19 Temmuz 2007

Merhamet Sevgiyle Daimdir

Merhamet Sevgiyle Daimdir

Malatya yetiştirme yurdu vakası gündemde, aslında araştırılsa hemen hemen tüm yetiştirilme yurtları aynı durumdadır. Buralara devlet memuru zihniyeti ile 'saat doldurma' anlayışıyla bakarsak, yanılırız. Bazı şler memur kafası ile olmaz bunlardan birisi de öğretmenliktir. Sevgisiz, kendini adamadan öğretmenlik yapmak mümkün mü? Değil ama sınavdan geçerseniz mümkün... Kimse sizin çoçuk sevginizi ölçmek için bir sınava sokmuyor, sınamıyor. Önemli olan yazılı sınavdan geçmek! Oysa öğretmenlik bir adanmışlık, fedakarlık, cesaret, tahammül, sabır gerektiren bir meslektir.
'Geleçek eşittir, çoçuklarımızdır'diyebiliriz değil mi? Öyle ya tüm yatırımlar onlar için, onların daha iyi bir hayata kavuşması içindir. Bir nakış işlemecisinden dikkatli, nazik ve ince dokumalıyız çoçuklarımızın bilgi ağını... 'Öğretmen de memur' diyenler olabilir işte biz de ona karşıyız. Memura değil bu zihniyetin temsil ettiği düşüncelere karşıyız. Bugün git yarın gelcilik, maaşı al enseye devamcılık hep bu zihniyetin içindedir. Devletin malı deniz yemeyen keriz olmak, sizin muteber bir memur olmanızı engellemeyebilir. Sevgiyle yaklaşmak için sevgili olmak lazım. Sevmeden baş etmek kolaymı bir odaya doldurulmuş 30-40 kanları kaynayan canavarla! Çoçuğun ana-babası baş edemiyor, dizginleyemiyor ama gariban öğretmen saatlerini geçiriyor veletlerle! Baba çalışıyor, eve geldiğinde yemek yiyor ve kahve alışkanlığı varsa bir daha yatmaya geliyor. Evladıyla günlük paylaştığı zaman 1 saati geçmez. Fakat öğretmen biri-ikisi değil onlarca çoçukla ilgileniyor. İlgilenmeyenler ya şiddete baş vuruyor, laylay lom yapıyor, ders atlatıyor. Yetiştirme Yurtlarında da pek fark yok! Sevgi dolu insanları buralarda görevlendirirek, balayacağız reforma, sevgi testleri yapmayı, sözlü sınavlarını geliştirmeyi artık başarmalıyız. Yoksa memuriyete giriyorum diye yurt görevlisi olanlarla daha çok çoçuğa işkençe yapılır. Yüreğine bakabilme imkanımız yok insanların, bilemeyiz kim insanı sever yaradandan ötürü...
Önce yetiştirme yurtlarındaki durumu net olarak ortaya koymalıyız. Araştırmalar yapmalı ve olayın boyutları tam olarak güneş görmelidir. Yoksa milletten işkençeleri saklayarak hiçbir yere varamayız. Mesela Yetiştirme Yurtlarında kalan bebekler normalden ne kadar geç başlıyor konuşmaya ve yürümeye bir bilelim. Bu önemli çünkü bunu bildiğimiz oranda doğru teşhisi koyabilir ve çözümler üretebiliriz.

Esnafın Değişim Sancısı
Değişimi istemek onun olabilirliğini göstermez. Değişim emek, fikir, zaman ayırmalı ve onu yönlendirmelisiniz. İyi ve güzele doğru bir değişim her daim hareket getireceğinden, zindelik sağlar. Safi doğru teşhisler, yapılarak, doğruya varılmaz. Yaptığınız analizler kadar, izleyeceğiniz yol da çok önemlidir. Sancı çekmeden istemeden, arzulamadan sadece değişimi talep ederek, bunu gerçekleştirmek mümkün değildir. Önce bu durumdan neden hoşnut olmadığınızın tespitlerini sıralayın. Sonra hataları ve beğenmediğiniz tüm olumsuzlukların neden kaynaklandığını ve üzerine nasıl olması gerektiğini düşünürseniz, yol haritanız tamam demektir.
Avrupa Birliği uyum yasaları esnafı çok etkileyecek, özellikle küçük esnaf ve gıda üzerine iş yapanlar yeni düzenlemelerden en çok etkilenenler olacak. Bu aşamada esnafa yol gösterecek, destek olacak, mevzuatı aşmasına yardımcı bir yönetim işleri kolaylaştırır. Okuduğunu anlayan insanların yönetim mekanizması için de yer almasına özen gösterilmelidir. Başkan adayının üniversite mezunu olması iyi olur, onu bulamadınız akademi(iki yıllık üniversite) o da olmadı lise ama biraz mürekkep yalamış olsun! Eğitiminin ne kadar önemli olduğunu AB adımları önümüze getirildikçe daha iyi anlayacağız. Küçük esnafın yaşama alanı gitgide daralacak, nefes almak için birilerinin el uzatması gerekir. Bu yüzden esnaf odası da ne işe yarar demeden odaya sahip çıkmak önemli çünkü ileride onun size yardım etmesini beklemeniz muhtemeldir. Yardım, cömertlikten ileri gelen bir haslettir ve 'ahi' kelime manası olarak, yardımsever ve cömert demektir. 34'ncü Halife Nasır döneminde, bu halifenin cömertliğine ve yardımseverliğine hayran kalan bir kısım iş erbabı kendi aralarında halifenin vefatından sonra da bu güzel huyları devam ettirmiş.
Günümüze gelene kadar hayli değişime uğradıysada çeşitli dönemlerde ahilik zirve yapmıştır. Doruk noktada olduğu dönemlerde toplumsal nabzı elinde bulundurmuş ve düzen sağlayıcı yada var olan düzeni koruyucu bir yapısı olmuştur. Anadolu Beylikler döneminde düzen bozulmuş ve Ahi Ocakları düzeni sağlayamayacakları düşüncesine kapılınca Ankara merkezli devlet dahi kurmuştu. Daha sonra bu devlet Osmanlı devletinin, Cihan Şumul hale gelmesine önemli katkılar yapmıştır. İmal ve satmada doğruluk, edep, adap ve iş ahlakı olmadan ticaret yada üretim yapanlar, esnaf olamaz ancak satıcı olurlar! Burada Ticaret Odaları da Ahi yapılanmasının dışında kalamazlar ve aynı işlev bazen değişsede(burjuvazi) ocaktan ayrı düşmez!
AB sürecinde esnaf örgütlerinin ortak çalışmaları gündemde, karşılıklı eğitim seminerleri ve üretim, satış teknikleri gelişme proğramları takip edilecek. Ortak hareket ve eğitim hep ön planda tutulmalıdır. İyi bir oda üyelerine çok şeyler kazandırabilir. Torbalı esnafı AB sürecinden en az etkilenecek meslek örgütü olarak ancak, mükemmel örğütlenme, koordinasyon ve iş bölümü ile çıkabilir. Aksi taktirde vurdum duymaz bir yönetimle baş başa kalınması durumunda her koyun bacağını uzatmakla görevli olur o kadar.
ALLAH(cc) Yar ve Yardımcımız Olsun!


cenk sarıgöl

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İnsanlık konuşma ve yazıyla yani iletişimle birlikte teknolojik gelişim sağlayabilmişlerdir. Medeniyet ise bu hasletleri hoşgörü, sevgi ve ahlaklı kullanmakla olur.