4 Ekim 2008

Terörizm, Aktütün

Terörizm
Baskı şiddet, yıldırma amaçlı, toplumda kaos, kargaşa, bıtkınlık oluşturmaya yönelik, hedefsiz şiddet eylemleridir. Türkiye çok uzun yıllardır terörle uğraşan bir ülke... Teröre karşı yapılanmanın 100 senelik bir geçmişi var. Balkan Savaşlarında Yunan, Bulgar, Sırp, Arnavut, Mekadon çetelerin terör eylemlerine karşı farklı bir ordu yapılanmasına giden Osmanlı deneyimimizi geliştiremedik! Askerlik yapanlar bilir, ‘avcı kolu, avcı yürüyüşü, avcı zinciri vb.’ Hemen akla gelen eğitimler gördüler. Bu Türk Ordusuna, Osmanlı Ordusundan kalma bir devriye düzenidir. Osmanlı Balkanlarda isyancı ve talancı çetelerle mücadelede bu yöntemle büyük başarı sağlamıştı. Balkanları kaybetmemizin asıl sebebinin siyaset olduğunu unutmayın.
Terör mücadelesinin en önemli ayağı istihbarattır. İstihbarat sayesinde saldırı, bombalama olmadan önleme imkanınız olur. Diğer ayak, terörü besleyen kaynakların kurutulmasıdır. Maalesef ülkemiz bu her iki ana etmende zayıftır. Askeri mücadelede yaşanan zaaf çok basit bir örnekle izah edilebilir.
SİNEK, BALYOZLA AVLANMAZ. BATAKLIK KURUTULMADAN SİNEK BİRMEZ
sineği balyozla yoketmeye çalışma sizi hem yorar hemde zayıflatır. Maddi, manevi olarak bünyeniz sonunda pes eder. Osmanlının bazyoz (düzenli, ağır silahlı birlikler) yerine, hafif sineklik kullanmaya başlaması (avcı taburları) realitesine Türkiye ‘Özel Harekat Birlikleri’ kurulmasıyla geldi. Maalesef 28 Şubat Dönemi sonlarında (2000) emniyet müdürlüğü döneminde bürokratik çekişmeye kurban verildi bu birlikler! Elbette bu birliklere mensup bazı devlet görevlilerinin kirli işlere bulaşması, bulaştığı istihbaratlarıda çok etkili oldu.
Pkk bugün dünyanın en büyük terör organizasyonlarından birisidir. 25 bin kişinin bu organizasyon içinde geçimini sağladığı söyleniyor. Yani dağdaki teröristler salt bir dava için değil, ekmek davasında ayrıca..! özellikle 1990’lı yılların ilk yarısında terör örgütü tarafında ciddi şekilde işsiz, çaresiz insanımız kaçak yollarla Avrupa Ülkelerine sokuldu. İş bulmalarına, barınmalarına yardımcı olundu. Elbette tüm bunlar karşılıksız olmayacaktı. Şuan 15-20 yıl önce AB Ülkelerine kaçırılan çaresiz insanlarımızın emeği sömürülüyor. Haraç alınıyor. Öyle üç-beş kuruş değil, milyon dolar paralardan bahsediyoruz. Dernekler, finans kurumları, gazeteler, radyo-tv yayınları, ajanslar vb. Kurumsallaşmış yapıları var. Yani sinek üreten bir bataklık oluşturulmuş.

Irak Sınırı Aktütün Karakolu

Gelelim Aktütün Karakoluna yapılan son baskına... Yine garip ülke çocukları Siirtten, Kırşehire, Antalyaya kadar vatan için mühür bastı kanlarıyla. Fakat bu seferki durum biraz farklı! Aktütün gerçekten zor bir coğrafyayı korumakla yükümlü bir sınır karakolu. Bu güne kadar 100’e yakın baskın yedi ve 50’ye yakın şehit verdi. 04/11/2008 sabaha karşı gerçekleşen baskının mahiyeti biraz düşündürücü. Dağlıca Baskınında olduğu gibi yine Kuzay Irak’tan gelen kalabalık ve ağır silahlı terör unsurlarını görüyoruz. Bildiğiniz gibi başka bir ülkenin toprak bütünlüğünü ihlal etmemek adına Kuzey Irak’a girmeye hep tereddütle yaklaşıyordu. Dağlıcadan beri hükümetin ve Genelkurmayın elinde teskere (Irak’a meclis kararı gerekmeksizin müdehale izni) var.
Baskının hem bu teskerenin dolma süresine az bir süre (17/11/2008) kalmasına yakın hemde terör örgütünün kış uykusuna (kırsal eylemlerine son verdiği zor kış şartları) yatmadan önce sansasyonel eylem yapma isteğinden kaynaklandığı belirtiliyor. Bu topraklarda 350 yıldır sukunet hep uzaktır. İsyanlar, ayaklanmalar, terör saldırıları, bombalamalar, suikastlar eksik olmadı. İlerdede olacağını sanmak, terörün tamamen biteceğini ümit etmek hep bir hayal özlem olarak kalacak! Gene televizyonlarda bazı emekli askerleri çıkarıp, midemi kaldırıyorlar. Bu zatlar her bu tip, acı olaydan sonra çıkıp, kanunların yetersizliğinden, merkezi yönetimin yetersizliğinden, imkanların kısıtlılığından bahsediyor. Ve hemen terörü bitirmek için çeşitli stratejilerini anlatıyorlar. Sanki bu adamlar görevdeyken yetki ve sorumluluk gariban Mehmet Çavuştaydı! Niye o zaman bu çok bildiklerini yapmadında şimdi şakıyorsun? Kendi insanın özgürlük alanını kısıtlayarak, terörü bitireceğini sanan zavakllıların hiçbirisi ne tarihten, nede yakın geçmişten ders almamışlar anlaşılan!
Yaklaşan Yerel seçimler öncesi hava şartları uygun olduğu sürece pkk bu tip eylemler yapacak... Zaten terör örgütününde istediğide bu. Bölgede devlet baskısı artsın, devlet organları şeditleşsin ve zayıflayan siyasi kanada güç devşirilsin. Terör örgütü elebaşlarıda gayet iyi biliyor. Avrupa yada Dünya terör unsurlarına açık destek veremiyor ama siyasi görünen yapılara pervasız omuz veriyorlar!
Türkiye bataklığı kurutmak için bu siyasi kanadın tabanını acilen kendine çekerken, terörün eylem yönünün lojistiğini kesmelidir. Bunun için AB ülkeleri içinde her türlü siyasi güçünü kullanmalı, her türlü baskı unsurunu kullanmalıdır. Kuzey Irak’tan gelen ve topraklarımızda yapılan bu ikinci ciddi baskın için ise ne yapılacağını siyasi ve askeri yöneticiler birlikte hızla karar bağlamalıdır.
Çünkü bu saldırı Dağlıca Baskını sonrasında yaşanan büyük bir travmadır. eski Genel kurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt, ABD ile istihbarat işbirliğini açıklarken, "Bölge artık bizim için BBG Evi (biri bizi gözetliyor) gibidir" demişti. sonuçta bu saldırı Türkiye sınırları içindeki pkk unsurlarının gerçekleştirdiği eylem değil. Komşu ülke sınırlarından gelen terör unsurları tarafından gerçekleştirildi. Böylece iş sınır ötesi operasyon ve uluslararası ilişkiler boyutundan ele alınacaktır. yani sadece iç siyasi dengeler ve çatışma boyutunu aşan bir gerçekle karşı karşıyayız. Terör örgütünün bu baskınıyla askeri zaaflarımız konusu daha çok dillendirilecektir. Genel kurmay başkanlığımızın dağlıca Baskını sonrası gösterdiği enformasyon yoksulluğunu bu kez göstermeden. Kamuoyunu tatmin edici olarak baskını ayrıntılı açıklamalıdır.
Diğer yandan artık askeri tedbirlere paralel olarak yeni açılımlar yapmalıyız. ülkemizde oturma izni alan ingiliz, Alman, Rus vatandaşlarına yada çifte vatandaşlarımıza verdiğimiz hakları kendi öz vatandaşlarımız ve kardeşlerimizden esirgeyemeyiz. Şiddet yoluyla talep edilen, demokratik isteklere siyasi olarak yanıt verebilmeliyiz. Aksi takdirde insanlarımız ölmemelidir. Şehit cenazeleri kadar, karşı tarafta terör batağına saplanmış suçlu inlanlarımızın ölüleride aramızdaki, ayrılığı açmaktadır. Artık ölümlere son verecek, şehit cenazelerini duruduracak, çözümler üretmeliyiz.

Cenk SARIGÖL

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İnsanlık konuşma ve yazıyla yani iletişimle birlikte teknolojik gelişim sağlayabilmişlerdir. Medeniyet ise bu hasletleri hoşgörü, sevgi ve ahlaklı kullanmakla olur.