29 Mart 2008

Gladio-Mafyaların Babası: ERGENEKON

Toprağı bol olsun Bülent Ecevit’in ülke için öngördüğü en büyük tehlikelerden birisi Kontra Gerilla, İtalyan tipiyle Gladio, Türkçesiyle Ergenekon’du. Tarihi neredeyse yarım yüzyılı geçer. 1950’lerde Türkiye’nin NATO üyeliğine hareketi ilk nüveyi oluşturur. Zira II. Cihan Savaşı sonrası Türkiye kendini ‘Batı Blok”u içinde bulunmak zorunda hissetti. O zamanlar devletlularımızın korkusu bir Sovyetler Birliği işgaliydi. Bunda Sovyetlerin Ardahan, Kars hatta Erzurum’u ve Boğazlarda hak istemeleri elbette büyük rol oynadı. NATO’ya girmemizle birlikte ABD’nin direktifleri ile bir örgütlenme oluşturuldu.

Sadece ülkemize has olmaktan ziyade tüm NATO üyesi ülkeler için ayrı ayrı yapılar sözkonusudur. Özel Harp Dairesi bünyesinde nüvelerinin atıldığı ve NATO bünyesinde eğitim için seçilen ve ABD tarafından eğitilerek yurda dönen subay ve yüksek rütbelilerden oluşan bir ağ... Can Dündar 28 Ocak tarihli yazısında: "12 Mart'ta ihtilalci deniz subayı Erol Mütercimler, Tümgeneral Memduh Ünlütürk'ten duymuş; 'Ergenekon, hükümetlerin de Genelkurmay'ın da bürokrasinin de üzerinde bir örgüttür.

27 Mayıs'tan sonra CIA, Pentagon tarafından kurdurulmuştur. Özellikle Amerika'da kontrgerilla eğitimi almış, kurslardan geçmiş generallerin bir bölümü 'VATANI KURTARIYORUZ' düşüncesiyle bu örgütte yer alırlar. sadece asker ilintili örgütlenme olduğunu söylemek yanıltıcıdır. İçinde Akademisyen, Rektör, Mafya, Çete, Dernek, Vakıf, Şirketler, Sivil Unsurlar ve Silahlı kanatların olduğu bir yapı bahsini ettiğimiz. Amaçı; yakın ve uzak geleçekte oluşabilecek bir Sovyet işgali yada Kominist kalkışmalara karşı, kamuyou oluşturmak, gerektiğinde sivil direniş hücreleri ile karşı koymak, bu hücreleri eğitmek, uyanık tutmak, spekülatif, propagandalar ve eylemler yapmak. Aşırı sol örgütlenmelerle mücadele etmek, taban bulmamaları için gerektiğinde halkın iğrenerek bakacağı eylemler yaparak bunları sol örgütlerin üzerine atmak.

1991 de Soğuk Savaş’ın sona ermesi ile (Berlin Duvarı’nın yıkılması) ile Avrupa için bir Sovyet yada Kominist tehdit kalmadı. ABD güdümlü bu alt servislerin tasfiyesine başlandı. Elbette hiç kolay olmadı. Çünkü örgütlenme çok geniş ve çeşitli çıkarların üzerine oturmuştu. Örgüt yöneticileri konumlarını, maddi-manevi çıkarlarını, statülerini terk etmek istemediler. Örneğin İtalyada Gladio ismini alan örgütün tavsiyesi olağanüstü yetkilerle donatılmış olan savcı Felice Casson. İtalyan Gladio'sunun ortaya çıkarılması uzun süreli bir soruşturmanın sonucunda gerçekleşti. Savcı Felice Casson, 1972 yılında Trieste yakınlarında patlayıcı madde atılarak üç kişinin öldürüldüğü olayı 1989 yılı sonlarında yargı önüne getirdi. Savcı Casson soruşturmayı derinleştirdikçe Gladio'ya çok yaklaşmış ama olayın aydınlatılması her seferinde gizli servis ya da Başbakan Andreotti tarafından hep engellenmişti. Ama Andreotti'nin engellemeleri de kar etmedi ve Gladio'nun varlığı devlet tarafından da kabul edilmek zorunda kaldı. Soruşturma sonucunda İtalya Gladio'sunun 622 üyesi, 139 gizli silah deposu ve Sardilya Adası'nda bir eğitim kampı ortaya çıkarıldı. 1988 yılında da Kuzey İtalya'da yere gömülü olarak 127 adet silah ve patlayıcı depoları ortaya çıkarılmıştı. Bu depoların İtalya Haber Alma Örgütü SİSMİ'nin denetiminde olduğu anlaşıldı. SİSMİ arşivlerini inceleyen Savcı Felice Casson İtalyan kontrgerillası GLADİO'nun ABD ve İtalya gizli servisleri tarafından 1956 kasım ayında kurulduğunu, Örgütün İtalya Cumhurbaşkanı Cossiga, P-2 Mason Locası ve 1993 yılında mafya ile ilişkileri nedeniyle yargılanan Başbakan Andreotti'yle olan ilişkilerini ortaya çıkardı.

İtalya Gladio'sunun yaptığı, tesbit edilebilen eylemlerinden bazıları şunlar: 3 Mayıs 1988 tarihinde Kuzey İtalya'da bir otomobilde patlatılan bombayla üç jandarmanın öldürülmesi, 1980 yılında Bologna tren garına konulan bombanın patlatılmasıyla 35 kişinin öldürülmesi. 17 Mayıs 1973 tarihinde Milano Emniyet Müdürlüğü önünde bomba ile dört kişinin öldürülmesi. Bombayı atan Bertoli adlı sivil faşistin Gladio tarafından eğitildiği saptandı. İtalya kontrgerillasının açığa çıkarılmasıyla birlikte, bu örgütlenmenin uluslararası bir boyutu olduğu, NATO üyesi tüm devletlerde hatta Nato dışında bulunan bazı devletlerde de kurulduğu anlaşıldı. Bir Belçika hükümet temsilcisi bu örgütlerin 50'lili yıllarda 16 NATO üyesi devlette kurulduğunu açıkladı.

Ve gerisi çorap söküğü gibi geldi. Bu örgütlenmenin;
- Fransadakinin ismi “Rüzgar Gülü”,
- Almanya "Gehlen harekatı", "Stay Behind", "Sword" gibi adlarla da bilinmekteydi.
- İsviçre "Gizli Müdafaa Örgütü",
- Belçika "Glaive" (Kılıç),
- Hollanda "Cooperation und Aufklaerung" (Operasyon ve Keşif),
- Yunanistan "Sheepskin",
- Avusturya "Özel Proje" olarak deşifre edildi.
- Türkiyede isim ‘Ergenekon’ oldu.

Bizim ki nasıl çözülmeye başladı: 2001 yılında evine yapılan baskında, bilgisayar kayıtlarında çok özel bir belge bulundu ERGENEKON LOBİ ÖRGÜTLENMESİ (GİZLİ). Ümraniye baskınında Astsubay Oktay Yıldırım'ın bilgisayarında da aynı belge (yıllar sonra) polisin karşısına çıktı. Danıştay saldırısında adı geçen Muzaffer Tekin'in evinde de aynı belgeye ulaşıldı." İşte ilk kez 2001'de bilgisayarında bu belgeyi patlatan/yakalatan kişinin ismi: Tuncay Güney. Araştırmacı yazar Saygı Öztürk araştırıyor- bakıyor ki: vakti zamanında Samanyolu tv.de 'talk şov' yapmaktaymış bu şahıs. Şimdi ise sarsılmayın! Toronto'da bir sinagogta haham! Bunlar şüpheleri arttıran unsurlardı. Somut deliller il önce Ümraniye Bombalarının ele geçmesiyle başladı. Ele geçen 27 bomba ve 14’ü kayıp! Sonradan Cumhuriyet Gazetesine atılanlar (hani şu gazetenin ‘bombalamadan sonra dinciler yaptı’ yaygarası basıp iş ortaya çıkınca haber bile yapmadığı olay), diğeri karşımıza Necip Haptemitoğlu cinayetinin azmettiricisi olduğunu savcıya anlattığı iddia edilen ve bu ifadeden bir hafta sonra eski şoförü tarafından öldürülen İbrahim Çiftçi'ye (Çerkez İbram) fünyesi çekilen bombaların aynı seriden olduğu saptandı. Eskişehirde yakalananları unutmayalım.

Gladio tipi örgütlenmelerin diğer NATO ülkelerindede ortadan kalkması kolay olmadı. Bizdede sancılı olacak, canımız yanacak, para kaybedeceğiz. Ama ya ülkede yeni bir sayfa açılacak yada 3. Sınıf ülke kalmaya devam edeceğiz. Deşildikçe derinleşen bir terör örgütü karşımızdaki, Şemdinli, Malatya katliamı, Rahip Santorino cinayeti, Hrant Dink suikasti, Hizbullah yapılanması, Jitem Teşkilatı, Mafya, Dernekler, Üniversite üyeleri, gazeteci-yazarlar dahil kök salmış bir yapı.

Zihin açmak adına bazı küçük bilgiler derledim:
-Giresun Ünv. Rektörü, eski binbaşı, Prof. Osman Metin Öztürk'ün, tutuklanan Em. T.general V. Küçük'e, " Her zaman emrinizdeyim ".
-Doğu Perinçek'in basın toplantısında, " Veli Küçük orduda görevliyken bize bilgi sızdırıyordu ", “Ergenekon benden esinlenmiş olabilir”
-Eski GK Bşk., em. org. Kıvrıkoğlu'nun " Ben Org. Hilmi Özkök'ün Genelkurmay Başkanı olmasına karşıydım"
-2005’te Şemdinlide eski pkk’lı Seferi Yılmazın kitapevi bombalandı, bir kişi öldü. Halk bombayı atan eski pkk'lı, itirafçı Veysel Ateş ile astsb. Ali Kaya ve Özcan İldeniz'i yakaladı. Van Ağır Ceza Mahkemesi, sanıkları 39 yıla mahkum etti. Yargıtay bu kararı bozdu ve dava Askeri Mahkemede görüldü. Sanıklar tahliye oldu. Org. Büyükanıt, bombalamadan sonra Ali Kaya için “tanırım, iyi çocuktur” demişti.
-Hrant Dink'in avukatı Erdal Doğan'ın, Veli Küçük için “Dink'i tehdit etmişti, Dink'in en tedirgin olduğu kişiydi
-Danıştay Sanığı Alparslan Aslan ilk ifadesinde “birkaç ay içinde darbe olacak ve beni hapisten kurtaracaklar
-Emekli Tümgeneral Osman Pamukoğlu’na Atatürkçü Düşünce Derneği ile ilgili, “Niye üye olmadınız?” diye sorulduğunda “Yeterince askerlik yaptım.”
-ADD Bşk. Şener Eruygur aynen şöyle diyor: "Türkiye'de hukuk dışına çıkılacak günler yakın... Şimdi darbe zamanı değil. Başörtü krizi ellerinde patlamalı..."
-Sanıklar J. Astsb. B.çvş. Okan Şimşek ve J. U. Veysel Şahin Dink'in öldürüleceği istihbaratını dönemin Trabzon İl J. Km. A. Ali Öz'e anlattıklarını açıkladı.
-Vatansever Kuvvetler Güç Birliği Hareketi (VKGB) lideri Gn. Bşk. Taner Ünal’ın bu hukuk darbesini bir sene önceden tahmin ettiği ortaya çıktı... Ünal’ın arkadaşlarından sakin olmasını isteyerek ‘Türkiye’de hukuk vasıtasıyla sessiz bir darbe yapılacak’ dediği belirlendi.
-Mafya lideri olmaktan içerde bulunan Sedat Peker www.ozturkler.com adlı internet sitesinin sahibi olarak davet ettiği tanıtımda Veli Küçük "Asil Türk milletinin yolu, Ergenekon'dan geçecek" dedi.

Benden bu kadar! Birazda siz kafa yorun. AKP’ye eften sebeplerle dava açıkdığı söyleniyor ki iddianameyi baştan sona okudum... (sizede tavsiye ederim. Yarın coçuklarınıza anlatırsınız), Yargıtay ve hukuk sistemini eleştiriyor diye “AKP %47 ile geldi diyle yargılanamaz mı? Yargı kurumlarını yıpratmayın. Hukuk hepimize lazım vb.” Figanlar eden dinazor ve ikircikli jakobenleri iyi takip edin. Kandil Dağında terörist başı Abdullah Öcalan’a çiçek veren, sözde pkk timi selamlayan Doğu Perincek ile eski rektör Kemal Alemdaroğlu, cuntacı İlhan Selçuk (“bu AKP’ye savcılar dava açmasında görelim’ diye köşe yazan) sorguya alınınca nasılda hukuk tanımaz oluyorlar. Umarım ben yanlış anlamıyorumdur. Yargı AKP’ye kapatma davası açınca iyi, mafya, kontra gerilla, darbe bağlantılı tanınmış isimleri sorguya alınca kötü. Sevsinler sizin adalet anlayışınızı.

Cenk SARIGÖL

1 yorum:

  1. Baştan sona kadar yazılanarın hepsi doğru. Eğer Türk Ulusu tarihindeki pislikleri silip güzel öğeleri örnek alıyorsa ve bunu uyguluyorsa; işte o zaman gerçek devlet olacaktır. Herkes kendi çıkarı için bir mafya kuruyor. ve biz şuyduk biz buyduk diyor. HERSEY VATAN İÇİN... Geçmişimizdeki asil atalarımız gibi...

    YanıtlaSil

İnsanlık konuşma ve yazıyla yani iletişimle birlikte teknolojik gelişim sağlayabilmişlerdir. Medeniyet ise bu hasletleri hoşgörü, sevgi ve ahlaklı kullanmakla olur.