27 Eylül 2008

Cenk Sarıgöl'ün Basın Açıklaması: Karayollarına yada Bana Dava Açın!

Subaşı Belediye Başkanı Doğruları Söylemiyor

Subaşı Belediye Başkanı Erkan Zeylan ile Cenk Sarıgöl arasında Subaşı’da geçtiğimiz ay yaşanan feci kazadan sonra başlayan ‘dilekçe’ tartışması sürüyor. Gazeteci Sarıgöl, dün bir basın açıklaması yaparak Erkan Zeylan’ın kamuoyunu yanılttığını iddia etti.
SUBAŞI Beldesi’nde 5 kişinin ha-yatını kaybettiği kazadan sonra Subaşı Belediyesi’nin Karayolları’na düzenleme için başvurup başvurmadığı ile ilgili tartışmalar bitmek bilmiyor. Cenk Sarıgöl’ün “Subaşı Belediye Başkanı Erkan Zeylan Karayollarına düzenleme ile ilgili dilekçe ulaştırma” iddiasından sonra bir açıklama yapan Zeylan, Karayolları’nın kendi dilekçesi karşılık yolladığı cevap dilekçesini kamuoyu ile paylaşmıştı. Bunun üzerine dün bir basın açık-laması yapan Cenk Sarıgöl, kamuoyunun yanıltıldığını, olayın takipçisi olmaya devam edeceğini belirtti. Sarıgöl, “Zeylan bana ya da Karayolları Bölge Müdürlüğü’ne dava açsın” dedi.

“SİYASET YAPMIYORUM”

İŞTE Cenk Sarıgöl'ün açıklaması:

“Subaşı Beldesinde yaşanan hepi-mizi üzen 5 canımızı götüren kaza sonrası konunun takipçisi oldum. Erkan Zeylan'ın geldi diye takla attığı Karayolları 2. Bölge Müdürlüğü yazısına gelmeden önce bu konuya siyaset karıştırdığımız ve alkollü sürücüyü unuttuğumuz hezeyanlarını yanıtlamak isterim. Kaza sonrası ilk yazımda ‘Adam Olmayız Bizhttp://cenksarigol.blogspot.com/2008/08/adam-olmayz-biz.html en büyük suçun şoförde olduğunu ve alkol tüketimini teşfik eden toplumsal, siyasal yapıdan kaynaklandığını belirtmiştik. Vefat eden canların da hatası vardı yolun ters şeridinden yürüyorlardı. Niye ters şeritte yürüdüklerinin sebebini düşündünüz mü? Yine Zeylan'ın açıklamasına göre ‘Kazanın meydana geldiği yerde olaydan bir gün önce kaldırım çalışması yapıldığını, alt yapı çalışmalarının ardından eğitim öğretime başlanmadan çalışmaların sona ereceğini... Cumartesi günü Tedaş gelerek çalışmanın yapılacağı yerde elektrikleri kesti ve Belediye olarak yolda bulunan ağaçları kesiyoruz...’ denildi. O gece ortalık zifiri karanlık. Görgü tanık-larına göre karşıdan karşıya geçerken vatandaşlar ışıklarından faydalanmak için jandarma karakolunun hizasını tercih ediliyorlardı.

Subaşı Belde Belediye Bşk. Erkan Zeylan

Siyaset karıştırdığımız iddiası ise Ak Parti’den meclis üyesi seçilip, CHPli belediye başkanı olan birisinin bize atacağı çamurdur. Hem neyin siyasetini yapıyoruz? Subaşı Belediyesi tasfiye oluyor, adaylığını açıklayan kimse yok (kendisi dahil), ben mi gelip aday olacağım? Sizi eleştiren sorumluluklarınızı hatırlatan gazeteci, yazar, sivil toplum yöneticileri siyaset yapıyorlar diyemezsiniz. Subaşı Osman Dirik Parkı için düğün, sünnet, nişan yapılabilecek düzenlemeler yapıp, izni kim verdi; Erkan Zeylan. Sorumlu idareciy-sen parkın bahçesine havuz yapa-cağına kazadan bir gün önce başla-dığın çalışmalarına düğün izni ver-meden başlar bitirirdin”

CEVAPSIZ SORULAR VAR

Erkan Zeylan ve Cenk Sarıgöl

ERKAN Zeylan’a gelen cevap di-lekçesi ile ilgili bir takım cevapsız soruların ve çelişkilerin olduğunu belirten Cenk Sarıgöl, söz konusu soruları şu şekilde sıraladı:

1- Karayollarına 18.10.2007 tari-hinde eski bşk. Osman Dirik tarafından verilen dilekçenin konusu “üst geçit” bizim bugüne kadar eleştirilerimiz (ki kaza karşıdan karşıya geçerken meydana gelmedi) 'halk kitlelerinini toplu olarak etkinliklere katılacağı bir yer için niçin yürüyüş yolları, ara güzergahlar, alternatif ulaşım sağlayacak düzenlemeler yapılmadı?' şeklindeydi. Oysa teslim edildiği iddia edilen dilekçe karayollarından sadece üst geçit talep etmekteydi. Yani dilekçe varsa, teslim edilmişsede eksik, yetersiz, kusurludur.

2-Yerleşim yeri içinden geçen Devlet Yollarında Karayolları Bölge Müdürlüğünün uygun görüşü alınmadan hiçbir kişi ya da kuruluş yolda çalışma yapmayı bırakın trafik işaret levhası bile dikemez.” (Şerafettin Şanlı 12 Eylül 2008 tarihli yazısından). Buna rağmen siz kazadan bir gün önce çalışma başlattığınızı gazetelere açıkladınız. Ağaç kesimi ve Tedaş'ın elektirikleri kestiğini de. Madem cevap yazısı olmadan yapabiliyordunuz neden daha önce yapmadınız? Yoksa geldi dediğiniz cevap esas bu çalışmalarla mı ilgiliydi?

3-Gelen cevap yazısında, “Subaşı Beldesi geçişinde karayolları ke-narının yayalar için kullanılamaz durumda olması nedeniyle, karayolları kenarında seyreden yayalar için gerekli tedbirlerin alınmasını ve ilköğretim okulunun bulunduğu bölgede Belediyenizce yapılacak üst geçite izin verilmesini içeren yazınız gereği konu Müdürlüğümüz yetkililerince 2008 yılı Şubat ayında yerinde incelenmiştir. Subaşı Belediye Başkanı ile bir-likte yerinde yapılan inceleme sonucunda; Belde geçişindeki söz konusu kesimde karayolu kenarında yaya kaldırımı yapılmasına, kaldırım için gerekli malzemenin (Bordür ve kilitli parke) Müdürlüğümüzce temin edilerek işçiliğinin Belediyenizce yapılması konusunda mutabık kalınmıştır” deniliyor. Bana bir yetkili çıkıp da ne zamandır devlet kurumları arasında sözlü mutabakat yapılıyor? Yapı-lan mutabakat nasıl oluyor da 8 ay yazıya dökülmeden bekleniyor?
Mutabakat yapan Osman Dirik vefat etti, mutabakat yaptık diyen K.yolları Md. Yrd. İlyas Bulut Allah geçinden versin vefat etse, tayini çıksa ne olacaktı? Erkan Zeylan'ın verdik dediği dilekçede tek kelime 'yaya, yaya yolu, kaldırım, kilit taşı, bordür' kelimesi geçmemesine rağmen gelen cevabın ilk iki parağrafının bizim yazdığımız ve sorumsuzlukla suçladığımız şeyleri içermesi tuhaf değil midir? Etüd yapılmış ve mutabakata varılmış, gazetede bir de bunu yüzü kızarmadan böbürlene böbürlene söyleyen Zeylan, o zaman ne diye kazadan sonra haksız ve sorumsuzca “Tek suçlu verdiğimiz dilekçeye rağmen bir yıldır hiçbirşey yapmayan Karayollarıdır” diye yalan söyledi kamuoyuna? Etüt yapmış adamlar işte, mutabakata varmış ve ihale aşamasına gelinmiş, tarihi belirlen-miş. Oysa bundan senin bırak Belediye Bşk. Sıfatını, meclis üyesi sıfatınla bile haberin olmamış. Bu kadar ilgili ve sorumlusun işte beldenin işleri ile...

4-Dilekçenin sonuna doğru müjde veriyorlar bize, “Geçen süreç içinde idaremizce yaya kaldırımı için gerekli olan bordür temin edilmiş olup, kilit parke temini içinde 23 Eylül 2008 tarihinde ihalesi yapılacak ve muhtemelen ekim ayında temin edilecektir. İZSU tarafından yapılacak olan Alt yapı çalışmalarının tamamlanmasından sonra; yaya kaldırımlarının ekteki projeye uygun olarak Belediyenizce yapılması...
Bakın bakın 8 gün sonra (gelen yazı tarihi 15 Eylül 2008, ihale tarihi 23 Eylül 2008) ihalesi olacak iş için Subaşı Belediyesine yeni yazı gönderiliyor. Üstelik işi Subaşı Belediyesi yapacak. Varmı personeli YOK. Oda ihale edecek. Eğer bu ihale tarihi belliyse, ihale kararı, tarihi, basın ilan kurumunda askı süresi nedir? Üstelik ihale aşamasına gelmiş bir iş Karayollarının Etüt, Proje, Plan, Tedarik aşamalarında hiç haber verilmemiş ama biz yazınca gerek duymuşlar!

5- Bilgi Edinme Hakkı Kanunu ile kişilerin bilgi edinme hakkını kullanmalarına ilişkin esas ve usuller düzenlenmiştir. 01.11.1984 tarihli ve 3071 sayılı Dilekçe Hakkının Kullanılmasına Dair Kanunun 02.01.2003 tarihli ve 4778 sayılı Kanunla değiştirilen 7'nci madde-sinde, yapılmakta olan işlemin safahatı veya sonucu hakkında, yet-kili makamlarca dilekçe sahiplerine en geç OTUZ GÜN içinde ge-rekçeli olarak cevap verileceği ve sonucun ayrıca bildirileceği hük-müne yer verilmiştir.

“NEDEN ŞİKAYETÇİ OLMADINIZ?”

GÖRDÜĞÜ çelişkileri ve cevap-ız soruları bir bir sıralayan Sarıgöl, açıklamasında Başkan Zeylan’a sorular yöneltti. Sarıgöl,
Sayın Erkan Zeylan, 18.10.2007 tarihinde teslim ettiğiniz dilekçeye 15.09.2008 gibi bir yıl sonra cevap vererek, suç işleyen Karayolları 2. Bölge Müdürlüğüne dava açmayı, suç duyurusunda bulunmayı, görevde ihmalden şikayetçi olmayı düşünüyormusunuz? Aynı kanuna göre, 'Başvuru dilekçelerini alan idari makamlar, dilekçelerin alın-dığı tarih, kayıt numarası ve konu-sunu gösteren alındı belgesini dü-zenleyip, bu alındı belgelerini, her-hangi bir ücret talep etmeden, baş-vuru sahiplerine vereceklerdir...' Sizin var dediğiniz dilekçeye biz “YOK” dedik ve siz kayıt numa-rasını söylemek yerine karayolla-rından cevap beklediniz! Bu alındı belgesi nerede? Biz YOK deyince neden çıkarıp, önümüze atmadınız? Kayıp olduysa, bunu tutmakla yükümlü Subaşı Belediyesinde görevli personel hakkında işlem başlattınız mı?
Ey oyuncular, biz dilekçeyi sorunca 'bizde teslim edilmiş böyle bir dilekçe yok' diyenler. Sonra 'varmış görevli memur, dilekçe posta ile gönderilmiştir diye ilk 5 güne bakmamış!' diyenler. Bakmayanlar, 15.09.2008 tarihli cevap yazısını 18.09.2008 tarihli gazetelere nasıl yetiştirdi? Hemde gazetelerin bir gün önce basıldığını düşünürseniz! 2 günde... Karayollarındakilerle görüşülüp, ricacı olunup, elden alındığından olmasın? Normal Presedürüne inanmadığım bir dilekçe sebebi ile 'Tek suçlu Karayolları' nidaları atarken kendisine, 'bir yıl önce verilmiş dilekçenin takibini yapmamak sorumsuzluktur' demiştik. Gereğini yapmadığı sürecede bu Erkan Zeylan'ın kamuoyunu yanıltmak için kullandığı hokkabazlık olarak boynunda asılı kalacaktır!” şeklinde konuştu.

Konu kapanmadı

SARIGÖL açıklamasını şu sözlerle noktaladı:
Sayın Erkan Zeylan gazetecilik kariyerim sizin bu kirli oyunlarınıza gelmez. Hangi bürokratik ortaklıklarla iş çevirdiğiniz önemli değil! Ama madem kendinizden bu kadar eminsiniz ya görevi ihmalden Karayollarına dava açın ya da bana. Çünkü sizin geldi dediğiniz cevap yazısı kesinlikle 18/10/2007 tarihli dilekçenize cevap olarak gelmemiştir! Gerçeği istiyorsanız bana dava açın. Çünkü bu ülkede bazı gerçeklerin ortaya çıkması ve yüzlerin kızarması için Bağımsız Türk Mahkemelerine görev düşer. Şimdi ben kriminal inceleme yaptıramayacağım ama ancak siz beni mahkemeye verirseniz buna imkânım olur. Çünkü cevap diye gazetelere uzattığınız, bizi yalanlayacağını düşündüğünüz yazı başka çirkinlikleri getirdi. Ben bu yazının ve içeriğinin sizin 18/10/2007 tarihli yazınıza cevaben yazılmadığını, anormal duruma, içeriğe ve sürece bakarak, sahtekarlık döndüğünü iddia ediyorum. O kadar eminim ki durumdan bana dava açmanızı bekliyorum. Bakalım mahkemelerde kanıtlar dökülünce ‘Bulut’lar ‘Erkan’dan dağılacak mı? Bu konu kapanmadı. Daha yeni başlıyor ve yeni olaylara gebe... Bu dilekçede veya süreçinde veya içeriğinde veya yazımında hata olduğunu yada sahtekarlık döndüğünü düşünüyorum, inanıyorum, kaniyim. Size gerçekdışı ithamlarda bulunuyorsam açın davayıda gerçekleri ortaya çıkaralım. Herhalde savcılığın yolunu biliyorsunuzdur!” dedi.

İlgili Linkler:
http://cenksarigol.blogspot.com/2008/08/bamza-gelenden-korkmak.html
http://cenksarigol.blogspot.com/2008/08/zanl-suba-belediyesi-geen-hafta-28.html
http://cenksarigol.blogspot.com/2008/09/suba-belediyesi-kmaz.html
http://cenksarigol.blogspot.com/2008/09/chp-izmir-suba.html


Cenk SARIGÖL

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İnsanlık konuşma ve yazıyla yani iletişimle birlikte teknolojik gelişim sağlayabilmişlerdir. Medeniyet ise bu hasletleri hoşgörü, sevgi ve ahlaklı kullanmakla olur.