26 Haziran 2008

Travmatik Tranvay

Travmatik Tranvay
Vurun abalıya hesabı, üstüne abandılar. Evet her devrim toplumlarda travma oluşturur. Bu az çok sosyolojinin çevresinden dolanan insanların dahi bildiği gerçektir. Siz toplumun yıllarca birikmiş kütüpanelerini CEMİL MERİÇ’in deyimi ile “kitaptan duvarlara” çevireceksiniz, günlük kıyafetini yasaklayacaksınız, esnafın kullandığı ölcü birimlerini değiştireceksiniz (ticari hayatta okka ve arşın), hayatta aldıkları referansları, kişileri yasadışı hale getireceksiniz ve o toplumda travma oluşmayacak... Bizim Finlandiyalı bölüm başkanı Prof. Dr. Jouni SUİSTOLA (Gorbaçov ve Ronald Wilson Reagan’ı Cenevrede buluşturan kişi) ‘Şapka Devrimi’ diye bir şeyi ilk duyduğunda nasıl güldüğünü anlatmıştı. Bununla ilgili Atatürk’ün Maarif Vekili (Eğitim Bakanı) Dr. Rızanur Yakın Tarih Ansiklopedisi’nin 1988 baskılı 1. cildindeşapka cinayeti” başlıklı bir bölüm var. O bölümde; “şapka” ile ilgili olarak, ilk bakanlardan Dr. Rıza Nur’un yazdıklarına da yer verilmiş:
Bir kanunla fesi yasak edip, şapka giydirdiler. Milyonlarca lira hârice aktı, gitti. Bundan da Yahudiler istifade ettiler. İtalya ve Fransa’da mevcut yeni ve eski şapkaları milyonla memlekete soktular. İki-üç frank kıymeti olan bu şapkalar, en aşağı on liraya (120 franka) satıldı. Bunların çoğu zımpara kâğıdı ile temizlenmiş şapkalardı.” (Hayat ve Hâtırâtım, c.4 s.1313-15)

O istiklal Mahkemelerinin üyelerinin anılarını okuyun... asılanları görün. İskilipli Atıf Hoca nasıl mezardan çıkarıldı ve emir böyle diye cesedi asıldı. Burda cumhuriyet devrimleri!!nin iyi yada kötü olduğunu tartışmıyoruz. Zaten tartışamazsınızda... Ama travma yaşanmadığını söylemek, güneşi balçıkla sıvama teşebbüsüdür.

Ey genç nesiller sorgulayın! Size doğru diye dikte edilenleri sorgulayın, üzerinde düşünün, okuyun, araştırın. Neden bizim tarihimiz 1938de bitirilir? Mehmet Akif Ersoy niçin ülkeden kaçtı? Çerkez Ethem neyin kurbanı? 'Dr. Rıza Nur’un hatıraları' niçin on yıllarca yasaklandı? Birinci mecliste ki milletvekillerinin çoğu ikinci mecliste yok hatta yargılandılar, sürüldüler? Önce soru sormayı öğrenin. Fethi Okyar, Rauf Orbay, Kazım Karabekir’i öğrenin. Sizi her iktidarın kendine göre eğmek için müfredat değiştirdiği kobay olmaktan çıkaracak yegane yol budur. Eğilmeyin, eğitilmeyin, ÖĞRENİN.

Çanakkale Savaşı eğer emperyalizm karşıtı bir savaş ise Osm. Devletine ‘İmparatorluk’ derseniz siz ne oluyorsunuz? Çanakkalede anavatanın korunması var. Yemen, Süveyş, Trablus, Filistin (Türk olmadıklarına göre emperyal topraklarımız mı demeliydim yoksa?) değil. İstiklal Savaşı Türk – Yunan savaşıdır. Yunanlıların hangi emparyal hedefleri vardı? Yoksa tarihi, kültürel ve nüfuz olarak aidiyet hissettikleri bir toprağımı almak istiyorlardı? Kendilerine göre haklı gerekçeleri vardı ama bizim hem gerekçelerimiz hemde yüregimiz vardı. Anayasa Mahkemesi 25 Nisan 1962 de resmen faaliyete geçti. Yani Cumhuriyetin temel kurumu değildir. Yoktu Atatürk döneminde... 61 Darbecileri tarafından bu milletin yönetim eli olan siyasi partilerin kontrol altında tutulması için...

Armağan Kars Hocam Başbakan Sebahattin Ali’nin ‘Hapishane Şarkısı’ şiirinden ‘Başın öne eğilmesin, aldırma gönül aldırma..’ deyip, gerisini getirmedi diye yazmış. Ve eklemiş,
“Oysa, Sabahattin Ali’nin yazdığı şiirin devamı vardı. Örneğin, "Dertlerin kalkınca şaha, bir sitem yolla Allah’a" dizesini söylemeyişinin nedeni, Sayın Başbakan’ın işine geleni tercih etmesi olabilir mi acaba?”
Hocam keşke şiirin orjinalini, Edip Akbayram’ın “dinleyenler beni taşlar, bu halk kutsalına küfrettirmez” diye düşünüp, ‘SİTEM’ diye yumuşattığı cümleyi tam yazsaydınız;
“Dertlerin kalkınca şaha
Bir KÜFÜR yolla Allaha...
Görecek günler var daha
Aldırma gönül, aldırma...” nasıl böyle oluncada imza atarmısınız altına?

Okuyun gençler okuyun, Şevket Süreyya’nın “Tek Adam”ını, Yakup Kadri’nin “Ankara” ve “Panorama” eserlerini okuyunda travma nasıl yaşanmış görün! Hatta Bülent Ecevit’in “Atatürk ve Milliyetçilik” kitabını da okuyun. Gazi Musatafa Kemal’i sevin, saygı duyun ama İsmet İnönü’nün, “Artık Atatürk devrine dönemeyiz. Ülkeyi ihtilal metotlarıyla idare edemeyiz. Vatandaş reyini istediği gibi kullanacaktır...” dediğinide bilin. Darbeleri, darbecileri, ülkeye ekonomik ve sosyal neler kaybettirdiklerini, sizleri aba altından sopa bazen direkt namlu çıkararak, nasıl hizaya getirmeye çalıştıklarını öğrenin.

Bazı askerle elele gizli görüşmelerle iş çevirenleri, tutumlu denilen eski cumhurbaşkanlarının hangi kanallara hangi partilerle el ele paralar aktardığını, hangi partilerin istedikleri karar çıkmazsa ülkeyi kaosa sürüklemekle mahkemeleri tehditler savurduğunu. O mahkemelerinde buna gıkının çıkmadığını... Kendi SAVşallıklarının bedelini ülkeyi gererek, ekonomik ve çatışmacı kırılganlıklara itenlere iyi bakın. Soğuk Savaş artığı ve tüm NATO ülkelerinde ayıklanan devlet içindeki mafyalaşmanın adı Gladio’nun yerli versiyonu ERGENEKON’u ağzına almayanları. Onunla ilişkili yarı sivil dernekleri, oluşumları kutsayanları görün. Bu milletin sırtında sülük gibi yapışanları. Sarsılan koltuklarının altlarından kayacağı endişesiyle, darbe anayasasının değiştirilemezci bekçiliğini yapanları izleyin. Hepsinden ibret çıkarın.

Bu ülkede kelimelerin nasıl eğilip, büküldüğünün sebebini sadece EĞİM kökünden gelen EĞİTİMe bağlamayın. Bilgiye ulaşmak artık çok kolay siz ÖĞRENİN. Cumhuriyet, Demokrasi, Küreselleşme, Hukuk, İnsan Hakları ne demek araştırın. “Gardırop Atatürkçüsü” olmayın. Size ulusalcılıktan, milliyetçilikten bahsedenlerin özel hayatlarına bakın. Hangi marka sigara içiyor, hangi ülkenin arabasına biniyor vb. “869” ne manaya geliyormuş haberi var mı? Almanyada ki soydaşlarımızın gayri menkulleri ne kadar olmuş bilgi sahibi mi? 1978 yılında elektiriği suyu olmayan, vita yağı ve tofaştan başka arabası olmayan, kivi, muz, ananas, kaju’nun tadını bilmeden içine kapalı, 3. Dünya ülkesi olmayı istiyorsanız eyvallah... Devlet bürokratlarının en zengin olduğu, yurtdışına çıkmanın havada 4 parandi atmaya tekabül ettiği dönemleri arzuluyorsanız birşey demem. Bense param oluca rahatca dünyayı görmek istiyorum. Yinede biliyormusunuz ben temmuz’un sonuna Ankara – İzmir uçak biletini 36 yeni türk lirasından aldım, naber? Çılgın Türkler bunlar!

Okuyun ama kimlerin yazılması yönünde bazı çok satan romanlar için kimlere siparilendiğinide öğrenin. At gözlüğü takmayın. Tornadan çıkmış, sistem imalatı elbiselerinizi kırmak için okuyun, başka pencerelerdende bakmayı öğrenin. Olgulara, tarihe, sisteme, düzene, normal görünene... Herkesin hakkını verin ama abartmadan, saygı duyun ama efsunlamayın. Realizm evet Gazi Mustafa Kemal’i Enver Paşa’dan ayıran en büyük özellik. Gerçekçilik ve mevcut gerçeklerin ışığında gelecek planlar – projeler yapabilmek. Plan ve proje mi dedik? Tüh! Bu yazıyla güya Ertan Ünver’in alakası yok ve isminin geçmemesi lazımdı! Plan ve proje dedik bir kere ne yapalım? Ortalıkta koyun olmayınca ona gün doğuyor ve aslında fazlasıyla hakediyor ÇELEBİliği...

Gerçek solculuğu, evrenselliği, insancıllığı, romantizmi, realizmi öğrenin. Ben solcuyum, sol partiyim, sosyalistim, sosyal demokratım diyenlere bakarak değil. Önce solculuk nedir öğrenin elinizde bir kalıp olsun. Sonra onu baştakileri söyleyenlere uydurmaya çalışın, göreceksiniz, kalıbın dışında kalan yerleri kesip atınca geriye hiçbir şey kalmayacak...

Cenk SARIGÖL

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İnsanlık konuşma ve yazıyla yani iletişimle birlikte teknolojik gelişim sağlayabilmişlerdir. Medeniyet ise bu hasletleri hoşgörü, sevgi ve ahlaklı kullanmakla olur.