19 Temmuz 2007

Beklemek ve İstemek Arasında Esnaf

Beklemek ve İstemek Arasında Esnaf
İzmir- Tire İlçesinin Meşhur Şiş (delikli) Köftecileri

Şimdi bu başlıkta yazdıklarımızı önümüzde ki Torbalı - Tire Esnaf Odası seçimlerine uyarlıyalım; Esnaf etken konumdan çok, durağan bir yapı içerisinde yani bekliyor. Fakat bu beklemek heyacan ve umuttan ziyade umursamazlık dolu bir beklemek. Hatta beklediğinin bile farkında olmadan aldırmamak. Oysa bilinçli bir bekleme "sabır" yüklüdür ve bir amaçı olduğu kadar, amaç için bir yöntemdir aynı zamanda... Sabır yüklü bir bekleme yerinde durmak kadar, mevzini kaybetmemek, siperini terketmemek demektir. Tüm bunların üzerinde 'istemek' ise amaça doğru yürümek ve daha fazla emek gerektirir.
Tire Organize Sanayi Bölgesi
Torbalı - Tire Esnafımız artık umursamaz, ne olursa olsun havasından kurtulmalıdır. İstemeye, çözüm önerileri getirmeye başlamalıdır. İstemek etken olmaktır. Yoksa birilerinin size gelip vaatlerde bulundukları durumda siz oyuncu değil seyirci kalmaya mahkum olursunuz. Oysa talep hakkını kullandığınız oranda oyun kurucu mertebesine yükseleceğiniz aşikar. Oyunuzu isteyen, 'isteme' eylemini yerine getirerek, etken konuma geçmiştir. Sadece söz vererek, oy hakkınızı size yakınlık derecesine, iş bitireme samimiyetinize göre belirlerseniz iradenizi oyunuzla birlikte kaybetmişsiniz ddemektir. İlerleyen günlerde 'bunlar da ne götürüyor', 'hiçbirşey yapmadan maaşları alıp, oturdular' eleştirilerini yapmak sonucu değiştirmez. Böyle bir durumdan kurtulmak için edilgen, eyleme dönük bir hareket tarzı izlemekle mümkün olabilir ancak! Nedir esnafın eyleme dönük bir strateji izlemesi, yoksa 'üye her esnaf aday olmalı' dediğimi sanmasın. Etken olmak için haksızlığa da tahammülünüzün olmaması gerekir.

Söz gelimi 'esnaf' sözcüğünü kullanarak başladığım bu yazıyı aday, taraf, hastalık derecesinde okuma tutkunu olmadığınız halde devam ediyorsanız ve esnafsanız inanın artık harekete geçmişsiniz demektir. Yazının başlığını ve giriş bölümünü okuduktan sonra sıkılanların ileride sızlanma haklarıda ölçülü olmalı...

Buraya kadar biraz felsefe karıştırarak anlattığımız yazımızı bundan sonrası örneklerle izah etmeye çalışarak, şu an gözünüzün değdiği kelimeden itibaren aleni yol gösterici bir kıvama oturtmaya gayret edeceğim!

Seçim yakınsa adaylar çıkar ve size gelerek, oy istedikleri gibi biraz daha insaflıları siz ne istiyorsunuz diye sorar. İşin aslı seçim takvimi açıklanmadan önce aday olmayan büyük çoğunluklar ne istediklerini önce yan komşusu, sonra karşı, sonra pasaj, mahalle ve meslek grupları ile paylaşarak, neyi nasıl istediğini yada ihtiyaçlarını listelemeli ve dahi gerekirse yazılı hale getirmelidir. Elbette adaylara dost, akraba ve yakın gözüyle bakarsanız ki bu vasıflara sahip adaylar size bunlarla yaklaşacaktır. Mantıklı karar vermenizde zor.

Sizden oy talep eden adaya isteklerinizi sıralar hatta yazılı olarak beyan ettiğiniz gibi yazılı ve "seçilirsem..." ile başlayan protokolde imzalatırsanız ancak bir kez kandırılırsınız. Yazılı isteklerinizin altına imza atmış adayın bunları gerçekleştirmeden tekrar karşınıza çıkma şansıda kalmaz. Zaten size yazılı ve sözlü kalabalık içinde söz veren bir aday için sizin belirlediğiniz kriterler yani 'istekleriniz' bir çalışma şablonu olacaktır. Eğer gerekirse isteklerinizi gerçekleştireceğini vaat eden adaydan bununla ilgili tarih de istemeyi düşünmelisiniz ki 'daha dur bir yıl oldu, yapacaz dedik, bir yere gitmiyoruz ki daha vaktimiz var' gibi kıvırmalara karşı tedbirinizi almış olmanın rahatlığını sürersiniz.

Allah(cc) Kuran-ı Kerimde kullarına "isteyin ki vereyim" buyuruyor. Yani dua edin buyuruyor. Teşbih de hata olmasın biz mutlak güçü seçimle biz belirlemedik! Yani O'(cc)'nun bize bir şey bahş edip-etmemesi sadece O'nun mutlak iradesine kalmış. Bu durumda dahi siz cüzi iradenizle dua için el açarsınız ve Rabb'e doğru bir adım atmış olursunuz. Zaten Allah(cc) "bana bir adım atana, on adım atarım, bana yürüyene koşarım" buyurmuyor mu? Bu konuya nereden geldik diyenler "istemek" fiilinin peşinden geldik.

Siz esnaf olarak istemeyi bilmedikten sonra birileri her seçim gelip sizden birşeyler isteyecektir. Hatta doyumsuz olanlar adil, namuslu bir yönetim sergileyemeyenler dahi tekrar tekrar sizden oy talep etmeye devam edeceklerdir. Bence siz onlara fırsat vermeden istemeye başlayın! Torbalı Sanayi Esnafı toplansın, bunu özgür iradeleri ile bir araya gelerek gerçekleştirmek gerekli, toplantı da herkesinsorun ve sıkıntıları listelenmeli ve bu istişarelerin sonunda 'biz hep beraber buraya oy vereceğiz' gibi bir karar alınmamalıdır. Yoksa bu toplantıları tertip edenlerde zaman için de siyasallaşır.

Siyasi parti refleksleri ile hareket etmekte yanlış "işi ehline vermek" kıstası şiar olarak alınır ise daha doğru hareket edilmiş olacaktır. Şunu tüm Torbalı Esnaf gruplarımız ve belli esnaf bölgelerimiz bilmelidir ki yatırdıkları aidatların 5/1'ini kendilerine harcanması için baskı unsuru olabilirler. Bu pay en az miktar olarak düşünülmeli ve çoğul istekte bulunma durumlarında yatırılan aidatların, önerilen projeye nispeti gözardı edilmemelidir.

Batan adaylardan isteklerini yazılı ve sözlü olarak alın! Çünkü bunlar size ileride hesap sorma hakkını verecektir. Gerekirse yazılı, ahlaki bağlılığı olan vesikaların imzalanması için adaylara teklif götürülerek, samimiyet sınavı vermelerini sağlamakta mümkün. Yani sözün özü güzel esnaflar kumpastan çıkın! Görünenin dışında bir gerçeklik var ki onu arayın. Bazen bir yola çıkılır ve bu yolda nereye gidildiğinden çok nasıl gidildiği önemli olur. Kardeşçe, omuz omuza, yürek yüreğe çıkmışsan yola sonunda ölüm olsa da ne gam ne keder...


Cenk SARIGÖL

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İnsanlık konuşma ve yazıyla yani iletişimle birlikte teknolojik gelişim sağlayabilmişlerdir. Medeniyet ise bu hasletleri hoşgörü, sevgi ve ahlaklı kullanmakla olur.