23 Ağustos 2008

Başımıza Gelenden Korkmak

Güzel abim Osman Akpınar’a Rabbim gani gani sabır versin. Elim bir trafik kazasında en yakın 5 aile ferdini kaybetti. Sebepler çok. Son yazımızda, http://cenksarigol.blogspot.com/2008/08/adam-olmayz-biz.html burayı prestij projem diye açan merhum Subaşı eski belediye bşk. Osman Dirik’in çevre ve irtibat, güvenlik ve güzergah prejelendirmesi yapmadan açtığı prestij projesi parkının ölümlere sebebiyet verdiğine değindik.İnsanların sıklıkla kullandığı, kalabalıklar halinde düğün ve merasimlere katıldığı park için geliş-gidiş güzergahı yoktu. Yol kenarında bir kaldırım, bariyer mevcut değildi. Işıklandırma zaten yetersizdi ama o abansız gece daha bir zifiriydi. Subaşı Belediye Başkanı Erkan Zeylan ise,
Kazanın meydana geldiği yerde olaydan bir gün önce kaldırım çalışması yapıldığını, alt yapı çalışmalarının ardından eğitim öğretime başlanmadan çalışmaların sona ereceğini... Cumartesi günü Tedaş gelerek çalışma-nın yapılacağı yerde elektrikleri kesti ve Belediye olarak yolda bulunan ağaçları kesiyoruz...” açıklamasını yapıyor. Kısaca o gece hiç ışık yok. Var olanlar zaten standartların altındaydı. 25 m. Mesafe aralıkla olması gereken sokak lambaları burada 50-100 m. Aralıkla serpiştirilmişti.


Korktuğumuz Başımıza Geldi” diyor Zeylan. Türkiyemizin başlıca sorunlarından biriside bu işte! Korkarız ve başımıza gelmesini bekleriz. O işi korktuğumuzda, aklımıza geldiğinde önlemini almayız. Taaki acı gelsin yüreğimize saplansın, canlarımızı yaksınki önlem alalım. O korkulan başa gelmeden önlem alınabilseydi, Osman Akpınar’ın evine ateş düzmezdi! Aynı konuda bir diğer ehemniyet vermediğimiz şey şu;
Korktuğumuz Başımıza Geldi diyenlerin, Başına Gelenden Korkmaması” yani sorumluluk sahiplerinin ihmallerinden kaynaklanan vahim sonuçlardan cezasız kalmasıdır. Sorumlular sorumluluklarının gereğini yerine getirmeyince bedel ödememektedir. Bu ülkede yaptığınızdan yargılanırsınız, hüküm giyersiniz. Fakat yapmadığınızdan sorumlu tutulmanız pek mümkün olmaz. Bu yüzden icraat makamını işgal eden uyanıklar, genelde sorumluluğu yüksek, büyük işler yapmaz. Sebep basit; “hiçbirşey yapmamak, bu düzende hatada yapmamaktır”.baş tarafta link’ini vediğimiz yazıya Serkan Öztürk isimli okuyucumuz http://www.gazetemtorbali.com/yazar.asp?yaziID=179 özetle,
“...Cenk Sarıgöl kalkmış, yok kaldırım yok. yürüme yolu yok. ışık yok yazmış. adam 320 promil alkollü olmuş. burnunu göremiyor. ışık olsa en fazla burnunu görecek. kabahati başka yerde aramayalım. kaldırım, ışık. burada tek yürüyen ölenlermidi. tek geçen araba bu sarhoş katilmidi.. kazayı bu katil saroşun yapması içkiden. onun üzerinde durulması gerekiyor. katıldığım yer var yazıda. katılmadığım bunlar.
Okurum haklı. Burada en büyük kusur elbette zil zurna sorhoş şekilde direksiyon başına geçen, canidedir. “sarhoşluktan, burnunun ucunu görmeyen adam, ışık olsa en fazla ne kadar görebilirdi?” diye soran okurda var. Hak veriyorum. Eksik yazmışız.


Genede esas olan bu yol güzergahında bu tip kazaların olabileceği öngörüsüyle önlem almaktır. Karayollarının yerleşim yerlerinden geçen yol güzargahlarında hız limitlerine göre belirlediği kaldırım, tretuvar yükseklikleri vardır. Daha hızlı geçiş yapılan yol kenarlarına bariyer konulur. Subaşı beldemizin içinden geçen yol kenarlarında bırakın, bariyer, tretuvar, kaldırımı normal yürünecek kadar toprak patika bile yok. Yoldan sonra hemen kesik var çoğu bölümünde... Bir araçın kontrolsüz üzerlerine geldiğini görseler yayalar kendini hendeğe atmak zorunda kalacak. Torbalı merkez daha kaldırıma yeni kavuşuyorken Subaşında bu olacak şeymi ama? http://cenksarigol.blogspot.com/2007/11/uzat-uzat-nver.html hem biliyoruz bugün plan proje ile çalışılması lazım gelir diyenlerin zamanında ne tür aymazlıklar yaptığını değil mi? açıklamamış, kulak üstü yatmışlardı.


Sorhoş caninin hatasını görmezden gelerek bu önlemlerin alındığını düşünerek, yazımıza devam edelim... Yol kıyısında bariyer olsaydı, araç kaza anındaki hızının en az 4/1 oranı düşük bir hızla çarpacağından ölüm oranı düşecek, yaralı olarak kurtulma şansı olacaktı. Aynı şekilde yeterli standart ölçülerde tretuar yapılmış bulunsa muhtemelen, hızla gelen araç, direkt gelmediği, paralel istikamette yoldan saptığı için, tretuar yada kaldırıma (aslında aynı anlamda kullanılır) çarptığında ters dönecek ve tekrar yola savrulacaktı.Bu arada Subaşı Bld. Bşk.
Gazete açıklamalarının sonuna, Subaşı Beldesinde İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılacak olan alt yapı çalışmaları için 1 milyon 99 YTL bedel ile ihale yapıldı ve Eylül ayında çalışmalara başlanacak” Erkan Zeylan tarafından müjdelendi . Off ülen, ne mutlu! Dertler bitecek desenize... iyide bu ölümler alt yapı sebebiyle değil, üst yapı sebebiyle gerçekleşti.


Sorunu hala altlarda arayanlar yanılıyor sorun yukarda, başlarda..! Baş, üst, kafa değişmedikçe biz adam olmayacağız anlaşılan. Baksanıza ders almayı, başımıza gelenden korkmayı bile öğrenemiyoruz. “başa gelen bir musibet, bin nasihattan evladır” demişya atalarımız. Bence bunu başında baş olan başa söylemişler gibi... Bu kazada sorumlular kimse, ihmali olanlara dava açılmalıdır. Osman Akpınar abim işin peşini bırakmamalısın. Hem kazada canına ot tıkanan hemde görevde bulunduğun Subaşı Belediye Meclis Üyeliği sorumluluğun dolayısı ile, “başına ve başımıza gelenlerden birilerini korkutmalısın” yoksa onlar hep aynı şekilde, “korktuklarının başımıza gelmesini bekleyecekler“ sanırım.


Günün Sözü: “Korktuğumuz Başımıza Geldi diyenlerin, Başına Gelenden Korkmaması” C.Sarıgöl

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İnsanlık konuşma ve yazıyla yani iletişimle birlikte teknolojik gelişim sağlayabilmişlerdir. Medeniyet ise bu hasletleri hoşgörü, sevgi ve ahlaklı kullanmakla olur.