4 Nisan 2008

Kaybedilen Expo

Torbalı Belediye Mec. Üyemiz ve zaman zaman bşk. v. Kazım Çelimli Expo 2015’in İzmir’e gelmesi için Paris’e lobi faaliyetlerinde bulunmak için gitmişti. Dönünce gazeteye açıklamalarda bulunmuş. 3 Nisanda bu hezeyanları okuyunca epey bir güldüm sonra birden ilçem ve bahtı konusunda ağlayasım geldi! Bir önceki yazımızın; http://cenksarigol.blogspot.com/2008/04/expo-nitelik-ve-nicelik.html  (Expo, Nitelik ve Nicelik) böyle bir örnek karşısında ne kadar isabetli olduğuna kanaat getirerek kendimle övünmeyi bile düşündüm! Değerli ve büyük tespitler yapabilen belediye meclis üyemiz Çelişki’nin ilgili açıklamaları aynen şöyle:
“...CHP’li Belediye Bşk. Yrdc. Kâzım Çelimli, İzmir’in kaybetmesinde türban tartışmalarının, AK Parti’nin kapatılma davasının ve İtalya’nın politikalarının etkili olduğunu söyledi. ‘Deneme amaçlı yapılan oylamadan İzmir çıktı. Daha sonra aradan geçen 45 dakikada İtalya Başbakanı Romani Prodi Genel Kurulda ‘Fundamentalizm’e karşı bize oy verin.’ diye seslendi. Yani ‘Türban polemiği yaşayan ülkeye oy vermeyin.’ demek istedi. Aynı şekilde Afrika ülkelerine yardım vaadinde bulundu. Hatta borçlarının silineceğini bile söyledi. Oylama sırasında AKP’nin kapatılma davasının kabul haberinin gelmesi iyice ortamı gerdi. Eğer bizim Başbakanımız da gelseydi, belki ikna edecekti. Ama gelmedi. İtalyanlar haçlı bayraklar açıp, Müslüman ülkeye oy verilmemesi için propaganda yaptılar. Sonuçta öyle ya da böyle kaybettik. Ve bana göre en önemli sebep, 'Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın orada olmaması idi.’ dedi.”

Deveye sormuşlar, ‘boynun neden eğri?’ cevap vermiş ‘neresi doğru ki...’ diye... Açıklamada tek doğru yer, “AK Parti’nin kapatılma davasının ve İtalya’nın politikalarının etkili olduğunu” söylediği yer. İtalyan başbakanının konuşmasında, “Fundamentalizm’e karşı bize oy verin” dediğini iddia ediyor,... burnu uzuyor Çelişki’nin! Mantiken Avrupada bir başbakan Türkiye için böyle bir cümle kursa bunun o genel kurulda kalması mümkün mü? Türkiye’nin tepki vermemesi, bir yetkilininde ‘sen bizi neyle itham ediyorsun?’ diye sormaması, bir gazetecinin bile bunu yakalamaması normal mi? Yoksa Çelimli muazzam ingilizcesi ile Parodi’nin cümle arkası verdiği işaretleri mi okudu? Benim aklıma CHP’lilerin niyet okuyuculuğuna Paris’te devam ettiği yönünde! Çünkü konuşmasının daha başında Romano Prodi, Türkiye’yi dost ve stratejik bir ortak olarak niteledi. Gerek İzmir’in gerekse Milano’nun iyi bir hedef için mücadele verdiklerini söyledi.

Gelelim Çelişki’nin Parodi’nin konuşmasını kast ederek, “Türban polemiği yaşayan ülkeye oy vermeyin demek istedi.” Açıklamasına, hadi muazzam yabancı dilinle bunu anladın sayın Kazım. Bir avrupa ülkesi neden Türban* polemiği yaşayan ülkeye oy vermesin? Hangisinde bu sorun var? Avrupada laisizmi en katı uygulayan ülkenin (Fransa) başkentine (Paris) gittiniz. Hiç sormadın mı müthiş ingilizcenle “burada okullarda uygulama nasıldır?” diye. Tabii Faransızcanı konuştursan daha rahat anlaşabilirdiniz. Zira Fransızlar dilleri konusunda çok tutucudur. Fransada üniversitede insanların giyimine karışmak kimsenin aklına bile gelmez. Reşit olmuş insanlara nasıl giyineceği yönlü baskı yapmak ne kadar tutucu laik olurlarsa olsunlar Fransızların dahi aklına gelmez. Türban yasağı sadece devlet ilkokullarında vardır. O da yanlızca resmi devlet okullarında uygulanır. Özel, vakıf ve dini cemaatlerin okullarında türban ilkokulda bile serbesttir. Ha bunu Kazım bey “insan hak ve özgürlükleri bağlamında bir yasak uygulayan (başörtüsü) ülkeye AB ülkeleri oy vermez” bağlamında (ki hiç sanmıyorum) söylüyorsa doğrudur. Ya artık ingilizce niyet okuyuculuğunuda başladılar, bu CHP zihniyetini tebrik etmeden duramayacağım. Ahanda ettim: Tebrik ediyorum!

Bay Kazım yine şöye diyor: “İtalyanlar haçlı bayraklar açıp, Müslüman ülkeye oy verilmemesi için propaganda yaptılar.” Vah vah demek tutmuş propogandaları ben yinede dünyada bayrağının üzerinde artı işareti olan ülkelerden bazılarını sayayım: İngiltere, Finlandiya, İsveç, İsviçre, Avusturya, Slovakya, Portekiz, Malta, İzlanda, Norveç, Yunanistan, Danimarka, Dominik, Fiji, Gürcistan, Yeni Zellanda vb. ülkelerin bayraklarında haçlı işaretler var. Eh her ülke temsilciside kendi bayrağını sallayacaktır kuşkusuz. Gerisi sizin algılamanıza kalmış!

Devam ediyor çelişkiler, “Aynı şekilde(italya) Afrika ülkelerine yardım vaadinde bulundu.” Zaten bulunmasına gerek yok ki? İzmir’in kampanyadaki ana teması “Herkes İçin Sağlık: Daha İyi Bir Yaşam İçin Yeni Yollar”, Milano’nun ise “Gezegenimizde Beslenme: Yaşam için Enerji”ydi. Afrikanın açlıkla savaşan ülkeleri için ana tema oy kullanmalarında etkili olacaktı. En büyük rüşvet buydu. İzmir ‘sağlık’, Milano ‘beslenme’ vaad ediyor. Bizimde “can boğazdan gelir” diye atasözümüz var. Adam açlıktan hastalanıyor, ölürken önceliği ne olur?

Son olarak sayın Kazım, “bana göre en önemli sebep Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın orada olmaması idi.” demiş. Demek 1 cumhurbaşkanı, 4 önemli bakan, bir ana muhalefet lideri yetmedi başbakanı istediler sahneye, gelmeyince oy vermediler. Vah ki ne vah! Deniz Baykal hiç olamadı bari başbakan taklidi yapsaydı.! Gerçi bilemeyiz belki Anayasa Mahkemesi Erdoğan’a yurtdışına çıkış yasağıda koymuş olabilir! Böyle bir durumda Çelimli ne düşünür acaba?

Sonuç: Kapatılsın diye dava açılan ülkenin en büyük partisinin genel bşk. Ve başbakan, davanın kabul sürecinde ‘neden yurtdışında değildin?’ diye suçlanıyor. Aynı kapatma davası sebebi ile ülke ve İzmir tarihi bir fırsatı, Expo’yu kaçırıyor. Suçlu AKP! Nasrettin Hoca’nın “Hırsızın Hiçmi Kabahati Yok?” fıkrasını bilirsiniz. En azından bilmeyenler bilenlere anlatsın!

* “Türban”: Fransızcaya Farsçadan ‘Tülbent’ kelimesinden geçmiştir. Fransızcadan dilimize eski YÖK başkanlarımızdan İhsan Doğramacı tarafından ihsan edilmiş! Gerçi bize Acemistan uzak olmadığından ‘Tülbent’ kelimesini Anadolu insanı bin yıldır kullanıyordu ama... Genede Fransada başörtüsünden bahsederken ‘türban’ demeyi uygun buldum.


Cenk SARIGÖL

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İnsanlık konuşma ve yazıyla yani iletişimle birlikte teknolojik gelişim sağlayabilmişlerdir. Medeniyet ise bu hasletleri hoşgörü, sevgi ve ahlaklı kullanmakla olur.