28 Nisan 2008

Kafayı Değiştirmek




DÜNYAYA, hukuka, insana, devlete bakışımız değişmeden toplumsal dönüşüm gerçekleşmeyecektir. EXPO'yu işte bu yüzden kaybettik. Ne istediğini bilen ama istediğini nasıl elde edeceğini bilmeyen kafalar yüzünden. Lobi faaliyetlini adam yığmak sanan, her şeyi siyaset ve bildiği siyaset tarzı şeklinde kotarmaya çalışan bir zümre. Hatta yönetici elit. Bu insanlar maalesef bir program ve proje etrafında örgütlenmiyor, iş bölüşümü, görev paylaşımı yok. Kara kalabalıklar yığarak iş bitirilebileceğini sanıyorlar.

EXPO konusunda farklı mı oldu? Hangi Belediye Meclis Üyesi, hangi Belediye Başkanı götürülecek? Kabiliyetleri nedir? Kim, hangi ülke delegeleri veya temsilcileri ile görüşecek, kumpas kuracak? Nasıl yaklaşacaklar, ne konuşulacak? Bunların hangisi yapıldı sizce? Hiçbirisi..! Yazık. Sonra, gelsin mazeretler... Aynı kafanın Torbalı’da değişmesi gerekmiyor mu? Belediye Başkanları “İyi iş görürüm, kafamdaki projeleri daha rahat kabul ettiririm. İşleri böylece hızlı tamamlarım.” düşüncesiyle, kendilerine yönetilebilir Meclis Üyeleri belirliyorlar. Bizde Meclis Üyesinden istenen iki şey vardır:
1- Arkasından oy getirecek, marka isimler.
2- Fazla etliye sütlüye karışmayacak, Meclis Üyeliği payesi ile yetinecek, en fazla iki üç iş bağlantısına fit olacak üyeler.

Elbette vasıflı olanlar saydıklarımın yanında devede kulak. İşte o zaman Belediye Başkanı, hızlı başladığı işlerde kaplumbağalaşıp kalıyor. Çünkü arkasındaki Belediye Meclis Üyesi ‘tın’ olduğundan fikir yürütmek, proje üretmek gibi faaliyetler icra etmesi çok zor. Geriye de iş takibi kalıyor. Kendi başına iş yapamadığı için de Başkan, halkın taleplerinden çok bunların istekleriyle uğraşıyor. Sonuç: Kapris, ‘küsüyorum bak’ tavırları…

Adamın başka vasfı yok ki? Kapris yapıyorsa bu da onuru ve anlamlandıramadığı gururundandır. Diğeri daha kötü. Gurur da olmadığı için en olağan ve doğasına uygun icraatları ortaya dökülüyor “YALAKALIK”. Hani “Balık baştan kokar.” diye bir atasözümüz var. Balığımızın kokmaması için ya Başkanların başlarını değiştirmelerini bekleyeceğiz ya da en büyük vasfımız olan irademiz ile biz, “kokmayan Başkanlar” edineceğiz.

Akılsız başın cezasını ayaklar çekermiş.” Bu da başka bir atasözümüz. Ortada bizi Türkiye'ye rezil eden bir akılsızlığın son noktası var. Yeni meydanımıza en son heykelimiz yeni kafasıyla yerleştirildi. Ya bu hakikaten Sayın CHP'li Torbalı Belediye Başkanı Ramazan İ.Uygur'a benzemiyor. Mesela bu konu hâlâ aydınlanmış değil. O heykel oraya kimin talimatı ile konuldu? Neden Başkan ve eşine benzetildi? Bu heykeltıraşın kendi iradesiyle yaptığı bir şey miydi? Başkan Uygur, bu konuda “İlle model kullanacaksanız bizi yapın işte.” diye talimat mı verdi? Meclis Üyelerinden Başkana sürpriz yapmak isteyenlerin marifeti olabilir mi? Heykeltıraşın, aldığı ihaleden başı döndü de velinimeti gördüğü Başkana jest mi yapmak istedi? Bu heykel oraya konulana kadar kimse denetlemedi mi? Heykeltıraş, Uygur değil de oraya Hitler, Lenin heykeli uygun görseydi yine aynı rezillikleri yaşayacak mıydık? Bereket kafalar değişiyor aynen bizim dediğimiz gibi! Fazla zarara kaçmadan, sadece rezillik yüklerimizle, saçma tarihi ile heykel olayını tamamına erdirdik. Kafa değişikliği bari hep böyle iyi yönde olsa. Yoksa “kafasızlık” elbette hepimiz için en kötüsü!

Bence Narsistinin son noktası olan bu olay başkan Uygur'un eşlerinin heykeli orada durdurğu sürece çok dillendirilir. Şuanki rakiplerinin siyasi ahlakı bu teşhirciliği dile dolamaktan haya etsede ilerde kötü darbeler alabilir başkan. Bana göre eğer bu olay bilinçli olarak yapıldıysa bir siyasetçinin erişebileceği en büyük ahlaksızlık ve ruhsal hastalık seviyelerinden birisidir. Devlet erkanının ve siyasi rakiplerinin kendi heykeli önünde susta durup, selam vermesini, çiçek bırakmasını izlemek isteyecek kadar bir sapık ruha sahip olmadığını düşünmek istiyorum. yoksa gerçekten gelişen bir ilçe için bu büyük bir felakettir.
ALLH(cc) Yar ve Yardımcımız Olsun!

ilgili bir başka yazımız:http://cenksarigol.blogspot.com/2007/07/add-heykel-chp-geen-hafta-gazetemizde.html


Cenk Sarıgöl

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İnsanlık konuşma ve yazıyla yani iletişimle birlikte teknolojik gelişim sağlayabilmişlerdir. Medeniyet ise bu hasletleri hoşgörü, sevgi ve ahlaklı kullanmakla olur.