20 Temmuz 2007

DP'nin Eksikliği

DYP'nin Eksikliği

Demokrat Parti ve Adalat Partisi kökeninden gelen DYP'nin tabanını bu güne kadar hep kırsal kesim oluşturdu. Muhafazekar ve milli değerlerle sarmalanmış bir siyasi görüşle ardından kitleleri sürükleyen parti, Anadolu çoğrafyasında daha çok Ege ve Güneydoğu bölgelerinde kaleler oluşturdu. Parti başkanlarının Ege kökenli olduğu dönemlerde, en önemli yönetici ve kurmaylar Güneydoğulu siyasetçilerden teşekkül edildi.
Rahmetli Adnan Menderes silsilesi ile başlayan parti liderliği sayın Süleyman Demirel ve Tansu Çiller'le devam etti. Menderes Aydın, Demirel Isparta doğumluydu. Tansu Çiller ise İstanbul doğumlu olmasına ve ABD'de eğitim almasına ve tamamiyle batı kültürü içinde yetişmesine rağmen dedesinin memleketi Muğlalı olduğunu her fırsatta dile getirmeyi ihmal etmedi. Türkiye'den uzun yıllar ayrı kalmış bir bayan siyasetçi için olayı iyi kavradı ve kullandı. Ege ve Güneydoğu bölgeleri her ne kadar birbirinden uzak coğrafyalar olarak dursada 1980'lere kadar üretim - ekonomi ilişkileri en çok birbirine benzeyen yerleşimlerdir. 1985'lerden sonra Ege bölgesinde sanayi özelliklede tarıma dayalı sanayi de hızlı gelişmeler yaşandı ve ayrışma baş gösterdi.
Bugün de Türkiye nüfusunun yarıya yakınını oluşturan tarım kesimi Dyp'nin tabanını oluşturmaya devam ediyor. Fakat şaşırtıcı bir biçimde 80'lerin yarısından beri gelirleri hızla kesilen, tarımsal eğitimden yoksun bırakılan ve gelir dağılımından payı her geçen gün düşen çiftçi üzerinden siyaset yapmaya ve onun hakkını aramayı unutan parti erimeye devam ediyor. Bir çiftçi oğlu ve siyasetle lise çağlarından beri ilgilenen birisi olarak Dyp ve Refah Partisi iktidarları döneminde çiftçinin hakkına yakınını aldığını ve ekonomik olarak en rahat ettiğimiz dönemlerin bu partilerin iktidarları olduğunu söyleyebilirim. 90'lı yıllarla birlikte hızlanan çiftçi nüfusunun azaltılması ve tarım arazilerinin belirli ellerde toplanması çabaları karşısında Dyp'nin söylemleri yetersiz kalmıştır. Bu yetersizlik özellikle Mehmet Ağar'ın genel başkanlık koltuğuna oturması ile iyice derinleşme emareleri gösteriyor.
Derin devlet ile ilişkilendirilen ve göbeği daha önce Çankaya'ya gömülecek kadar bu halktan kopuk! bir ismin başı çekmesi Dyp'yi etkisizleştirmeye devam ediyor. Babası ve kendisi devlet ricalinden gelme ve toprakla ilişkisi uzun zaman önce kesilen Ağar ve ekibinin, tabanı tarımdan geçinenler ağırlıklı bir partide uygun siyasi söylemi yakalamalarını ben zaten beklemiyordum. Aslında derin devletçi yakıştırmaları ile Ağar'a en yakışan MHP'de siyaset yapmaktı. Bunun olması halinde Mhp'nin tavan yapacağı iddiamda yok ama Dyp'nin aldığı yaradan daha az bir yara alırdı Milliyetçi Parti! Şemdinli de bir kitapçı dükkanına bomba koyan devlet kimlikli ajan provokatörler hem emniyetci olduklarını bağırıyor hemde cepten direkt Mehmet Ağar'ı arayabiliyorlar.
Susurluk olayından sonra kendisine dokunulma ihtimalini göze alamayan Mehmet Ağar genel seçimler öncesi çağırıldığı Dyp yada Mhp'ye gitmek yerine dokunmazlığını Elazığ'dan bağımsız seçilerek garantiye aldıktan sonra bir partinin başı oldu. Bence canı gönülden seçmediği ve sadece zırhının dirayetini kuvvetlendirmek için başına geçilen bu partiye büyük zararlar veriliyor. Çünkü Dyp gibi Türk Demokrasi tarihinin ilk ve en güçlü partisinin etkisiz kılınmış olması ülke siyasetinde boşluklar oluşturduğu gibi yara da açıyor. Dyp'nin Ağar ile yeterli siyasi söylemi yakalayabileceğini sanmıyorum. Buna birçok Dyp duayeninde inanmadığını biliyorum.
Dyp Torbalı kongre sürecine girdi ve bu tartışmalar yapılıyor ama gün yüzüne çıkarmı bilmem. Sayın Asuman Altunay bir çınar gibi bu partinin başında, belediye seçimi bitip, kimselerin ortalıkta gözükmediği zamanlarda da o gemiyi terk etmemişti. Karşısına bir rakip çıkacağını sanmıyorum. Buna rağmen partiyi çarpıcı ve etkili isimlerle güçlendirmek gerektiğinin herkes gibi Altınay da farkında! Şöyle bir gerçekte var ki bir parti yerelde ne kadar manşet isimlerle desteklenirse desteklensin yukarıdan bir rüzgar olmadıkça ileriye hareket zordur. Ankara rüzgarı olmadığı sürece hiçbir partinin gemisi yeterli yol alamaz. Bunun aksini söylemek için siyaseten kör olmak lazım gelir..!
ALLAH(cc) Yar ve Yardımcımız Olsun!


cenk sarıgöl

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İnsanlık konuşma ve yazıyla yani iletişimle birlikte teknolojik gelişim sağlayabilmişlerdir. Medeniyet ise bu hasletleri hoşgörü, sevgi ve ahlaklı kullanmakla olur.