9 Ekim 2008

Profesyenel Ordu II

Profesyenel Ordu II

Profesyenel Orduyu öncelerken terörün sadece güvenlik kuvvetleri veya onun yapısal zaaflarından kaynaklı yada şiddetin kullandığı yöntemleri gözeterek dillendiriyoruz. Kendi yaşayış düzeni olan sivil hayatından 15 aylığına ayrılarak, vatani hizmetini tamamlamak için askere giden erlerimiz, 15-20 yıldır dağda çatışan terörist ile baş etmekte doğal olarak yetersiz kalacaktır. Hayatında ilk kez eline silah alan nice genç için askerlik, biran önce bitirilip, ana-baba, nişanlı, iş, kariyer hedeflerine dönmenin beklendiği, evlenmelerini, kariyerlerini, iş geliştirmelerini engelleyen bir zaman dilimi olarak görülüyor. Ayrıca, profesyonel orduya geçilmesi hem savaşmak istemeyen, karakter olarak ölüm korkusunu daha fazla hisseden, silaha karşı olan, hatta Türkiye Cumhuriyetinde askerlik yapmak istemeyen, (bu gerekçeyle askerden kaçan ve yakalanınca soluğu kışlada alan sol, sağ, pkk terör örğütü sempatizanları var) hem de terörle mücadeleye istekli kişiler bu sayede uzmanlaşarak, yaptığı normalden uzun süreli askerlik hizmetinin karşılığını alacaklar. Üstelik bu konuda tarihi deneyime sahip olduğumuzu "Profesyonel OrduI" başlıklı http://cenksarigol.blogspot.com/2008/10/profesyonel-ordu.html yazımızda belirtmiştik.

Dünyada terör ve terörist silahlı eylemlerle salt ordu gücü ile mücadele eden yegane ülke Türkiye diyebiliriz. Terörle mücadele İngiltere, Fransa, İtalya, İspanya gibi yakın dönemde bununla uğraşan ülkeler tarafından hep, iç güvenlik birimlerince (polis, jandarma) yürütülmüştür. Hatta bazen iç güvenlik birimlerinden ayrı uzman ve Profesyenel teşkilatlarla üzerine gidilmiştir. Ordular gerilla yöntemlerini kullanan örgüt yapılarına karşı hantal kalmaktadır. Bunu en iyi Rusya’nın Çeçenistan işgalinde gördük.

Profesyonel Ordu bu yüzden çok önemlidir. Konya Ovası kırsalı gibi düz bir yerleşkeden, dünyanın en sert coğrafyalarından Cudi ve Gabar Dağına askere gönderdiğiniz genç için terörden önce coğrafya zaten yeteri kadar ürkütücüdür. Alışması, kanıksaması zaman alacaktır. Oysa alıştı diyebileceğimiz süreç tamamlandığında askerliğinin sonuna gelmiş oluyor. Avrupada bugün 14 ülke zorunluk askerlik hizmetini kaldırmıştır. Fakat Gazi ve Şehitlik geleneğinden gelen bizdeki ordu yapılanmasında zorunlu askerlik hizmetini tamamen kaldırmak birçok sakıncayı beraberişnde getirecektir.

Terörle mücadele sadece ordu ve bürokratik devlet görevlilerinede bırakılamaz. http://cenksarigol.blogspot.com/2007/11/kiraka-operasyon.html Siyasi yapı buna dahil olarak, çözüm sürecine katılmalıdır. denetim, strateji, sorumluluk alma, sorumlulardan hesap sorma sürecine dahil olmalıdır. Aksi takdirde şimdiye kadar olduğu gibi sadece orduya havale edilen yapı başarı getirmeyecektir. Diğer yandan yalnızca profesyonel, uzman, özel görevlilere ve anti-terör birimlerine havale edilen, terörle mücadele uzun vadede sonunun çözümünü engelleyecektir. Çünkü bu durum zamanla toplumun hadiseye soğumasına ve yabancılaşmasına sebep olacaktır. Halkın yabancı kaldığı bir sorunun çözümü daha bir çıkmaza girecektir. Zorunlu askerlik ortadan kaldırılmaktansa muharip güç pozisyonunda kullanmadan devam ettirilebilir. Mesela güçlendirilmiş karakol güvenliği, lojistik, ulaşım, hizmetlerinde zorunluk askerlik deman ettirilebilir. En önemlisi kamu hizmeti yaparak, askerlik hizmetlerini tamamlarlar. Zaten öğretmenlik yapan, sağlık görevlisi olarak bu hizmeti tamamlayan doktorlarımız var. Bunlara karayolları, posta vb. Kamu hizmetleri eklenebilir.

Profesyonel Ordu’ya geçiş, askerliğini yapan yetenekli, fiziki yeterliliğe sahip, istekli sıradan askerlerimizin sözleşmeli kadrolanmasıyla kısa sürede yapısallaşabilir. Hali hazırdaki uygulamanın varlığı dile getirilebilir. UZMAN ERBAŞLIK sistemi şimdi kurulu yapıda astsubay yardımcılığına dönüşmüş durumda! Çoğunlukla acemi asker eğitiminde istihdam ediliyor. Yani bizim burada anlattığımız muharip ateş gücü olmaktan büyük ölçüde uzak. 20 yaşında askerlik görevini yapan bu uzman erbaşlarımız, 22-23 yaşlarında uzman erbaş olarak göreve devam ediyor. Uzman Erbaşlar 15 yıllık sözleşmelerle göreve başlıyorlar. 5 yıl sonra fiziken aktive yeteneği zayıflayan bir alt kadronuz oluyor. Ve verimsizleşme başlıyor. Oysa uzman erbaşlar, 5 yıllığına sözleşme yapılmalıdır. Yüksek ücretlendirme yapılmalı ve ailesinde ve şahsının mali gücü olmayan gençlerimizden uygun görülenleri teşfik edilmelidir.

Diğer yandan bu yüksek ücretlerin ücretli askerlik hizmetinin düzenli çetvele bağlanmasıyla finanse edilebilir. Doğrusu bedelli askerlik çıkarmanın sorunun çözümü açısından geçici bir önlem olduğunun herkes biliyor. Bedelli askerlik bir yandan yıllar içinde biriken asker kaçaklarını "topluma kazandırmak, daha verimli hale getirmek", bir yandan da belli bir gelir temini için kısmen kullanılan bir yöntem. Lakin bu, hem geçici bir yöntem hem de aleni bazı sakıncaları vardır. Hususen, güneydoğuda çatışmaların devam ettiği ve şehit cenazelerinin gelmeye başladığı ortamda, parasını ödeyebilenin şehitlikten uzak olması gibi bir duruma yol açmaktadır.  Doğal olarak, bu toplumsal yapıyı zedeliyor. Şunu diyebilirsiniz; 'mevcut durumda zaten varlık sahibi ve fakir arasında dengesizlik var. Hatta daha bir çok konuda (sağlık, eğitim, barınma, eşitlik vb.) eşitsizlik devam ediyor. Zengin istediği hastaneden en kaliteli sağlık hizmetini alırken, gariban kabul edilmediği hastane kapılarında can veriyor." Tüm bunlara rağmen badelli askerlik “bedelini ödeyemeyenin şehit olduğu” yalın gerçeğine dönüşünce insana afakanlar basıyor...

Küçük yada büyük işletme sahibi olan nice insanımız askerlik hizmetinden mali düzenin bozulması endişesi, müşteri ve rekabet gücünü yitirmek korkusuyla kaçış yolları aramaktadır. Yine tarihi bir örnek vermek gerekirse, Osmanlı Devletinde bilindiği gibi Gayri Müslümler askerlik yapmaz, ayrı vergi öderlerdi. Balkan Savaşları, 1. Cihan Harbi derken askere alınan müslüman ahalinin erkeklerinin askerlik süresi ortalaması 7 yılı buluyordu. Bunca yıl askerlik yapmış bir esnaf geri geldiğinde müşterisini, komşusu aynı işi yapan Ermeni, Yahudi, Rum esnafa kaptırmıştı. Gayri Müslüm komşusu zanaatteki ustalığını geliştirmişken kendisi 7 yılda yeteneklerinin bir kısmını kaybetmiş oluyordu. Ayrıca askerlikle geçen zaman diliminde teknolojik yenilikler olmuş, komşusu bunlara ayak uydurmuş ama kendisi bunları kullanmayı bile bilmiyordur. Kamşusu sermayesini ve rekabet gücünü arttırmışken Müslümanlar 7 sene askerlikten sonra cep, cepken delik evine dönüyordu. Sonuçta, Osmanlı’nın son dönemine baktığımızda sanat, zanaat, bilim, teknoloji alanlarında %90 Gayri Müslüm azınlığın hakimiyetini görüyoruz.

Görüldüğü üzere zorunlu askerlik kısmi ekonomik kayıplarada yol açmaktadır. Özellikle küçük ve orta büyüklükteki işletmelerde işyeri sahibinin askerlik hizmetine gitmesi iş küçülmesine işçi çıkarımlarına, daralmalara sebep olmaktadır. Bununla birlikte 5 yıllığına ortalamanın çok üzerinde ücretlerle alınacak uzman personel sayesinde, ekonomik uçuma bir nebze olsun katkı sağlanabilir. Görevini tamamlayan uzman erbaşlar, küçük işletme, işyeri açacak , köyüne döndüğünde 6-7 hayvan alıp, dam yapacak birikim sahibi olabilirler!

Son Dağlıca ve Aktütün baskınları göstermiştirki, http://cenksarigol.blogspot.com/2008/10/terrizm-akttn.html sınır güvenliği eskiye nazaran kat kat artmıştır. 4 yıldır Türkiyeden militan devşiremeyen pkk, Suriyeden taban bulmaktadır. Buda sınır güvenliğini çok daha önemli kılmaktadır. Dolayısıyla, sınır güvenliği zorunlu askerlik yapanlardan ziyade profesyonel askerlerle ifa edilmelidir. Sadece profesyonel ordu değil, bunun üzerinde uzman birimlerle şok baskınlar, iz takibi, anında müdahale imkan ve kaabiliyetine sahip ayrı bir anti-terör yapılanması zorunludur. Dağlıcada 2.5 saat sıcak çatışmanın ardından 2 saat sonra yardım gelmişti (36 saat olduğuda iddia edildi) ve Aktütünde 14 saatlik bir çatışmadan bahsediliyor. Bu süre zarfında destek ve hava, kara yardımı gelmemesi, düzenli orduların bürokratik hantallığından kaynaklanan sebeplerdir. Eğer elinizde en az 20 bin kişilik uzman, profesyonel askerler olsa ve bunların 5 binin 1 saatte istediğiniz kriz bölgelerine nakil edebilirseniz, teröristler taciz ateşinden sonra organize hedef saldırısına geçmeden ordan uzaklaşmayı düşünecektir. Aktütünde ilk bir saatte 6 şehit verildiğini diğer şehitlerimizin saldırının ilerleyen saatlerinde verildiği söyleniyor. Mamafiğ bu tip hızlı müdahale yeteneğine sahip, askeri yapı, kayıpları azaltacaktır.

Sadece standart tektip silah kullanma üzere eğitilen zorunlu askerlerimize nazaran, uzmanlaşan askeri yapı içinde her türlü ateşli silahı kullanabilen, patlayıcı madde ve düzeneklerden ortalama bilgi sahibi, birkaç silah ve mühimmatı kullanmada  (havan, keskin nişancı, tuzaklama, taşınabilir ağır silahlar vb) uzman personeller yetişecektir. Bu prefesyonel terör timleri yüksek ateş gücü ve en kısa sürede müdahele edecek yapıda olmalıdır. Diğer yandan zorunluk askerlik sürecinde hem teknolojik ekipmanla donatamadığınız, eğitimini veremediğiniz donanımları pasif düzendeyken bu uzman tim mensuplarına rahatlıkla verebilirsiniz. Ateş altında paniklemeyen, cephanesini itidalli kullancak, (Dağlıca baskınında cephanesini panik halinde tüketen askerlerimiz şehit olmuş veya esir alınmıştı) koordineli manevra konusunda refleks sahibi olmuş timler, soğuk kanlılıklarını koruyarak, taktik saldırı yapabilecektir. Şimdiki durumda askerlerimiz savunma durumundan çıkamamakta, ancak çok büyük ve hantal tabur düzeyinde hava saldırıları ardından temizlik veya helikopter destekli sıkıştırmalar yapabilmektedir. Teröristleri anında takibe başlayan, çatışmaya girmekten tereddüt etmeyen, saldırı düzen eğitimi almış ve bunu refleks haline getirmiş, anti terör timlerinden kurulmuş profesyonel ordu ülkemizin terörle mücadelesinde önemli mesafe almasını sağlayacaktır.

Sonuçta, yüksek askeri kayıplar, moral-motivasyonu sekteye uğrattığı gibi terör örgütlerine hem siyasal hemde silahlı militanlarına cüret vermektedir. http://cenksarigol.blogspot.com/2008/10/terrizm-akttn.html Dağa çıkmaya meyilli sempatizanlar için kırsaldaki kesin hakimiyet çaydıracaktır. Üstelik bu insanların önüne sistem içinde eşit şartlarda yaşama, kendini ifade, ekonomik fırsatlar, eğitim eşitliği, düzenli yaşam standartları konulabilirse şiddet meyilleri önlenecektir.

Şimdiye kadar anlatmaya çalıştığımız, askeri (jandarma sorumluluk alanları) için yeniden yapılandırma önerileriydi. Lakin, böyle bir yapılandırma sonuçunda kırsalda beli kırılan terör örgütü sıkışacak, şehir merkezleri ve yerleşkelerde sansasyonel eylemlere yönelecektir. Bu durumda çok güçlü bir istihbarat ağına ihtiyaç ortaya çıkacaktır. Ayrıca jandarma veya ordu için öngörülen “anti-terör” timlerinin, şehir merkezleri için özel eğitim almış benzerinin Polis Teşkilatımız için kaçınılmaz olacaktır.

Cenk SARIGÖL

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İnsanlık konuşma ve yazıyla yani iletişimle birlikte teknolojik gelişim sağlayabilmişlerdir. Medeniyet ise bu hasletleri hoşgörü, sevgi ve ahlaklı kullanmakla olur.