11 Nisan 2008

Çelişkili Kapasite

Torbalı Bld. Mec. Üyemiz Kazım Çelimli’nin bize gönderdiği şeyi ele alacağız. ( http://cenksarigol.blogspot.com/2008/04/baka-nasl-olabilirdi.html ) Hemde hakaretlerini görmezden gelerek, teknik inceleme yapalım. Bundan sonra bold ve italik yazılan yerler Çelimli’nin bize gönderdiği ve bir önceki yazıda yayınladığımız şeyler, arkasından parantez içinde normal yazılar ise bizim (c.s:)cevaplarımızı içermektedir.

“İnsanların düşünce, yaşama ve kavrama kapasitelerinin ölçülmesini belirlemek kolay olmadığı gibi; tabii olarak bunu belirleyen etkenler arasında kişiliklerin yakinen ilgili olduğunu kabullenmek zor olmasa gerek
(c.s: Kim demiş, çlçme ve değerlendirme diye bir ders okutuluyor üniversitelerde, pedoğojik formasyon alanlar bilir)

Gerek Torbalı Belediyesi Meclis Üyesi, gerekse İzmir Büyükşehir Belediyesi Meclis Üyesi olmam sıfatıyla geçtiğimiz günlerde EXPO 2015 oylaması için Paris’de bulundum, malum oylama sonucundan dolayı her Türk vatandaşı gibi ben de çok üzüldüm ve bu konuda gazeteye açıklamada bulundum.
(c.s: ben önceki yazımda hangi sıfatla Paris’e gittiğinizi sormadım ki! Sonra bende üzüldüm, okuyucularımda üzüldü. Bu ne perhiz, kel alakası)

Ancak, Bir Büyük Yazarın! samimi düşünce ve kanaatimi bir kenara bırakıp, olayı çarpıtarak şahsileştirdiğini görünce çok şaşırdım! Konunun şahsi konu olmaktan uzak İzmir’i , İzmirli’yi ve bütün Türkiye’yi ilgilendiren bir konu olduğunu kavramak gerekirdi! Burada işi şahsileştirmek ve Expo konusundaki vermiş olduğum demeci bahane edip, şahsımı yetersiz gösterme gayreti, Yazarı mı, yoksa, Yazarın yazdığı yazının konusunu teşkil eden kişiyi mi küçük düşürdüğü tartışma konusu olup, takdiri beni seçen Değerli Torbalı Halkına bırakıyorum!
(c.s: ‘Bir Büyük Yazarın’ derken! Herhalde gazeteyi küçük gördüğün için içindekilerle hepimizi tefe tutuyorsun. B.Torbalı Türkiye’nin en iyi 5 yerel gazetesinden birisidir. Sonra ben B.Tire Gazetesi, Ege Manşet, İmsak, Hürefe gazeteleri ile, Merdiven, Çardak, http://www.efemdergisi.com/author/cenksarigol/ , http://www.heryerdenhaber.com/V1/Pg/ColumnDetail/ColID/1196 , http://www.stratejikboyut.com/author_article_detail.php?id=437 , Dua dergilerindede yazdım veya yazmaya devam ediyorum. Öyle bilmeden üfürmek olmaz! Konuyu hiçte şahsileştirmedim. Eğer aynı hezeyanları üzüntülerini içlerini atmadan herhangibir belde belediye bşk.da gazetede höykürseydi tutumum farklı olmazdı.)

Ben halk tarafından seçilmiş ve bu göreve layık görülmüş biri sıfatıyla EXPO’ya gittim.
(c.s: Benim senin Kelaynaklar tarafından seçildiğin yönünde bir iddiam yok ki zaten. Niçin böyle zırvalama gereği duyulmuş ki?)

Türkiye’de seçimle iş başına gelenlerin yabancı dil bilme zorunluluğu olmuş olsaydı bugüne kadar Devleti idare eden İdarecilerimizin hiçbirinin seçilmemesi gerekirdi. Şahsıma yöneltilenleri beni seçen Halkıma saygısızlık olarak görüyorum. Unutulmamalıdır ki her göreve seçilen kişilerin yabancı dil bilme zorunluluğu bulunmamaktadır.
(c.s: Gene tekrar edeyim. Kimisi bir okuyuşta kimisi 2-3 okumada anca anlar. Daha fazlaşı beni aşar ben uğraşamam.Seni kimin seçtiğini sorgulamadım. Seçilenlerin dil zorunluluğu olduğunu da iddia etmedim. Olursa iyi olur dedim. Mesela, ‘seçtiğiniz insanlar en az orta düzey bir zekaya sahip olsun’ diye de bir tezim var. Siz ne dersiniz?)

Ayrıca, Yazarın yabancı dil konusunu bu kadar öne çıkarmasını yazarın tecrübesizliğine ve ayrıca cehaletine vermek istiyorum. Çünkü toplantının şartlarını ve imkanlarını bilmeden yapılan bu değerlendirme ya bilgisizliğin, ya dar görüşlülüğün veya kasıtlılıktan öteye geçemeyeceği kaçınılmaz bir gerçektir.
(c.s: Yazdıklarımdan zerre miktarda birşey anlaşılmadığını görmek üzücü... Bu cehaletimle bunu nasıl başardığüımı doğrusu bende çok merak ediyorum ama! Toplantının şartlarınıda, imkanlarınıda orda olanlarıda gayet iyi biliyorum.çevrenizde 4 ana haber ajansına abone olan kaç kişi tanıyorsunuz ki? İHA, Cihan, A.A, Anka Haber Ajansı.)

Çünkü bu gibi uluslararası toplantıların yapıldığı, oylama salonlarının dizaynına dikkat edildiğinde görüleceği üzere her katılımcıya kulaklık verilir ve konuşmacı hangi dilden konuşursa konuşsun, bu kulaklık sayesinde dinleyicinin ulusal diline tercümesi yapılır! Sanıyorum ki, sayın Yazarın bu teknolojik gelişmeden haberi yok!
(c.s: O salonların dizaynı ile alakalı değil bay Çelimli be.. Bu gibi toplantılarda ‘***simultane’ teknoloji kullanılır. Kapalı devre yada kısa dalga radyo yayını şeklinde çokdilli bir translate yapılır. Gerçi ben bunları bilemeyecek kadar cahilimdir! Teknolojik gelişmelerden haberi yok derken, insan hakkında yazı yazacağı kişiyi en azından google arama motorundan bir bakar ya. Türkiye’nin en büyük internet yayın gruplarının birisinin başında olan birisine ‘sayın Yazarın bu teknolojik gelişmeden haberi yok!’ deme cüretini gene gösterirsin. www.memurlar.net, www.haber10.com, www.doktor.com, www.kitapline.com gibi günde toplam 1 milyonun üzerinde tekil ziyaretcisi 4,5 milyon sayfa gösterimi olan portallar yazdıklarım.)

Ayrıca, yüce halkımın beni bu göreve layık görerek (her ne kadar yabancı dil bilmememe rağmen) seçmiş biri olmam nedeniyle Yazarın içine sindirememesine rağmen saygı duyması kaçınılmaz bir gerçektir!
(c.s: Tekrar yok. Ben papağanmıyım ya! Benim sorduğum soru basit oy kullanan 93 ülke temsilcilerinden hangileriyle konuştunuz? Oylarını İzmir lehine kullanmak için lobi yaptınız? Sizce orada bulunmanız İzmir’e ne fayda sağladı? Sonra benim sindirim sorunum yok. Sindirim sorunu olan Rahşan Hanım! O sık sık tekrar ettiği siyasi seçilmişliğine kendisinin B.Torbalı gazetesinde 3 Aralık 2007 tarihinde yaptığı açıklamasıyla cevap verelim. Kazım Bey şöyle demiş: bizim ülkemizde 500 milyonu verip, ön seçimi kazanan milletvekili oluyor. Peki belediye meclis üyesi nasıl olunuyor?)

Sonuç olarak, olayları ve kişileri değerlendirirken her türlü hissiyat ve art düşüncelerden uzak, objektif olarak değerlendirmek gerekir. Eksik bilgi ve belgelere dayanarak karar vermek tecrübesizlik ve cehalet örneğidir!
(c.s: 1994 den beri yazıyorum. Şu konuza en ufak bir bilgi eksikliğimi kabul etmiyorum.)

Gelelim zurnanın ‘ZART’ dediği yerlere,Sayın Çelimli aşağıdaki ve ilgili yazımızdaki ( http://cenksarigol.blogspot.com/2008/04/kaybedilen-expo.html ) sorularıma cevap vermemiştir. Cevap vermek yerine kaçmayı, hakaret ile yansıtmayı tercih etmiştir. Yada yazılanları anlamada fakir kalmıştır. İşte o sorular:- İtalyan başbakanının konuşmasında, “Fundamentalizm’e karşı bize oy verin” dediğini iddia ediyorsunuz. Bunu kanıtlayın. Ben bir daha burada yazmam. ‘size saygı duyuyorum, size saygı duyuyorum’ lafzından ibaret köşe yazısı yayınlayıp, burada yazmayı bırakacağım.

-“ İtalyanlar haçlı bayraklar açıp, Müslüman ülkeye oy verilmemesi için propaganda yaptılar.” Ben salonda ve dışında çekilmiş 90’a yakın fotoğrafı inceledim böyle birşey görmedim. Sakın Çelimli bayrağında Haç İşareti olan ülke bayraklarını tanımadığı için öyle bir kanıya varmış olmasın?
- Bir avrupa ülkesi neden Türban polemiği yaşayan ülkeye oy vermesin? Hangisinde bu sorun var? Avrupada laisizmi en katı uygulayan ülkenin (Fransa) başkentine (Paris) gittiniz. Fransada üniversitede insanların giyimine karışmak kimsenin aklına bile gelmez. Reşit olmuş insanlara nasıl giyineceği yönlü baskı yapmak ne kadar tutucu laik olurlarsa olsunlar Fransızların dahi aklına gelmez. Türban yasağı sadece devlet ilkokullarında vardır. O da yanlızca resmi devlet okullarında uygulanır. Özel, vakıf ve dini cemaatlerin okullarında türban ilkokulda bile serbesttir. O zaman neden avrupa ülkeleri türban tartışmalarını bahane ederek bize oy vermesin? Sonra sadece AB ülkeleri oy kullanmadı ki? Müslüman ülkelerinde buna kıl olması gerekmezmiydi?Kısaca bence tıpkı İzmir Büyükşehir Belediyesinin bütçesiyle Tayland’a iki günlük Çiçekçilik Fuarına lobi yapmak için bir haftalık gidenlerin yaptığı gibi buda boştu. Keşke bu lobi faaliyetleri için okullarımız ve üniversitelerimizden dil konusunda yetkin insanlar götürülseydi. Orada çoğunluğu sadece konuşmaları dinlemek için kulaklık takan, aval aval dolaşan insanlar yerine gerçekten lobi yapılsaydı. Gezi değil.

***simultane: Fransızca ‘çeviri’ demektir.Ama diğer dünya dillerinde bu translatıon teknolojiye isim olarak kullanılmaktadır.

Günün Sözü: “Cehaletle deha arasındaki gerçek fark nedir biliyor musunuz? Dehanın sınırları var cehaletinse hiçbir sınırı yoktur.Whoopi Goldberg

Cenk SARIGÖL

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İnsanlık konuşma ve yazıyla yani iletişimle birlikte teknolojik gelişim sağlayabilmişlerdir. Medeniyet ise bu hasletleri hoşgörü, sevgi ve ahlaklı kullanmakla olur.