28 Nisan 2008

İç Ses’ten Yankılar

Deniz Baykal bir kısa fax. ile seçilmil CHP İzmir il başkanını Alaattin Yüksel'i yönetimiyle birlikte görevden almıştı.



İç Ses’ten Yankılar

Başlıkta kullandığım ve size aktarmaya çalışacağım iç ses sakın benim sanmayın. Chp’nin heyecansız, devletçi, bürakratik, sosyal faşist (bu halen solcu olmayı becerebileb değerli bir duayenin terimidir) durumuna benim içimden söyleyecek hiçbirşey yok. Hatta Akp, Mhp, Bbp gibi hemen hemen Chp dışındaki tüm partilerimizin ekseri çoğunluğunun D.Baykal’dan oldukça memnundur. Bende memnunum gerek dünya görüşüm karşısındaki siyasi tutarsızlıktan, gerekse gazeteciliğimize malzeme veren militan, çelişkili, kavgacı, heran olay çıkarmaya (çatışmaya) hazır siyasetçi kimlikten.

Bu yazıyı oluştururken 32. Olağan Kongresini izliyorum partinin. İl başkanları geliyor 10 dk. Baykal’a yağ çekip gidiyor. Konuşmalarda bugüne dair birşey yok. Hepsi topluma korku (irtica, laiklik, cumhuriyet vb) verme çabasında. Elbette korku kitleleri diğer etmenlere göre daha çok harekete geçiren ve yönlendirmede kullanılan bir yöntemdir. Lakin bıktık be kardeşim, gına geldi! Yok mu sizin başka söyleyeceğiniz? Korku değil umut olabilecekmisiniz bu halka? “Cumhuriyeti biz kurduk, bağımsızlık savaşını biz verdik (doğrusu istiklal savaşıdır)” Eee ne olcak şimdi diyelimki dedikleriniz doğru. Ne yapsın bu millet? Sizden başkasına oy vermesin mi? Tek Parti mi olmak istiyorsunuz gene? Diğer partiler kapatılsın mı? Neden oy versin bu halk size ondan bahseden yok!

Aşağıdaki alıntılar C.tesi yazımızda bir türlü gelemediğimiz Ertan Ünver’in son bir yıl içinde Chp ve Baykal’ı konu ettiği yazılardan seçilmiştir. Bunlarıda Chp’liler okusun, tespitleri değerlendirsin diye aktarıyorum:

“CHP’ de D. Baykal’ a karşı olmak ve partide kalmak diye bir şey olabilir mi?.. O parti bu vatandaşa baba mirası olarak kalmadı mı?.. Yoksa siz onu gerçek CHP mi sanıyorsunuz.. Vah gariplerim vah.. Kim bilir daha ne durumlara düşecekler bunlar ve de koskoca CHP’yi o CHP sanarak ne durumlara düşürecekler?.. Gerçekten yazık yaaa; birileri şunları kendilerine getirseler bari!.. Atatürk’ün Partisinde Atatürk,D.Baykal’ınki gibi bir yönetim biçimini uygula(ya)mazdı.. Ayrıca, Atatürk’ü kimse D.Baykal’ın o küçük hesaplarının uygulandığı CHP Genel Başkanlığı makamının ilk temsilciliği ile nitelendirerek değerlendirmeye de kalkmasın.. Bu Ata’mıza karşı çok ayıp olur… D.Baykal, bütün siyasal geleceğini önümüzdeki bir yıl içindeki gelişmelerle belirlenecek bir durumdan çekip çıkarmak için hiçbir şey yapamayacak kapasitede olduğunu bir defa daha ortaya koydu..O Ricky Martin Kurultayı fiyaskosundan sonra...”“CHP Samsun ve Gaziantep İl Kongreleri tam bir utanç vesilesi oldu parti için.. Döğüş, tekme, tokat, yumruk ve sandalye... Sonrasında ise istenmeyenlerin seçileceği belli olduğu için Edirne, Çanakkale ve Denzili il kongreleri ertelendi.. En sonunda da İstanbul CHP İl Kongresinde Parti Meclisi üyesi ve Örsan Öymen oğlu, Altan Öymen’in yeğeni Örsan Öymen'e konuşma hakkı verilmedi ve susturuldu.. Öymen 'Parti içi demokrasi ayaklar altında' demiş.. Elbette isyan etmiş; CHP’ nin bu durumuna.. Denizli Kongre ertelemesine Adnan Keskin ve M. Gazala da isyan etmişler.. Ali Topuz bile muhalif (!) Olmuş CHP’ de.. Fakat bu durumların neden doğduğunu bir türlü anlamamışlar; ben söyleyeyim; şu çocuğun babasından kalan ‘CHP oyuncağını’ elinden almak istedikleri için.. Anlasınlar artık!..” (05 şubat 2008 B.Torbalı Gazetesi)

“Baştan beri söylüyorum.. CHP’nin açıldığı ve D.Baykal ile arkadaşlarının yönetimine girdiği 1992’den beri söylüyorum bunu; bu başlıkta yazılanı... Çümkü CHP ve D:Baykal birlikteliği eşyanın tabiatına aykırı.. Çünkü liderlik ve D.Baykal doğa yasasına aykırı.. Yıllarını bu konulara harcamış ve yansız bir düşünce insanı olarak söylüyorum bunu.. En az kırk sağlamasını da yapıyorum hemen ardından.. İşte size bir kaçı. Birkaç örneği, o sağlamaların; Kemal Anadol ve D. Baykal aynı partinin yönetiminde yer alıyorlarsa orada bir olmazlık var demektir.. Bu partinin CHP olması buradaki Böyle Gitmezi önleyemez.. ‘Kavgalı eve kız vermezler’ D.Baykal masalından TEK-TİP partili, TEK-TİP Baykalcı imalatına geçildi.. Fakat kavga, gürültü ve huzursuzluk hiç bitmedi; hatta azalmadı bile; tam tesine arttı.. Görevden almalar, ihraçlar, istifalar sürekli olarak yaşanmaya başladı.. Kongre-Kurultay ve seçim(ler) öncesi ile sonrası bunları iyice AZDIRDI.. CHP demek, kavga, gürültü ve huzursuzluk demektirle özdeş oldu.. neden böyle oldu?. Çünkü CHP, 1992 sonrasında CHP olmaktan çıktı.. Çünkü 1992’den beri CHP’de düşünce, tasarı, politika ve proje üretme özgürlüğü yoktur.. Hele bunları ve bunlara benzerleri, parti örgütlerinde (gençlikte-kadınlarda) seslendirme ve dillendirme Düşünülemez Olmuştur.. Yani 1992 sonrası CHP’nin 1980 öncesi CHP ile bir ilgisi ve ilintisi kalmamıştır.. Bu durum, GERÇEK CHP’lilerle, Halkın Toplamının çıkacağı 30 Mart 2009 P.tesi Günkü CHP’nin Kurtulış Yürüyüşüne Kadar... Türkiye İnsanına son sabırlarını göstermelerini öneriyorum.. Başka ne yapabilirim ki... (20 Kasım 2007 B.Torbalı Gazetesi)

“...CHP’nin içine çekildiği “hastalıklı konumu” değerlendirecek şekilde ele almıyorlar.. CHP’nin bugünkü yapısında var olan “sakatlanmışlığı” ciddi olarak değerlendir(e)miyorlar.. Yalnızca Genel Merkeze ve D.Baykal ile arkadaşlarına, yandaşlarına ve grubu ile hizbine karşı olmanın duyurulmasını yeterli görüyorlar.. O arada, birkaç sloganımsı söz söyleyerek durumu götüreceklerini sanıyorlar.. Tabii fena halde yanılıyorlar.. Oysa işin gerçek yanı ve dayandığı temel çok ciddi, çok geniş ve çok derin anlamlarla yüklü bir TÜRKİYE SORUNU OLARAK, karşımızda duruyor.. Evet, bu yalnızca CHP ve D.Baykal ile hizbi ve işgalci yönetimleri değildir.. Bir yükselen değer AKP ve R.T.Erdoğan EFSANESİ yaratmıştır ‘BU DURUM’!..” (28 ağustor 2007 B.Torbalı Gazetesi)

Seçim Sonrası değerlendirmeleri...
"G.Sekreter ve M.Özyürek 'siyasal dahisi' sökün etti ekranlara.. Türkiye’nin yeniden gülleri açtı, açıyordu D.Baykal gül goncası gibi ve pek görünmeden 'ilk döktürmesini' yaptı: BEN DEĞİL MERKEZ SAĞ ÇÖKTÜ... (Ve o çöküntüden artan oylar AKP’ye kaçmış.. O yüzden AKP kazanır gibi olmuş!.. Allahım sen bu millete ve aklı hala başında kalmış samimi CHP’lilere, sosyal demokratlara sabır ve sukunet ihsan eyle, ya Rabbim!..) Hemen sonra ‘oyumuz arttı’ türünden laflar etmez mi.. Gel de kahrolma, o ülke temeliyle yaşıt ve eşit CHP’nin..” (21 agustor 2007 B.Torbalı Gazetesi)
Ertan Ünver'in CHP'ye yıllarını vermiş bir siyasetçi ve düşünen, proje üreten bir ferdi olarak kulak kesilme zamanı gelmedi mi? Muhaliflerin konuşturlmadığı, eleştiriye tahammül edilmeyen. Parti bütçe, faaliyet onayları ve değerlendirmelerin genel başkanın konuşma süresine yada oylama süresine eşit zaman diliminde bittiği bir kongre ne kadar kongredir? bunu Aslan Sosyal Demokratlar içlerine sindirebiliyor mu? Dahası ilerisi için, normal şartlarda yani olağan süreçte AKP iktidarını bu kadroyla bu partinin alternatif olduğuna, sandıkta devirebileceklerine inanıyorlar mı? inanmıyorlarsa yada içlerinde hala demokratlık ve demokrasi kurallarında rekabet etme ahlakı bulunanlar Ünver'i ciddi şekilde okumalı ve dinlemelidir. benim için sorun yok bende Devlet Bahçeli, R.TAYYİP Erdoğan gibi kendilerinden gayet memnunum!

Cenk Sarıgöl

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İnsanlık konuşma ve yazıyla yani iletişimle birlikte teknolojik gelişim sağlayabilmişlerdir. Medeniyet ise bu hasletleri hoşgörü, sevgi ve ahlaklı kullanmakla olur.