29 Mart 2008

Beldeler Mahalle Olunca


Son ayların gündemi 10 yıllardır beledilik olan ve kendi yöneticilerini seçen beldelerin parçalı mahalle olarak, bağlı bulundukları ilçe belediyelerine bağlanmaları oldu. Beldelere yakın, kimi zaman oldukça uzak köylerin bile en yakın beldeye bağlanmasını üzerinden bir yerek seçim geçmeden AKP’nin beldeleride kaldırarak, yeni düzenlemeye gitmesi tam anlaşılabilmiş değil. Katıksız AKP karşıtlarına göre sebep; “iktidar partisinin yerel seçimlerde yaşayacağı bozguna mazeret üretmek yada oyunu korumak için yaptığı siyesi bir düzenleme.” Fakat bu kronik AKP karşıtları, düzenlemenin nasıl AKP hanesine oy olarak devşirileceğini açıklamakta aciz kalıyor.

Örneğin hemen hemen tarihinde ilk kez sağ bir partiye geçen İstanbul Küçükçekmece Belediyesi bölünecek, Başakşehir ayrı bir ilçe ve belediye olacak. Oysa AKP ve Milli Görüş kökenli belediyelerin kurduğu bir uydu kent olan Başakşehir sayesinde K.çekmece Belediyesi AKP’li olmuştu. Şimdi bölününce muhtemelen CHP’li olacaktır. Aynı şey Gaziemir ve Karabağlar örneğindede görülebilir. Yani bu düzenlemelerle AKP’nin daha fazla belediye kazanacağını iddia etmek gülünç olur. Belki “kaybedeceği belediye sayısına mazeret bulması için sebep oluşturdu” diyeceklere katılabilirim. Ama AKP’nin önemli oranda belediye başkanlığını kaybedeceğini gösteren hiçbir veri olmadığınıda söyleyelim.

2004 yerel seçimlerimleri öncesi bir savım vardı. O gün savunduğum bu iddaları şuan 2009 yılında olması muhtemel yerel seçimler içinde savunuyorum; “Tek başına büyük meclis çoğunluğuna sahip iktidarlar için fazla belediye almak yüktür. Yürütmeyi oyalayan, icraatları, hedefleri, planlamaları zorlayan bir yapı doğurur.” Aksi görüşü ileri süreceklerinde haklı delilleri olacaktır ama benim görüşüm bu yönde.. AKP 2004 yerel seçimlerinde kendinden korktu! Türkiye Belediyelerinin %65’ini almak en büyük korkusu oldu. Bu yüzden yerel seçimlere fazla asılmadı! Ama rüzgar ister istemez kendilerine %45’lik bir başarı getirdi. Çok belediye almak demek, muhafaza edeceğiniz, koruyacağınız, kaybetmemek için çaba harcayacağınız alanın genişlemesi demek. Partiniz menşeili belediyelerin size ulaşması daha kolay olacaktır. Size sorun ve çözüm için ulaşma kanalları fazla olacaktır. 5-10 belediye başkanı kol kola verip, kapınızda bekleyecek, türlü talepler iletecektir. Hele bu belediyelerin istekleri reel ekonomik geri dönüşü olmayacak taleplerden oluşuyorsa işiniz zor. Gelirleri bırakın yatırım yapmayı, giderlerini karşılamayan belediyeler direkt icra makamının bütçe, yatırım planlarını sekteye uğratacak yapılar olarak görülür.

AKP iktidarının aynı şekilde yerel seçimlerde oyunu arttırmaktan ziyade muhafaza ederek çıkmak amaçı olduğunu tahmin ediyorum. Düşünsenize yıllardır belediye ile yönetilen yerleşkeleri siz bir kanunla mahalleye çeviriyorsunuz. Budurum doğal olarak ciddi bir tepki doğuracaktır. Bu tepki oyların AKP dışı partilere yönelmesini getirecektir. Bir yasayı topyekün iyi yada kötü olarak değerlendirmek yanlıştır. Bu beldelerin kapatılması ile oluşacak avantajlar olduğu gibi zorluklarda olacaktır. Öncelikle insanlar psikolojik olarak kendilerini bir mahalleli olarak görmek istemeyecekler. Zaten oda tam net değil. Söz gelimi Çaybaşı bir mahallemi olacak? Yoksa varolan mahalleler mevcudiyetini koruyarak, (Şehitler, Karşıyaka, Pamukyazı, Eğerci vs.) ‘Çaybaşı’, ‘Yazıbaşı’, ‘Ayrancılar’ vs. semt adı olarak mı varlıklarını sürdürecekler? İnsanlar bilinmeyenden, kontrol edip, tanıdıklarını sandıkları yapının büyüyerek kontrolleri dışına çıkacağından korkar. Şimdi belediyeleri ortadan kalkacak olan belde sakinleride bu değişikliğin ne getireceğini bilmedikleri için korkuyor. Emlak vergisi, inşaat ruhsatı, tadilat izni, çoğu hala tarımla uğraştığı için koruma parası gibi şuan kolayca hallettikleri işlerin işleyişinin nasıl olacağını bilmemek sakinleri ürkütüyor.daha büyük ve güçlü belediyeye bağlanmanın elbette birçok avantajları olacak.

Yıllardır belde belediyelerde yapılamayan, tamamlanamayan yüksek bütçe gerektiren alt yapı sorunları kısa vadede çözülecektir. Asfaltsız, kanalizasyonsuz sokak, kaldırımsız, düzensiz (gereğinden fazla) yapılardan oluşan cadedelerde düzenleme yapılması çok kolay olacaktır. Siyasi kayırma, adam kollama, seçim kırgınlıkları azalacaktır. Buna mukabil, su patlağının onarılması, yolda oluşan çukurun kapanması, belediye mevzuatına aykırı işlerde yolunu bulmak, cezadan kurtulmak, ek bina yapmak, yeni kat çıkmak, sondaj vurmak, kapısını çalıp belediye başkanından özel yada tüzel talepte bulunmak çok zorlaşacak. Yani yaşayışı kasabalı, ama otoritenin şehirli gibi davranmasını istediği bir garabet meydana çıkacaktır.

Torbalı Belediye Başkanlığı konusunda fikir yürütmek, tahminde bulunmak artık zor. Korku insanları en iyi kanalize eden içgüdüdür. Bunu ise ülkemizde en iyi CHP yapıyor. Bakın insanların kalbine korku salmak, korku enjekte etmekten başka önerileri var mı? Yerel seçimlerde CHP bunun üzerinden yani korkular üzerinden kendisine oy devşirmeye çalışacaktır. Yerel Seçimin en güçlü partisi AKP ve adayı kesinleşti gözüyle bakılan Mahmut Atilla Kaya’ydı. Ama bu pilav daha çok su kaldırır. AKP bence bilerek ve isteyerek CHP’ye en iyi kullanacağını bildiği silahı hediye etti. “Korku ve Siyaset” üzerine iyi bir deneyime hazırlanın. Hiçbirşey eski hesaplarla olmayacak.
Allah(cc) Yar ve Yardımcımız Olsun...

Cenk SARIGÖL

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İnsanlık konuşma ve yazıyla yani iletişimle birlikte teknolojik gelişim sağlayabilmişlerdir. Medeniyet ise bu hasletleri hoşgörü, sevgi ve ahlaklı kullanmakla olur.