21 Mart 2010

Tire - Safranbolu'dan Avantajlı


Tire – Safranbolu Hattı
Başlığı ve yazı konusunu haftasonu geçirdiğim Safranbolu’yu gezerken planladım. Kafamda durmadan Tire ve Safranbolu karşılaştırması yaptım. Evet Safranbolu ciddi yeşil, tipik bir Karadeniz kasabası, tarihi evleri çok ve mümkün mertebe korunmaya çalışıyor. Dört şey var Safranbolu’yu simgeleyen; Evleri, lokumu, Bulak Mağarası ve ilçeye özgü kapalı pidesi... ama bunlar dışında en önemli özelliği halkı. Halk turizmden ekmek yemeği kafasına koymuş. Herkeste bu konuda ciddi bir bilinç oluşmuş. Taksicisinden, büfecisine herkes güler yüzle karşılıyoır sizi. Hoşgeldiniz, Mencilis Mağarasını gezdiniz mi? İzzet Paşa cami, Gazi Paşa Camiini gördünüz mü? Değirmen'e gittiniz mi? Diye sizi olanca nezaketleriyle gezmeye, görmeye, gitmeye, tatmaya teşvik ediyorlar. Hemen hemen herkeste şehirleri konusunda ciddi bir bilinç oluşmuş. Eğer tepeden tırnağa Safranbolu’yu gezdiğinize kani olurlarsa sizi artık çevreye yönlendiriyorlar. Yörük Köyü, İncekaya Su Kemeri, Ulu Yayla vb.
Biz Çamlıca Konağında konakladık. Ev tipi pansiyon. Üç katlı Konağın sahipleride orta katta ailecek yaşıyorlar. İşletmeciliği üslenen Özlem Özen hanımefendi canayakınlığının yanı sıra bize Safranbolu hakkında ciddi bir birifing verdi. A4 kağıdına kabaca çizdiği şehir haritası ve elimize tutuşturduğu broşürlerle öyle bir anlattı ki kasabasını, kapıdan fırlayıp, gezmeye başlamak için sabırsızlandık.
Tire’yi çevresindeki yerleşimlerden ayıran ve öne çıkaran özelliklerini özetleyelim;
- Tarihi İpek Yolu üzerinde olmasından dolayı ciddi bir ticaret ve esnaflık geleneği var,
- Eski bir Türk yerleşimi, Aydınoğullarının başkenti,
- Geleneksel Türk el sanatlarının Beledi Dokuması (Veledi), Nalıncılık, Keçeçilik, Urgancılık,ayakta kalmaya çalıştığı ender yerleşimlerden,
- Eski Tire evleri, Osmanlı Türk mimarisinin prototipi,
- Kendine özgü köftesi, tatlısı vb. var,
- Çevrenin en büyük Halk Pazarına sahip,
- Şeyh Bedrettin’in sürgün yeri,
- Türkiyenin en önemli el yazması eserler kütüphanelerinden birisine (Necip Paşa Kütüphanesi ki kendisi Şeyh Bedrettini Tire'ye sürgün gelirken nezaret eden kişidir) sahip,
- İbn Melek, Alihan, Ali Baba, Balım Sultan, Kaptan Paşa, Sırhatunlar başta olmak üzere birçok manevi kişinin ebedigahlarını (Bknz. Tire Türbeleri. Yazar, Hakkı Önkal - Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi) sınırları içinde barındırıyor,
- Ulu Cami, Yeni Cami, Tahtakale Camii ve Külliyesi, Anadolu’da ilk kez yarım kubbe denemesinin yapıldığı Yeşil İmaret Camii Zaviyesi, Kurt ve Doğancıyan Zaviyesi, Yoğurtluzade Külliyesi vb. tarihi mekanlara sahiptir.
- İklim ve bitki örtüsüyle Yeşil Tire yakıştırmasını ziyadesiyle hak eder.
Kısacası Tire, Safranbolu’dan daha fazlasına sahip... ziyaretçilerine sunabileceği daha fazla şey var. Lakin önce idarecilerimiz ardından da halkımızın bilinçi ve baskısı gerekli. Safranboluda taksici bir amca bana “oğul biz ne zamandır mücadele veriyoruz. Evlerin restarasyonu, çevrenin temizliği, ilçenin tanıtımı için yıllardır toplanıp toplanıp, kaymakamların, valilerin, turizm il müdürlerinin, Kültür Bakanlığı yetkililerinin, turizm acentalarının kapısını aşındırıyoruz. Sonunda pes ettiler ve teslim oldular. Şimdi zaten marka olduk. Tek derdimiz gelenleri iyi ağırlayıp, tekrar gelmeleri ve yakınlarını gelmeye ikna etmeleri için çalışmak”
Tirede bu kapasite fazlasıyla var. Kültür turizmini açısından Safranboludan daha fazlasını verebilir ziyaretçilerine... Üstelik Tire, Safranbolu gibi büyük şehire uzak bir yer değil. Safranbolu’ya 15 dk. mesafedeki bağlı olduğu Karabük’ün nüfusu 100 bin. Oysa bırakın Selçuk –Kuşadası hattı üzerinden geçen milyonlarca turisti, Tire sadece İzmir’i hedeflese 4,5 milyon.

Sadece Salı Pazarı Tire’ye İzmir merkezden yerli turist çekmede yeter. Köylü kadınların otantik giysileri ile çoğunluğu oluşturduğu ve kendi yetiştirdiklerini doğrudan sattıkları Tire Salı Pazarı iyi bir reklamla özellikle emekli İzmirlilerin ilgisini çekecektir. Daha ilerde Tire Salı Pazarı haftasonuna kaydırılabilir veya haftada iki gün olarak düzenlenebilir. Günümüzde insanlar sağlıklı olmayı en önemli değer görürken, ülkemizdede bunun sağlıklı beslenmeden geçtiği idraki oluştu. Sertifika konusunda yetersiz olsakta, Salı Pazarı ürünlerimiz organik gıda konseptine çok uzak değil! Bu konuda bir çalışma yapılarak hem organik tarım konusunda üniversite işbirliği sağlanabilir hemde ileride Salı Pazarı bünyesinde (veya haftasonu) bir bölümün Organik Pazar olarak düzenlerek, ciddi bir tanıtım atağı başlatılabilir. Organik Gıda üzerine oluşturulacak ziyaretçi çekme kampanyası sayesinde sürekliliği olan turist akışı sağlanacaktır. Söz gelimi diğer turizim beldelerinin aksine Tire’ye organik pazarı dolaşmak için gelenler şunu demiyecek; “Ha Tire mi ben oraya gittim. Epeyde dolaştım. Başka yere gidelim, nasılsa orayı gördük!” Neden? Çünkü sağlıklı gıda tüketimi talebi süreklilik arz eder. Öyle “ben gezdim, gördüm, gittim” diyerek bir daha gelmemezlik yapılmaz. Üstelik organik gıda tüketimi şimdilik sadece belli gelir düzeyi ve üstüne hitap ettiğinden gelen ziyaretçiler para harcamaya yatkın kişiler olacaktır.
Tire, Safranbolu’nun çok üstünde bir potansiyeli taşıyor. Mühim olan bunu görmek, ortaya çıkarmak ve Tire Halkında toplumsal bilinç oluşturmaktır.
Cenk SARIGÖL