27 Eylül 2008

Partizane

Sendikalılar
İşsizlikten beli bükülmüş eski belediye zabıtası arkadaşına dert yanıyordu;
-“Belediyeden atılınca ne yapacağımı bilemedim. Biraz birikmişim ve aileden topladıklarımla işyeri açtım. Küçük esnaf birmiş, ben küçük esnaf olacam derken eldeki bitti.” Arkadaşı tekrar sormuş;
-“Başka bir yapsaydınya arkadaş, maaşlı bir iş.
-“Tamamda arkadaşım. Biz zabıtaydık. Onu biliriz. Fen işlerinde olsak, tesisatcılık yapardık. Bildiğimiz mevzut serbest piyasada işletmelerde çalışmaya yetmezki!” bu sırada kapıdan Ermonun biri girer, elindeki gazeteyi masaya fırlatarak, habere bakın habere der. İsmail Uygur tarafından göreve gelmesinin ilk yılı işten çıkarılan eski zabıta, “Torbalı Belediye Başkanı İsmail Uygur, Belediye-İş 4 yıl aradan sonra masaya oturdu. 50 işçi sendikalı oldu. İşçiler sendika sayesinde iş güvencesi, grev, toplu görüşme hakları kazandı” Ermonun biri haberin üstüne alaylı şekilde mağdur işçiye sorar;
-“Sizde sendikalı değilmiydini? Bu nasıl güvence ve iştir ki? İsmail Uygur sizi sendikalısınız diye kapının önüne koyarken, 4 yıl sonra kendisi işçilerini sendikalı yapıyor?” Canı sıkılan Eski zabıta ibretlik cevap verir;
-"Yok biz önce ve sadece sendikalıydık. Bunlar önce CHPli sonra sendikalı…" C.S(bu bir fıkradır)


Haber şöyle:
“TORBALI Belediyesi'nde çe-şitli görevlerde çalışan 50 daimi işçi dün Belediye-İş Sendikasına geçti. Torbalı Belediye Başkanı İsmail Uygur,

CHP Torbalı İlçe Başkanı Ertan ÇELİK

CHP İlçe Başkanı Ertan Çelik ve CHP'li Belediye Meclis üyelerinin de hazır bulunduğu sözleşme töreni dün Belediye Meydanı'nda gerçekleştirildi. Torbalı Belediyesi ile Belediye-İş Sendikası 2 nolu şube arasında 50 işçiyi kapsayan toplu sözleşme imza töreninde sevinç ve mutluluk hakimdi… Belediye Başkanı İsmail Uygur'a teşekkür eden işçiler, ‘Bize çok güzel bir bayram hediyesi oldu’ dedi. Önümüzdeki aylarda taşeron işçilerinin de sendikalı yapılacağı öğrenildi."


Çifte Standart
Alın size CHP güzellemesinde bir çifte standart örneği..! Sayın İsmail Uygur seçilip, 2004 seçimlerinde koltuğuna oturduğunda ilk büyük icraatlarından biri işçi kıyımları oldu. 200 civarında işçiyi gruplar halinde kapı önüne koydu. O dönem bu işçi çıkarımlarının mali gerekliliğinin olabileceğini ve başkanın bu girişiminde haklı olabileceğini düşündüğümü yazmıştım. Hatta eski başkan Sayın Hasan Karatoklu’nunda 28 Mart 2004 Yerel Seçimleri öncesi 6 ayda yüze yakın işçi alımı yaptığı sızıntılarını aktarmıştım. En büyük sloganımda şuydu;
SİYASETLE GELEN. SİYASETLE GİDER

H. Karatoklu

Mehmet Hasan Karatoklu’nun oy kaygıları ile şişirdiği kadroların havasının alınması bencede gerekliydi! Mademki o dönem personel maliyetinin yüksekliği ve fazlalığı ve yapılan iş karşılaştırmalı israf vardı (o dönem sayın Uygur bunları dile getirmişti). Gereğine itirazımız olamazdı.
Fakat Uygur işi sadece Karatoklu’nun son 6 ay yada 1 yılda aldığı işçileri işten çıkarmakla kalmadı. Karatoklu döneminde (10 yıl) alınanları hatta Ertan Ünver ile çalışmış personele kadar vardırdı. Tabii işin birde ilçe halkı tarafından algılanması vardı. Herkesin dilinde,
İsmail Uygur kendisini destekleyen, CeHaPe (doğrumu yazdım? Aynı sizin gibi değil mi?) flaması sallayan, konvoyuna katılan partililerine kadro açıyor. Mevcut işçileri çıkarmalı ki tabanına yer açılsın!
şeklinde sözler dolaşıyordu. Haberi okudunuz. Sendikalı ve yüksek ücret aldıkları için 4 yıl önce siyasi yandaşlara yer açmak için kapı önüne konulan içilerin yerine buyur edilen yenilere bizzat CHP’li belediye meclis üyelerinin katılımı ile Sendikaya üyelik töreni düzenleniyor. 4 yıl önce yerine geldikleri insanlara zehir olan yaşamlara inat “bu bize bayram oldu” diyorlar.
Peki yerel seçimlere 6 ay kala İsmail Uygur ve CHP’li Belediye Meclis üyeleri bu kulakları ağızlarına varan ve işçi yönetici birbirlerini yaplayarak neden sendikalaşma yapıyorlar?
Basit; İsmail Uygur seçimi kaybetme ihtimaline karşı kendi kadroloduğu işçilere sendikal koruma sağlıyor! En azından ben öyle algılıyorum. “eden bulur” diye bir atasözü var. Bu işçilerde şekergibi bir bayrama giriyor! Artık İsmail Uygur kaybetse bile arkalarında sendika olacak! 2004de Ak Parti adayı şimdi aday adayı Atilla Kaya defaatle o zamanda şimdide “belediye işçilerine dokunmayacağım. Biz kimsenin ekmeği ile oynamayacağız. Çok çalışacağız ve herkese iş olacak” derken. Sendikalaşmaya neden gerek duyuldu diye sormayın. Herkes kendinden bilir. Zamanında Uygur adaylığı sırasında farklı şeyler söylemiyordu..! Sorun Mahmut Atilla Kaya’nın sözünde durup, durmaması değil, kişinin (CHP Yönetiminin) karşısındakini kendi gibi bilmesidir.
Atilla Kaya arkadaşım. Sözünde durmaya özen gösterir. “Biz geldiğimizde kimse işinden olmayacak” diyorsa, işini layıki ile yapan kimse ekmeğinden olmayacaktır. Ha bana sorsanız, ben öyle yufka yürekli değilim. Adalet elbette birilerinin eliyle tecelli eder. Siyasetle geleni, siyasetle gönderir. Yerine liyakat sahibi, bilgi, beceri ve yeteneğine göre kadro kurardım.
Ben İsmail Uygur’a siyasetle gelenleri, işten çıkardığı için hiç kızmadım. Elbette her başkan güvendiği bir ana, tepe kadro kuracaktır. İşten çıkarmalar ne zamanki siyasi linç olayınıda aşar hale geldi, eleştirilerim ondan sonra başladı. Bu yaz ve geçen yaz yaşadığımız susuzluğun, CHP kadrolaşmasına kurban giden işçilerin yerine gelen çoğu ehil olmayan personelden kaynaklı olduğunu söylesem.! Bu kadar kadrolaşmadan bahsettik, bir örnek vermesek olmaz;
Hamit Küçük, 2004 yerel seçimlerinde Subaşı Beldesinde CHP’den Belediye Başkan adayıydı. (Subaşı ilginç yerdir. Vefat eden Osman Dirik Genç Partiden seçilmiş, CHP’ye transfer olmuştu. Şimdiki başkanda Ak Partiden belediye meclis üyesi seçilmiş CHP’ye geçmişti. Dirik vefat edince belediye meclisi tarafından Başkan seçildi) Hamit Küçük, Seçimi kaybedince hemen akabinde Torbalı Belediyesinde işe başladı… Yazıyı ayrıntılı okumak için http://cenksarigol.blogspot.com/ linkine bakabilirsiniz.

Not: Bizim iki yıl önce burada kaleme aldığımız Ramazan ve Şeker Bayramı yazımızın benzeri bir tartışmaya ülke gündemi yeni gelmiş. Okurlarımız normal gündemden 2 yıl öndesiniz. Farkındamısınız?

Cenk SARIGÖL

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İnsanlık konuşma ve yazıyla yani iletişimle birlikte teknolojik gelişim sağlayabilmişlerdir. Medeniyet ise bu hasletleri hoşgörü, sevgi ve ahlaklı kullanmakla olur.