gelen bir kötülüktür... Özellikle Ramazan İsmail Uygur başkanlığı belki kendisinden önceye göre iyidir ama bu kocaman bir fiyasko olduğu gerçeğini değiştirmez. Megolomanik ve narsisti yapılarla Torbalı yönetilmez, yönetilmemelidir. CHP adaylık süreci bugün akşam üzeri yarın en geç öğlen açıklanacaktır. Kim mi? Bu saatten sonra hiç önemli değil! Burnu sürtülen sürtüldü.

CHP ve CHP’liler “Biat Kültürü” hangi partide kılcal damarlara kadar sirayet etmiş gördüler! Chp adaylık sürecinde halkın, partilinin, delegenin hatta ilçe ve il yönetimlerinin yok sayıdığını, görmezden gelindiğini tek belirleyicinin CHP genel merkezi ve bir iki genel bşk. yardımcısının olduğunu müşaade ettiler. Ben yaptım oldu mantığı herkesin anlayacağı şekilde ortadadır. CHP’nin açıklayacağı aday kim olursa olsun artık sonuç değişmez. Tek kriterin genel merkezin ve başkan ve yardımcılarının iki dudağının arasında olan bir parti ne kadar demokrat olabilirki? Sonrada “bu halk neden Akp’ye oy veriyor” diye etraflarına bakıp, halka kızıyorlar. Bilinçli bilinçsiz demokrasi dışı güçlerden medet umuyor, meydanlara çıkıyorlar..!

Bugün Dr. İbrahim Öz veya Ramazan İsmail Uygur’un adaylığı açıklanabilir. Hatta şaşırmayın;
"Sedat Uzunbay"
çantadan çıkabilir. Nasıl olur? demeyin sakın, adını söylediğimiz kişi eski milletvekili Sedat Uzunbay, parti ise bahsettiğimiz CHP’dir. Sonuçta atamayla aday belirlenen bir parti sözünü ettiğimiz... Bana kalırsa CHP genel merkezi bu saatten sonra kendini aday açıklamak için sıkmasın, sıkışmasın, telaşlanmasın. Aday ismi yazmadan amblemle (6 ok) girsinler seçime... Chp kazanırsa adayı değil direkt belediye başkanını belirlerler! Böyle birşey olabilir mi? Demokratik bir partide aday adaylığı başvurusu yapmamış birisinin ismi (Sedat Uzunbay) kulislerde ciddi ciddi seslendirilebilir mi? CHPde oluyor. Neden? çünkü birisi, “ben olmazsam, Uzunbay seçimeli” dediği için gündeme düşüyor..!

Dr İbrahim Öz için Şunu belirtmeliyim ki; Eğer Chp tarzı bir politkacı olsaydı bu şartlarda kesinlikle adaydı. Dr. İbrahim Öz gerçek bir Sosyal Demokrat gibi siyaset yapıyor. Halkla politika üretmeye, vatandaş referanslı çıkışlar amaçlıyor. Lakin CHP’nin böyle olmadığını öğrendi veya anlamak üzere sanırım. İbrahim Öz yapı olarak uzlaşmacı, hoşgörülü, birleştirici, yapıcı bir kişilik. Siyasi grupların, çıkar çevrelerinin aralarında kıvrılan omurgasız bir siyaseti tercih etmiyor. Fakat bu özelliği ona siyasete atıldığı partide avantaj değildir. Doğruysa bile rakibini kötülemek için görüp, hatalarını aktarmaz, genel merkez üzerinden, halkın olmadı referanslar aramaması İbrahim Öz’ü siyaseten güçsüzleştiriyor. Türkiyede olduğu gibi Torbalıda da rakibini tekmelemeden yapılan yapıcı siyasete hazır değil, seçmende öyle ama değişiyor hep hizip, kavgada istemiyor seçmen. Eleştiri istiyor, yapıcı, yolsuzluk ve usülsüzlükleri ifşa edecek bir dil.

Dr. İbrahim Öz bundan 2.5 – 3 ay önceki büyük avantajını, işte en azından kulvardaki rakiplerinin yanlışlarını (ahlaken, maddeten, söylem ve icraat olarak ispatlanabilir) bile kullanmaktan hicap duyan birisi olarak oldukça düşürmüş durumdadır. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı için Aziz Kocaoğlu’nun adaylığının kesinleşmesi ise aslında elini güçlendirmesi gerekirken, ismini öne çıkarması gerekirken, Chp tarzı siyaset yapmamasının tezahürü olarak, mini “Atom Karınca’ repliklerine kurban verildi.

Siz yinede umutsuz olmayın, Akp nasıl Ankarada Meliklerin! burnunu sürttüyse, Chp genel merkezide burun sürte sürte, kapı aşındırta aşındırta genel başkana biat etmeden adaylık vermez! Önce ep öpmeyi öğretirler, sonra paye verirler. Bu siyasetin ruhunda var. Torbalı kibirleri bundan kurtulamaz, kurtulamadı... Sevim Olgun gazetede “Bugün CHP Adayı açıklanacak” haberi yapmaktan en nihayeti kurtuluyor. (bu arada kaç haber oldu Sevim?) En nihayet hepimiz için hayırlısı, Torbalı için ne güzel olacaksa, kim daha başarılı olacaksa dileğimiz onun yönetime gelmesi... eğer Mahmut Atilla Kaya hayırlı olmayacaksa Rabbim onada koltuk nasip etmesin. Herkes hayırlısını dilesi! Taraf mı? Evet ben tarafım demokrasi, halk, Torbalı, İzmir, Türkiye, Müslümanlar ve insanlıktan taraf.


Cenk SARIGÖL

30 Ocak 2009

Torbalı Kabacakırı OSB Bilgi Notları

Torbalı Kabacakırı Organize Sanayi Bölgesine Karşı Çıkan Ahmetli Köyü Muhtarı Veli Koç, OSB için istimlak edilen arazilerin köylülerden alınmasına ve Metropolis havzasına OSB kurulmasına karşı çıkıyor.


Kabacakırı OSB Bilgi Notları
Torbalı Kabacakırı OSB kosunda bunca yazmamıza bazı bilgileri okurlarımızla paylaşmamızdan kaynaklanan anlatamama sıkıntısı çekiyoruz. Bunun için Kabaçakırı OSB ile ilgili elimizdeki bir kısım bilgiyi okurlara summakta çok fayda var. Zararın neresinden dönersek kardır.!

Torbalı Kabacakırı OSB Yer Seçimi (08.12.1998) tarihinde 260 hektarlık OSB Alanı olarak önerilen bölge ilk etapta yaklaşık 700.000 m2 ( 70 hektar) olarak tescil edildi. Ege Bölgesi Sanayi Odası ve Torbalı Ticaret Odasından teşkil eden Müteşebbis Heyetce hazırlanan KURULUŞ PROTOKOLÜ Sanayi ve Ticaret Bakanlığınca 29.04.2004 tarihinde onaylanmış ve Temsil Yetki belgesi alınarak Tüzel Kişiliği tescil edilmiştir.

Şimdi bu heyette kimler vardı? Yaptıkları işten memnunlar mı diye sormayalım mı? İlçenin gelişme yönündemidir Kabacakırı? HAYIR! Arıtılan suyun kollektörlerle Fetrek Çayına verilmesi planlanıyor ey Çaybaşı Beldesi ve Atatürk Mahallesi sakinleri... Bizi ilgilendirmez demeyesiniz!

TORBALI Kabacakırı OSB Yönetim Kurulu Ü.
1-Cengiz Ünerdem (Bşk.)
2-Kamil Porsuk (Bşk. V.)
3-Enver Olgunsoy (Yön. Kur. Üyesi)
4-Osman Atalay Ermiş (Yön. Kur. Üyesi)
5- Sami Kazmacı (Yön. Kur. Üyesi)

TORBALI Kabacakırı OSB Denetim Kurulu Ü.
1-
Faik Dalgıç
2-Bahçet Çınar

TORBALI Kabacakırı OSB Müteşebbis Heyeti
14 üyeden oluşan bu heyette Torbalı Tic. Odası iki üye ile temsil ediliyor;
1-Behçet Çınar
2-Sami Kazmacı

Kabacakırı OSB konusunda karşı çıkan tek muhtar olan Ahmetli Köyü Muhtarı Veli Koç’u azade tutarım. Olayın ciddiyetini kavradığı içide tebrik ederim. Burdan birkaç kez
Yeniköy Muhtarı Turgut Buluş çok sevdiğim, değer verdiğim, siyasi bilinç ve etkinliğini küçümsemediğim bir insan. Siyasi ferasetiyle er yada geç Kabacakırı OSB konusunda taraf olacağını düşünürdüm. Fakat onca kendisine hitaben yazdığımız köşe yazsına rağmen ne bir soluk verdi ne de ses... Üzülmedim desem yalan olur. Ondan bu OSB'nin çevresine vereceği zararı ve Metropolis (Ana Tanrıça Kenti) gibi antik ve turizme kazandırılabilecek bir yapıyı heba etmeyecek öngörüyü beklerdim. Çünkü daha önceki bir yazımızda belirttiğimiz gibi http://cenksarigol.blogspot.com/2008/05/turizm-ve-torbal.html turizmin er geç Metropolis'i göreceğini ve Torbalıda bu nimetten sadece Yeniköy'ün yararlanacağını görmesi gerekir...

Özbey Mah. Muhtarı Kerim Özlü’yede çok çağrı yaptık. Görüşlerini öğrenmek, susmamaları gerektiğini yazdık. Ses seda çıkmadı. Galiba Kabacakırı OSB ile köyde işsiz kalmayacağını ve kurulacak sanayi tesislerinin çevreye zararsız, küçük, marangoz, demir doğrama, camcılık gibi iş kolları olacağı yönündeki yalana inanmışlar! Bu köylerimizden toplam 5-10 kişi kurulacak sanayi tesisinde çalışırsa öp-başına koy. onlarda düz işçi yada amele olarak..!
Bakın bakalım ey Torbalı İnsanları bu iş kolları nelermiş;

Torbalı Kabacakırı OSB'de ki İş Kolları


•tekstilden konfeksiyon sanayi •soğutma ısıtma ve klima sanayi
•muhtelif yiyecek sanayi
•ağaç mamülleri sanayi
•elektrik ve mak. ve aygıtları sanayi
•çelik kont. ve mad. yapı elemanları sanayi
•özel ve seri makine imalat sanayi
•et-süt ve su ürünleri sanayi
•otomativ yan sanayi ve taşıt sanayi
•plastik sanayi
•kağıt ve kağıt ürünleri sanayi
•tıbbi tarımsal ilaç sanayi
•diğer sanayi kollları

İnanmayanlar için isim isim bulabildiğim!

Torbalı OSB’den yer alan Kişi, Şirket ve Kuruluşlar

Çoğunun faaliyet kolu belirtilmemiş bile;

· Temel conta sanayi ve ticaret a.ş. (belirtilmemiş)
· Nur medikal tıbbi malz.kim.mad.paz. (belirtilmemiş)
· çağsan plastik pazarlama san.tic.a.ş. (plastik boru, hortum ve profil imalatı)
· Doğa arı ürünleri gıda san.tic.ltd.şti. (belirtilmemiş)
· Çağsan plastik san.tic.ltd.şti. (plastik boru, hortum ve profil imalatı)
· Ceylan yağ sabun san.tic.a.ş. (yemeklik sıvıyağ dolumu ve ambalaj)
· Batı basma sanayi ticaret a.ş. (boya baskı, konfeksiyon)
· As tekstil ltd.şti. (boya baskı, konfeksiyon)
· Artistik iç ve dış tic.ltd.şti. (mermer seleksiyonu ve eskitme)
· Arma dış ticaret a.ş. (belirtilmemiş)
· Gereme yapı malzemeleri ltd. şti. (profil, bordür, eskitme)
· Fevzi Çakaloğlu-pir nakış (belirtilmemiş)
· Yağmur teknik ısı end.. mak. ltd. şti. (tavuk yakma kazanı, sıvı – katı yakıt kaloriferleri, panel radyotör)
· Üstünel derinkuyu su pompaları (belirtilmemiş)
· Üğütmen makina (belirtilmemiş)
· Tunçyağ kimya demir san-tic. a.ş. (belirtilmemiş)
· Melsa bisiklet motor-san-tic ltd.şti. (belirtilmemiş)
· Güralp vinç makine ltd.şti. (belirtilmemiş)
· İnci mobilya malzemeleri santic.a.ş. (yatsan)
· Frıterm a.ş (sıcak –soğuk su bataryaları, konvektör bataryaları)
· Ekiz yağ sabun sanayi a.ş. (zeytin yağı ve sabun)
· Alternatif ambalaj san.tic.ltd.şti. (belirtilmemiş)
· Akarsu teknik kimya madeni yağ ltd.şti. (belirtilmemiş)
· Ak birlik demir ltd.şti. (belirtilmemiş)
· Maseksport gıda ve ihtiyaç (belirtilmemiş)
· Şatel örme kumaş san.tic.ltd.şti. (belirtilmemiş)
· Şahtaş ethem şahinler toprak san.tic.a.ş. (belirtilmemiş)
· İms turizm ulus.paz.hiz.ltd.şti. (belirtilmemiş)
· Bilgi trafo makine sanayi koll. şti. (biley makinaları üretimi)
· Hürriyet demirörs (makina üretimi)
· Tansu alper inş.yük.müh. (belirtilmemiş)
· Dere madencilik inş.yapı malz.san.tic. a.ş. (belirtilmemiş)
· Ermiş inşaat san.tic.ltd.şti. (belirtilmemiş)
· Kamil porsuk (belirtilmemiş)
· Egemen tıbbi teknik san.dış tic.ltd.şti. (tıbbi ve hijyen ürünleri)
· Mayıs makina kompresör san.ve tic.ltd.şti. (belirtilmemiş)
· Zeki Bora Turan (belirtilmemiş)
· Hasan Yavaş (belirtilmemiş)
· Ömer Murat Yeşil (belirtilmemiş)
· Cenk Sayaroğlu (belirtilmemiş)
· Ran konfeksiyon tekstil deri yan.ltd.şti. (belirtilmemiş)
· Mertkon makine metal imalat san.tic.ltd.şti. (belirtilmemiş)
· Kar-inoks mühendislik mak.san.tic.ltd.şti. (belirtilmemiş)


Cenk SARIGÖL

29 Ocak 2009

Ol Mesele Torbalı OSB

Torbalı Kabacakırı Organiza Sanayi Bölgesi Kuşbakışı Görünüş

Ol Mesele Torbalı OSB!

Torbalı Kabacakırına Organize Sanayi Bölgesi (OSB) yapımına karşı çıktık. Çıkmaya devam edeceğiz. Sayın Ertan Ünver ile aynı görüşlerin farklı tezahur ve tepkileri üzerine delhizlere kaptırdık. Oysa hep temenni ve uğraşımız “Kabacakırı OSB Kurulmasın” rahlesi üzerinde duruyor. Bizim,
Kabacakırı OSB için mevcut Torbalı Ticaret Odası (TTO) Yönetiminde bulunduğu halde şimdi Muzaffer Sekban muhalifi olanlardan neden OSB karşıtı bir söylem yada şerhlerini duymadık
ana fikirli yazılarıma http://cenksarigol.blogspot.com/2009/01/mesele-olmak-mechele-deil.html karşılık...

Ertan Ünver, 26 Ocak 2009 tarihli yazısında benim nazarımda en önemli ve bana hitap eden cümlesinde, şöyle diyor;
Fakat buna kimse karşı çıkmadı bunca zaman diyor.. Yok, yok karşı çıkıldı hep.. Muhalif yöneticiler de karşı çıktı; daha sonra yönetimin mu-halifi olanlar da.. Fakat, TOGİAD'ın çalışma programının ana maddelerin-den biri olduğu için, kimse ayrıca ve özellikle belirtmeye gerek görmedi..

Torbalı Genç İşadamları Derneği (TOGİAD) kuruluşunda Genel Sekreter olarak bulunmam dolayısıyla, üye arkadaşlarımızın fikir ve çalışmalarımız hep bu yönde oldu doğrudur. Bundan bir şüphemde yok. Lakin benim sorguladığım defaatle belirttiğim gibi halen TTO yönetiminde bulunduğu halde şimdi Muzaffer Sekban muhalifliği yapan “Değişim Grup” içerisindeki kişiler bu güne kadar ne tepki verdiler Kabacakırı OSB için? Şimdi 3. http://cenksarigol.blogspot.com/2008/12/torbal-ticaret-odas-seimi.html Kez aynı cümleyi tekrarlayalım;
“...Ben Torbalı Ticaret Odasında şimdi muhalif olan yöneticilerinin hiçbirisinden Torbalı Kabacakırı OSB konusunda karşı söylem duymadım (Oldu da ben kaçırmışsam şimdiden özür dilerim). Eh Torbalı Ticaret Odasından OSB konusunda muhalif bir ses duymamışsak, hemfikir olunduğunu düşünmemiz gerekir. O takdirde en önemli soru önümüze düşer, ‘Bir ilçenin Ticaret Odası başkanı ve meclisinin ilçelerine OSB getirmesi başarı değil midir?

Aydın Mimaroğlu, Vahap Olgun, Yurdal Alkan, Yurdadoğu Mutlu, Gökhan Şapcı, Davut Kırşan, Yaşar Çetin vb. TOGİAD üyesi arkadaşlarımızın fikirlerini, Kabacakırı OSB’nin başka bir yere kurulması konusundaki çalışmalarını biliyorum ve takdir ediyorum. Gelgelelim bir Torbalılı olarak bu ayıbın kurulmaması yönünde şimdi Muzaffer sekban’a muhalefet eden TTO yöneticilerinin hem fikirlerini öğrenmek istemem hemde bugüne kadar karşı olmalarını karşılayacak, yöneticilik vasıflarıyla ne gibi işler yaptıklarını sorguluyorum. Yada tekrar ve çalışabilecekleri Aydın Mimaroğlu gibi tarafsız ve siyasi partiye angaje olmamış bir başkan ile TTO yönetimine gelirlerse ne yapmayı düşünüyorlar? kabacakırı OSB kosunda karşı adımlar yada geri adımlar atmaya hazırlar mı?

Biz şimdi Muzaffer Sekban muhalifi olan isimlerin Torbalı Kabacakırı OSB konusunda ne düşündüklerini, bugüne kadar nasıl karşı çıktıklarını açıklamaları yönlü ilk yazıyı tam bir önce yani 2008'in son haftası dile getirdik. O güne kadar hiç ses çıkmadı. Cevap gönderen, telefon eden, karşı çıkmalarını, çalışmalarını anlatan Torbalı Ticaret Üyesi hiçbir yönetici yok. Şimdi sevgiliş Ertan Ünver çıkmış "var" diyor. Göster o zaman sayın abim. "ŞOL" diye işaret et. "OL" diye isim ver! Ben bir vatandaş, okurum, Torbalı Halkı adına soruguluyorum. TTO üyesi değilim, üye olarak değil. Üyeler belkide Kabacakırı OSB'den rahatsız değildir. Dükkan, iş yeri, imalathane almayı bile düşünüyor olabilirler.! Ben sıradan vatandaş olarak, doğduğum, yetiştiğim, büyüdüğüm, en geç naaşımın döneceği Torbalım ve geleveği adına "Torbalı Kabacakırı OSB Kurulmasın" ana fikri etrafında mücadele ediyorum. Yoksa kim kazanmış, kim kaybetmiş hiç umurumda değil! Bana faydasıda yok.

Lakin bir gazeteci, bu ilçe de yazan birisi olarak, "Değişim" adına yola çıkanların neyi değiştirmek için yola çıktıklarını, değiştirmeyi düşündükleri arasında benim en fazla hassasiyetle üzerinde durduğum 'Kabacakırı OSB' durumunu sorguluyorum. Lütfen çok görmeyin. Tüm bu yazılar çercevesinde TTO yönetimi için mücadele eden hiçbir grubun sevgisi kazanmadığım gibi belkide şimşeklerini çekiyorum. Bunun farkındayım. Oysa çok kolay bir tarafı tutarsınız, desteklediğiniz sizi sever, yerdiğinizde kızar. Kazanır yada kaybedersiniz. Bizim gibi halkın yada doğru bildiğinizin peşinde gider ve gerçeği o doğrudan hareketle arar yada çekmeye çalışırsanız sizden kötüsü olmaz..! Varsın olmasın be ne çıkar? Benim için okunduğunu bilmek yeterli nasıl olsa.


Cenk SARIGÖL

25 Ocak 2009

Denizde Çimen

Denizde Çimen

-Oldu mu be kardeşim? Denizde hiç çimen olur mu en fazla ‘yosun’ olur.
*Yosundan başka ne olabilir?
-Kum olur. Attığın başlığa göre bir deyim bile var; “Denizde kum, onda para” yani başlığı bence yanlış girmişsin!
*Yanlış girdiğimiz sanmıyorum. Basım hatasıda yok. Sen hele denizde başka ne olur devam et...
-Kum olur, yosun olur bide balık olur. Evet evet balık olur. Ama kesinlikle Çimen olmaz. Yani balık ve kum çağrışımı yapıyor yazına attığın başlığın.
*Balık çağrışımı yapmışsa kesinlikle doğru başlık o zaman.
-Nedenmiş o?
*Çünkü Torbalıda Balık ile Çimen yanyana gelince villa yaptırıyorda ondan!
-Şimdi anladım sen başlığı ve arkasındaki çağrışımını birlikte düşünmemizi istiyorsun.
*Evet. Aslında amaç o. Hatta alternatif olarak, ‘Çimen Baştan Kokar’ ve ‘Lütfen Balığa Basmayınız!’ gibi başlıklarda düşünmüştüm.

Resimde Gördüğünüz Malikane Düzeltme isteyen İlyas ÇİMEN'e göre bir köyeviymiş!
Yazı konusunu yukarıdaki hayali diyalogtan anlamışsınızdır. Sayın İlyas Çimen Vekili Av. H. Dicle Turan aracılığı ile gazetemize bir düzeltme yazısı göndermişti. http://cenksarigol.blogspot.com/2009/01/ifte-villalar-ky-eviymi.html Bunu yazarımız köşesinde yayınladı ve bir dizi eleştirsinide sonuna ekledi. Doğrusu kıskandım. En kısa zamanda bende bir düzeltme istiyorum! Hem şimdi yazdıklarıma cevap olarak hemde daha önce yazdığımız “Balık Baştan Kokarhttp://cenksarigol.blogspot.com/2008/11/balk-batan-kokar.html önce gönderilen düzeltmenin yamuk yerlerinden bahsedelim. Çifte Villalara ‘Köy Evi’ kılıfı giydirmeye çalışmışlar. Ahir ömrümün uzun bir kısmı köyde geçti ama ben son 15 yıldır böyle bir köy evi görmedim. Çürük, kesme taş kaplama, çatı katlı... Belediye işçilerine taşıtılan ‘Köpek Klübesi’ kesinlikle İlyas Çimen bey’e ait değilmiş. Bunu öğrendik. Demekki Belediye işçilerinin maaşını babalarının kesesinden öder gibi şahsi işlerinde çalıştıran Yusuf Balık! Öyle ya İlyas Çimen kendine ait olmadığını söylüyorsa...

İstermisiniz şimdi İlyas Çimen'in yaptığı gibi Yusuf Balık çıkıp, “köpek klübesi bana ait değil” desin. Olur mu olur? Böylece bizlerde Torbalı Belediyesinin yaz aylarında haftasonları kalmak için kullanılan boş ve sorumluluk sahası dışındaki köy evlerine koruma amaçlı köpek klübesi hizmeti verdiğini öğrenmiş oluruz. Fakat yineden sormadan geçmeyelim;
Bu Çifte Villaların bahçe sınırları belli mi? Belli değilse o klübeyi dolduracak köpek hangi yapışık konutu korumak için eğitildi?
Ayrıca Banka kredisi çekilerek, yapılan Çifte Villaların yapımında malzeme ve işçilik masrafları ortak mı karşılandı? Ayrı ayrı mı pazarlıklar yapıldı?

Asılsız gazete haberleriniz üzerine Belediye Başkanlığınca konu her yönüyle resmi olarak araştırılmış, incelemeler sonucunda müvekkilin ‘olaylarda hiçbir kusurunun ve sorumluluğunun olmadığı’ tespit edilmiştir.
Denilmiş düzeltmede. O zaman belediye işçilerini kendi menfaati için çalıştırma kusuru Yusuf Balık’a mı kalıyor? Belki ortada böyle kusur bile yoktur. Sevgili Torbalı Belediye Başkanı Ramazan İsmail Uygur, vekili Mehmet Kurt’un görevden aldığı Yusuf Balık bey’i göreve iade ettiğine göre..! Belkide gazete muhabiri yanlış görmüştür. Yanlış görmekle kalmamış, fotomontaj yapmış ve haber uydurmuştur. Ortada köpek kulübesi olmadığı bile iddia edilebilir!Bende düzeltme istiyorum, Balık veya Çimen farketmez ama lütfen hem yukarıda yazılanlara hemde özellikle aşağıdakine cevap versin;
Koruluk Kafe ile aynı taşlarla cephe kaplaması yapılan, aynı taş ustalarına yaptırılan vilların sahipleri bizlere bu ustaların ve taşı aldıkları firmanın (Bayındır olması lazım) faturalarını ibraz edecekler mi? Yoksa Koruluk Kafe’nin yanında bunlarda aradan çıkarıldı mı? Belediyeye bu taşların m2’si kaç paradan, Çifte Villalara kaç paradan alındı? Ustalar işçilikleri Koruluk Kafede kaç paradan, Çifte Villarda kaç paradan işledi?
Son olarak Torbalı belediyesi yaptığı tahkikat sonucunda ne rapor yazmış? Belediye işçilerini kurumun üst memurları şahsi işlerinde kullanabiliyor mu? Kullanamıyorsa yaptırımı var mı? Varsa sonuç ne?


Cenk SARIGÖL

24 Ocak 2009

Çifte Villalar Köy Eviymiş!

Çifte Villalar Köy Eviymiş!
Resimde Gördüğünüz Malikane Düzeltme isteyen İlyas ÇİMEN'e göre bir köyeviymiş!

Torbalı Belediye İşçilerine taşıtılan Çamlıca Köyünde yaptırılan Çifte Villaların sahiplerinden Torbalı Belediye Amirlerinden İlyas Çimen Vekili Av. Dicle Turan aracılığı ile bir düzeltme göndermiş. Kısaca olay gazetelerde Torbalı belediye İşçilerinin bu Çifte Villalara Köpek Klübesi taşımasının fotoğraflanarak haberleştirilmesiyle ayyuka çıkmıştı. Çifte Villaların sahibi Belediye Amirleri

Yusuf Balık ve İlyas Çimen'e ait oldukları gündeme gelmişti. olayın kamuoyunda kızgınlık ve öfkeye dönmesi üzerine hasta olan CHP'li Torbalı Belediye Başkanı Ramazan İsmail Uygur'un yerine vekalet eden CHP'li Belediye Meclis Üyesi Mehmet Kurt tarafından Yusuf Balık fen işleri Amirliğinden alınmıştı.

CHP'li Torbalı Belediye Başkanı Ramazan İsmail Uygur nekahat dönemi sonucunda "0 km" taburcu olunca görevden alınan Yusuf Balık, görevinin başına geçti. Mehmet Kurt tarafından kendisininde itiraf ettiği belediye işçilerine şahsi villasına köpek klübesi taşıttığı ve görevini kötüye kullandığı hesaba katılarak görevden alınan Yusuf Balık, Torbalı Belediye Başkanı Ramazan İsmail Uygur tarafından derhal göreve iade edildi. Biz zaten yazı içinde linkini verdiğimiz köşe yazımızda Ramazan İsmail Uygur görevde olsa Yusuf Balık'ın görevine devam ediyor olacağını ve iyileşince göreve iade edileceğini tahmininde bulunmuştuk. doğrusu Ramazan İsmail Uygur bizi haklı çıkardı.

Aşağıda yayına aldığımız
İlyas Çimen vekili tarafından gönderilen düzeltme metninin bir sonraki yazmızda ele alacağız...;

Villa Değil Köy Eviymiş!

"Müvekkilim İlyas ÇİMEN hakkındaki gerçeğe aykırı, suçlayıcı, rencide edici ve yasal dayanaktan yoksun iddia ve yorumlara ilişkin haberleriniz karşısında kamuoyunun "doğru bilgilendirilmesi" amacıyla aşağıdaki düzeltmelerin yapılması zorunlu olmuştur.

Müvekkilim, görevini titizlikle yapan 22 yıllık, sicili temiz bir devlet memurudur. Düzenli şekilde mal bildiriminde bulunarak yasal yükümlülüğünü yerine getirmektedir. Kirada oturan müvekkilin asılsız habere konu iki göz odadan ibaret Çamlıca Köyündeki (banka kredisi ile yaptırdığı) evden başka malvarlığı (dairesi) yoktur. Yanlı haberde "villa -görkemli malikane" olarak geçen ikiz konutlardan yalnızca biri müvekkilindir. Birçok eksiği bulunan tek katlı köy evinin tüm giderleri müvekkilin özkaynaklarıyla yapılmış olup haberdeki "köpek kulübesi" kesinlikle müvekkile ait değildir, belediye kaynakları kesinlikle kullanılmamıştır. Aksi yöndeki haber iftiradan ibarettir. Hiç bir haksız kazancı olmayan,bedelini ödemeden kimseden mal ve hizmet almayan müvekkilim şahsıyla ve sorumluluklarıyla ilgili her konuda yetkili makamlara belgeleriyle hesap vermiştir vermeye de hazırdır. Haberde yeralan müvekkilimin "gayet fiyakalısından aracı olduğu" ifadesi de yanlıştır. Müvekkilimin... ayrıca yurt dışında çalışan iki kardeşi de kendisine destek olmaktadır. Doğruluğu araştırılmadan verilen haberlerle kamuoyu ve okurlarınız yanlış bilgilendirilmiş, müvekkil aleyhine aldatılmıştır...

* Asılsız gazete haberleriniz üzerine Torbalı Belediye Başkanlığınca konu her yönüyle resmi olarak araştırılmış, incelemeler sonucunda müvekkilin "olaylarda hiçbir kusurunun ve sorumluluğunun olmadığı" tespit edilmiştir. Bu nedenle halen görevinin başındadır. Kusursuz müvekkilim aleyhine "çamur at izi kalsın" siyaseti güdülmekte, bu amaçla Basın İlkeleri ve müvekkilin kişilik hakları ağır şekilde ihlal edilmektedir. Unutulma-malıdır ki hukuk herkese gereklidir. Kamuoyuna saygıyla duyurulur."
19.01.2009
Torbalı Belediyesi Ruhsat ve Denetim Müdürü
İlyas Çimen
Vekili Av. H. Dicle Turan

17 Ocak 2009

Torbalıda Gazetecilik ve Destek


Tehdit Kabul Edilemez

Kabul edilemez o kadar çok şey var ki... İsrail’in hastaneleri, camileri, Birleşmiş Milletler (BM) Kampı bombalaması, hedef gözetmeksizin çoluk, çocuk, yaşlı, kadın, hasta, sivil ayrımı yapmadan insan öldürmesi, uluslararası anlaşmalarla yasaklanmış bulunan fosforlu, uranyumlu ve misket bombalarını şehrin orta yerine boca etmesi, insani yardımlara, hasta nakillerine bile izin vermemesi vs. vs...

Lakin bizim başlığımızı attmamıza sebep, gazetemizde ismini gördüğünüz Hüseyin Günaydın beyin tehdit edilmesidir. “Filistin’e destek, İsrail’i tel’in” mitinginde benim gördüğüm DSP İlçe Bşk. Muhsin Yazar, Ticaret Od. Bşk. Muzaffer Sekban ve SP İlçe Bşk. Ahmet Sertcan’ın yayınlanan fotoğraflarıdır. Fotoların montaj olduğunu felan kimse iddia etmedi. Yalanlamadı. Ben böyle bir konuda gülme sebeplerini tartışmam!

Yok düşüyormuş, öteki tutmuş...
Yok beriki yanlışlıkla “Kahrolsun Filistin” demiş...
Yok diğeri fıkra anlatmış, çok komikmiş..
Bu nasıl bir motivasyon? Siz oraya Filistinlilerin acılarını paylaşmak, yaşanan dramı haykırmak için katılmadınız mı? Sebepler beni ilgilendirmez! 5 dk. Ciddi şekilde yürüyeceksiniz.. Hele belli mevkilerdeki kişilerseniz buna 100 kat fazla dikkat ederek...

Bu arada sakın yazılanlardan “Bu mitinglere katılanlar gülecekse sakın katılmasın” gibi sonuça varılmasın. Katılanlar isterse amuda kalkarak yürüsün, takla atarak iştirak etsin! Toplumun belli kesimini temsil eden insanlarsanız işin ciddiyetine daha vakuf olmanızı beklemek bizim hakkımızdır.

SP İlçe Bşk. Ahmet Sertcan’ı insan olarak çok severim. Filistin konusunda herkesten fazla gözyaşı döktüğünü, duyarlı olduğunuda bilirim. Hatta sadece bu ‘gülmeceli’ yürüyüş değil, yıllardır, İsrail zulmünü dillendirdiğini, Filistinlilerin acılarını anlattığınıda...
Haksızlık etmeyelim. Gel gelelim bunca emek, duyarlılık ağız dolusu bir gülmeyle kayboldu!

Ticaret Od. Bşk. Muzaffer Sekban’ında Filistinlilere yapılan haksızlıklara en çok üzülenlerden, konuşanlardan biri olduğu gerçektir. Hele islamın 5 şartından birisi olan ‘HAC’ görevini yeni tamamlamış biri için... O kutsal diyarda dünyanın her köşesinden gelen müminlerin kardeşlik atmosferini soluyalı daha yeni olmuşken, Filistinlilerle kardeşliği çoklardan iyi hissettiğini düşünüyorum. Mamafiğ, o gülücükler , sırıtmalar, kahkahalar yakışmadı. Yakıştıramadım.

DSP İlçe Bşk. Muhsin Yazar için birşey diyemem... Gülmüş olmuş işte... Onu azade tutmuyorum.Olayın tuzu - biberi (Aslanlar Biberi hemde) o gülücüklerin yazılması sonrası yaşananlara... Kim kime yazıyor? Hiç önemli değil! Fikirlerini açıkca toplumuyla paylaşan gazeteyi kimse tehdit edemez / etmemelidir. Nasıl bir aymazlıkla kabalaşıyorsunuz? Yaşanan olay yalan, fotoğraf montajsa ve gazeteye gönderdiğiniz bir tekzip metni varda yayınlanmadıysa hadi hafifletici sebep sayalım... ikinci vitese geçmişler diye düşünelim. Tekzip gönderdinizde yayınlanmadıysa bana gönderin gene yayınlamasınlarda görelim! Ama böyle birşey yok. Yazarı ve gazeteciyi tehtidle, şantajla susturmayı amaçlamak, telefon açıp hakaretler etmek, tiranlık, zorbalıktır. Bunu ne size yakıştırabildim nede bu ilçeye...

Şahsımca biz burada fikirlerimizi söyler, olaylara farklı perspektifler sunmaya çalışırken hiçbir maddi beklentimiz ve menfaatimiz yok. En azından ben kendimden biliyorum. Ha olsada birşey değişmez Torbalı dağ başı mı ki? Hakaretler, tehditlerle gazete yazarı sindirilmeye çalışıyor? Bu tehditlerin Hüseyin Günaydın’a yapılmış olması hiç farketmez. Gazeteci kamu görevi yapar. ortada bir yanlış varsa hep beraber karşı çıkalım. ama ortada sizin işinize gelmeyen ama doğru bir haber varsa laga luga yapmanında sizi küçültmekten başka anlam taşımadığını iyice kafanıza sokun isterim. Bugün ona biri, yarın bana bir başkası... O tehditleri ben kendime kabul ettim. Kıvırdım kıvırdım bekliyorum! Talibi kimse gelip alsın, uygun yerine sıkıştırayım...


Cenk SARIGÖL

16 Ocak 2009

Mahmut Atilla Kaya Resmen Aday


M. A. Kaya

Resmen Aday


Ortalık bulandırmaya çalışan CHP zihniyeti ortaya neler atmıştı? Bizzat Torbalı CHP ilçe Bşk. Ertan Çelik kendi ağzından, “Akpde 6 aday var” dedi. Sonra ortalığa, “Akp seçim kaybetmiş aday adaylarını tekrar aday göstermeyecek!” Siyasetin ve seçmen davranışlarının nasıl değiştiğini okuyamayan, çağdaşlıktan uzaklaşıp, eski, köhne siyasetle varlığını devam etmeye çalışanların ilkesi gereği,“Kendi kulvarında en hızlı koşup, birinci gelmek yerine rakibini tekmelemeye çalışmak” şiarları olmuş. Sana ne rakip partinin aday adaylarından? Nasıl aday belirlediğinden? Sen önce kendi partinin tepeden inmeci aday belirleme yöntemini sorgulama demokratlığı gösterde görelim.

Chp Torbalıda sorun yok mu? O zaman Ramazan İsmail Uygur hastaneye düştüğünde neden post yarışına girip, içinizdekini dışarı çıkardınız? Uygur hastaneden ‘0 Km’ çıkınca suspus oldunuz? Türkiye demokrasisin geldiği noktada biryere gelmek için kişinin koltuktan düşmesi beklenmiyor! Düşürmek için kapalı tezgahlar yapılmaz, fırsat kollanmaz. Mertçe çıkar, ismini ortaya atar mücadele edersin...

Mahmut Atilla Kaya’nın Torbalı Ak Parti Belediye Başkan Adaylığı bugün resmen açıklanacak. Pazartesi günü sabah bizim haberimiz olmuştu. Hafta başında komisyon delege, üye, milletvekili, meclis üyeleri, il yönetimi, anket, mülakat sonuçlarını değerlendirdi ve kararını vermişti. Bugün sadece başbakan açıklayacak! Ben bunları yani Akp aday belirleme sürecini yazdığımda diğer aday adayı sayın İbrahim İbişoğlu normal karşılarken, CHPliler küplere binmişti. Çünkü onlarda biliyordu bu şartlar arandığında İbişoğlu’nun şansının zayıf olduğunu!
http://cenksarigol.blogspot.com/2008/12/torbal-akp-belediye-bakan-adayl-i.html Akpde aday belirleme tepeden inmeci, CHP gibi “biz bunu aday yaptık, ey üyem, delegen ve halk buna oy verin” diktası gibi değildir. CHPde bırakın halkı, üyesini delegesi bile söz sahibi değildir aday belirlemede... Zaten tüzüğüne göre bir gecede genel bşk. inisiyatifi ile binlerce üyeyi silebilen ve yenisini kabul eden partiden başka birşey beklemek, doğasına aykırı olur...

NOT; Son CHP il kongresi öncesi,
http://cenksarigol.blogspot.com/2008/11/aziz-uygur-uzunbypas.html Önder Sav’ın koordinasyonuyla İzmir merkez ve ilçelerde CHP Parti Tüzüğünün 12. maddesine dayanarak, binlerce üye düşürüldü ve yenileri eklendi. (Yılların CHP’lisi ve Deniz Baykal rahatsızı Emin Yıldız’ın üye olmadığını öğrenmesi ve gazetelere beyanat vermesi)


Cenk SARIGÖL

14 Ocak 2009

Mesele Olmak, Mechele Değil


Metropolis (Ana Tanrıça Kenti) harabeleri ve Selcuklu Özbey Kalesine güney doğusundan bir bakış...

Mesele Olmak, Mechele Değil

Sayın Ertan Ünver 12 Ocak 2009 tarihli son yazısında “Mesele Ol Mesele değil Cenk http://polemikler.blogspot.com/2009/01/ertan-nver-itiraz-etti-izmir-torbal.html başlığı ile bize inceden mesaj verdi! Kimseye ne gölge olmaya nede cahilliğe sevkeden olmaya niyetim yok. Örnekse kimseden böyle bir talebim yok! Gayet samimi bir şey sordum. Halen Torbalı Ticaret Odası (TTO) yönetiminde olupta şimdi Muzaffer Sekban’a muhalefet eden meclis üyesi yada yöneticiler hangi gerekçelerle Sekban’a karşı çıkıyorlar ve bu gerekçeler içinde bizim yıllardır karşı çıktığımız Kabacakırına Organize Sanayi Bölgesi (OSB) kurulmasıda var mı? Varsa bugüne kadar nasıl karşı çıktılar ve şerh koydular?
Yok eğer karşı çıkılmadı ve suskunluğun ikrardan geldiği göz önüne alınırsa nasıl bir çıkarsama yapmalıyız? İlgili ve “Torbalı Ticaret Odası Seçimi” başlıklı
http://cenksarigol.blogspot.com/2008/12/torbal-ticaret-odas-seimi.html yazımızda aynen şu ifadeyi kullanmışız;
“...Ben Ticaret Odasında şimdi muhalif olanların hiçbirisinden Kabacakırı OSB konusunda karşı söylem duymadım (Oldu da ben kaçırmışsam şimdiden özür dilerim). Eh Torbalı Ticaret Odasından OSB konusunda muhalif bir ses duymamışsak, hemfikir olunduğunu düşünmemiz gerekir. O takdirde en önemli soru önümüze düşer, ‘Bir ilçenin Ticaret Odası başkanı ve meclisinin ilçelerine OSB getirmesi başarı değil midir?’ elbetteki büyük bir başarıdır. Hatta muazzam bir başarıdır. Ben böyle düşünüyorum. Buraya kadar Ertan Ünver ve Mustafa Yetkil hocamın da aynı düşündüğünü sanıyorum. Bizim karşı çıktığımız OSB’nin Kabacakırı’na kurulmasıdır...

Yazımın ana fikri bu cümledir. Biz köşelerimizden çığırır, okurlarımızdan gelenleri aktarırken yetkili ve etkili (özellikle Torbalı Belediyesi ve İktidar partisi Torbalı AKP kadrolarını hatta Yeniköy, Özbey Muhtarlarına kadar) insanlarımızı eleştirmedik mi? Şimdi Ertan bey abim, diyelimki bizlerin Kabacakırı OSB konusunda itirazımız yok! Bazılarının şimdiye kadar itiraz etmediği ama muhalif olduğu gibi... Soru basit (Torbalı Ticaret Odası (TTO) Seçimi için farklı, Torbalı kamuoyu ve ticaret erbabının bile çoğunun anlamayacağı etkenleri saymadan);
Bir Ticaret Odası başkanının ilçesine OSB kazandırması başarı mıdır?

Eğer şimdi M.Sekban muhalifi TTO yöneticisi olanlar Kabacakırı OSB’ye karşı çıkmamışsa, bu başarı onların ve Sekban’ındır. Bana göre başarısızlık sebebi durum, itirazsız yöneticilerin ve muhaliflerin başarısı olmak zorundadır! Bana göre gene başarısızlık olarak orada çakılacak bir ucube... TTO ve Yerel Seçim öncesi en azından bunca OSB yazmışlığın hatrına defter karıştırma, hesap çıkarma hakkımız yoksa... Sen Anlatabildinde Ertan Abi, galiban ben beceremedim. baksana tekrar ediyoruz... Gölge etmeyelim ve kimseyi cahilliğe sürüklemeyelim öyle mi?


Cenk SARIGÖL




13 Ocak 2009

Den(iz)okrasi Uygulamaları (Chp İzmir)

Den(iz)okrasi

Uygulamaları

(Chp İzmir)


CHP İzmir Büyükşehir Belediye bşk. Adayının AK Parti Adayının açıklanmasından sonra resmen açıklanacağını bir çok kişiyle paylaştım. Sebeplerine gelince bunu CHP Genel Merkezi’nin politikası ve Sayın Deniz Baykal’ın siyaset tarzında aramak gereklidir.
Öncelikle şunu peşinen belirtmekte yarar var;

CHP Merkezi ve D.Baykal yek vücut bir İzmir istemiyor

Tüm Türkiye’nin bildiği gibi; İzmir, CHP’nin en güçlü olduğu Büyükşehir’e sahip il. Dolayısı ile bu büyüklük tek bir ses çıkarırsa CHP Genel Merkezi üstünde Demoklesin Kılıçı olur. Dengeleri değiştirecek bir güç olarak, gerek CHP mevcut yönetimini, gerekse Deniz Baykal saltanatını yıkabilir.

Peki Deniz Baykal İzmirde ne istiyor?

Öncelikle Büyükşehir yönetimi ile arası açık bir il yönetimi, hepsiyle limoni il Genel Meclis Üyeleri..! Aynı refleks ve siyasi duruşu gösteremeyen çeşitli duruşlar taşıyan, bölünmüş İzmir CHP. Partiye ve Deniz baykal’a bağları güçlü ama birbirine gevşek bir İzmir CHP örgütü esas amaçtır. Baykal İzmir için Akp adayının açıklanmasını bekledi. Çünkü güçlü bir AKP adayı karşısında karizması sıfır, taban desteği ve il yönetimiyle sorunlu bir Aziz Kocaoğlu kaleyi muhafazada zorlanırsa başka aday çıkarmaya tetikte... Buna karşın Aziz Kocaoğlu, Baykal’ın arzuladığı CHP İzmir için biçilmiş kaftan. http://cenksarigol.blogspot.com/2008/10/aizi-kocaolu-tekrar-aday.html Mevcut il başkanı ve yönetimiyle arası açık. Metropol ilçe belediye başkanlarının çoğu ile sorunlu... Hatırlarsanız, Toprağı bol olsun, Ahmet Piriştina’nın vefatından sonra Büyükşehir koltuğuna heveslenen DSP geçişli metropol ilçe belediye bşk.ları vardı. Daha önceki geçişleri esnasında il yönetimine Piriştina ile gol atmışlardı. Falat Alaattin Yüksel kendi inisiyatifine bırakılan sadece iki ilçeden biri olan fakülteden sınıf arkadaşı Aziz Kocaoğlu’nu büyükşehir koltuğuna taşıdı. http://cenksarigol.blogspot.com/2008/11/aziz-uygur-uzunbypas.html

İzmir’den uzağız! Fakat eğer Deniz Baykal, Akp’nin geçen yerel seçim kaybeden adayını Kocaoğlu ile yine geride bırakacağına kanaat getirirse Aziz bey bulunmaz Hint Kumaşıdır. Hem il yönetimiyle kavgalı hemde metropol ilçe başkanlarının çoğu ile limoni... Bu durumda Kocaoğlu adaylık için Baykal’a minnet edecektir.

Diğer yandan il yönetimi az biraz mırın kırın etsede, kendi belediye başkanlarına ulaşmak için taa Ankara CHP Genel Merkezini kullanacak! İl yönetimi Kocaoğlu’na taleplerini yaptıran Deniz Baykal’a minnetini ve bağlılığını arttırırken, Kocaoğlu tüm il muhalefetine (özellikle Kemal Karataş) rağmen kendisini aday yapan Genel Merkez taleplerini sorgulamaktan imtina edecek.

Herkesin elindeki ipleri Deniz Baykal’a sunduğu bu düzen kendine has bir Den(iz)okrasidir!

Cenk SARIGÖL

10 Ocak 2009

Gazze ve Celile


Gazze ve Celile

Celile, siyonist bombalarında kolu bacağı kopan bir Filistinli kız çocuğu değil! Ama kimse emin olamaz “böyle bir kız çocuğu yoktur” demek için yeterli bilgimizde yok. Celile bizim Gazze’ye verdiğimiz isimdir. O bölgenin ismidir. Daha çok Gazze’nin dayandığı Akdeniz sahiline “Celile Denizi” denilir. Bu günlerde biri bana “yeni doğan kızımıza ne isim verelim? Bir kaç isim tavsiye edermisiniz?” diye sorsa tereddütsüz “CELİLE” derdim. Belki bu bağlantıyı kurmamın sebebi babamın bana isim koyarken “Kıbrıs Barış Harekatının II. Bölümünün başladığı sıralarıda doğmam” sebebiyle, savaş manasına gelen “Cenk” de karar kılmasıdır...

Filistin 30 bin vatan evladının yattığı yerler... 1 ve 2’inci Gazze Muharebelerinde geri püskürttüğümüz İngiliz ve Şerif Hüseyin birliklerini, 3’üncü saldırılarında çevredeki siyonist köylerinden gelen yoğun katılımla durduramamışız. Aynı çatışmaya dair, İngiliz Cavuş Whatley anılarında en şiddetli çatışmaların yaşandığı Tire Köyü’ne bir kaç günde 3 bin top mermisi attıklarını yazmış... Bu öyle bir savaş ki üzerinden 90 yıl geçmesine rağmen tarihi süreden başka hiçbir fark yok! İngilizin yerine sadece ABD’yi koyun yeter. Bu savaşlarda Cemal Paşa cephe komutanıdır. Mustafa Kemal buradadır. Bunu niye yazdım? Kimse “Onlar Osmanlı biz Cumhuriyetiz” gibi gerzeklik yapılmasın diye..! çünkü cephelerde Mustafa Kemal’den İsmet İnönü’ye, Rauf Orbay’dan Fevzi Çakmak’a tüm Cumhuriyet kurucu kadrosu mevcut.Atatürk, ölümüne kadar bu muharebeler sırasında tanıştığı, evlerinde kaldığı insanlarla dostluğunu sürdürür. Hatta 1930 yılların sonlarına kadar Atatürk Filistin politikasını, Türk kökenli Kudüs Müftüsü Emin Hüseyin koordineli yürütür...

Aynı muhaberelerde atalarımızında anıları var. Şehit neferlerin üzerinden toplanmış, gönderilmeyi bekleyen, kimisi bitirilememiş sevgiliye, anaya, bacıya, babaya ulaşmamış nameler, şiirler, dilekler, temenniler, teminatlar... yani sevdalar, hasretler, inançlar, burukluklar, özlemler... Bunlardan birisi Mehmet Hüseyin Çavuş not defteri. 3. Gazze Muhaberesi, Birbişa Cephesinde yazılmış;
Akşam saat altıya çeyrek kala, bir İngiliz tayyaresinden atılan bomba, Ahmed Çavuş komutasındaki topa isabet etti. Yekdiğerini takiben Kozanoğlu Mehmed, Bandırmalı Ömer, Ödemişli Kazım, Lüleburgazlı Halil şehid oldu. Marangoz Abdullah, Kilisli Musafa ağır yaralandı. Sıhhiye arabalarıyla Mesvke'deki sıhhiye bölüğüne gönderilmişlerse de birisinin şehid olduğu anlaşıldı. İşte, bugünün sabahı, sekiz aslan neferin elimden gasbedilmesiyle başladı. Şimdi her tarafta bir musalib harb var. Bakalım… İstikbal… Mehmed Hüseyin: 6/5

İstiklal Marşımızda Mehmet Akif,
Bastığın yerleri toprak diyerek geçme, tanı/ Düşün altında binlerce kefensiz yatanı” derken,
Bu ezanlar ki şehadetleri dinin temeli/Ebedi yurdumun üstünde benin inlemeli” derken,
Acaba hangi yurttan bahsediyor sanıyorsunuz? Sadece Edirne ile Kars arasından mı?

Atatürk, “Yurtta sulh, Cihanda sulh” derken aynı zamanda “Bize 100 yıl lazım” diyordu... 100 milyon olmadan maceraya atılmamamızı öğütlüyordu. Biz 1914 – 1918 yılları arasında sadece 4 yılda Yemen, Kanal (Süveyş), Filistin, Kafkasya, Çanakkale, Irak, Hicaz, Balkan cephelerinde 1.5 milyon evladını Allah’ına şerefle uğurlamış bir milletin çocuklarıyız. Unutacağımızı mı sanıyorlar? Gazzede o bombaların mechul askerlerimizin kanlarıyla suladığı aziz toprağı dövdüğünü anlamadığımızı mı düşünüyorlar? Lozan’dan sonra bize 100 yıl lazımdı, o da doluyor.

Hey yalaka, satılık, hain, işbirlikçi İngiliz, ABD uşakları! Ey gerici Arap rejimleri! Ey petrol şeyhi taslakları! Ey HAMAS’ı, Filistin’i ezsin diye Siyonist Katillere ellerini ovuşturarak, Bel’am duaları eden entarili saray mollaları, kraliyet soytarıları, kanlı diktatörler! Toprağın altı nasıl kaynayacak, toprağın üstü nasıl gürleyecek, o zaman gelince göreceksiniz. Gazze ile İstanbul’un, Diyarbakır’la Hicaz'ın’ün, Gaziantep ile Bingazi'nin, Kırım’la Yemen’in, İzmir ile Saraybosna’nın, Urfa ile Keşmir’in, Erzurum ile Cezayir’in, Konya ile Semerkant’ın, Afyon ile Kabil’in nasıl görünmez hatlarla birbirine bağlı olduğunu, bunun çelik hatlardan daha sağlam ve tek bir ruhun nasıl bedenleşeceğini o zaman anlayacaksanız..!

İnanmayanlar mı var aranızda? İhsan Hocamın tabiriyle,
Geldikleri gibi giderler” dedik birazı kurtulmadı mı?
"Aldıkları gibi verirler” var sırada.
Yıktıkları gibi yıkılırlar” var sonra...

Yazımı Mehmet Hüseyin Çavuş’un şehit olduğu gün yazdığı son cümle ile noktalayayım;
Ne bir dua, ne fatiha isterim sizden. İntikam... Ah! İntikam..!

Not 1:Tekbir küffarın suratına tokat olur” demişti bir gönül ehli... doğruymuş, İsraile gidince basketçiler “bize saldırdılar, darp ettiler” diye beyanat vermişler gazetelere... demek ne kadar içten söylenirse etkisi o kadar ağır oluyormuş, tokat değil dayak olmuş tekbirlerimiz. Kardeşlerimizi öldürürken bizimle dalga geçer gibi Ankara’ya Telekom ile maç yapmaya gelen Siyonist İsrail takımı Bnei Hasharon oyuncularını ‘Allah Büyük’ nidaları evire çevire dövmüş meğer! Herkes ordaydı; Ülkücü, Milli Görüşçü, Alperen kardeşlerim hatta Ankaragücü taraftarı bile..

Not 2: Beni Filistin konusunu yazmam için arayan ve bir saate yakın duygularını dile getiren başta Ertan Türegün, Zülküf Güldoğan ve onlarca mail atan değerli okurlarıma hassasiyetlerinden dolayı çok çok teşekür ederim. En azından Siyonist ve destekçilerinin mallarını almamak
http://cenksarigol.blogspot.com/2008/12/cihan-krizine-yerli-mal-869.html noktasında herkesin hemfikir olması çok güzel.







Cenk SARIGÖL