12 Kasım 2007

Aynı Tas

Aynı Tas

Torbalı’dan ayrılalı 10 aydan fazla oldu. Bu arada 3 kez geldim çeşitli sebeplerle memleketime... Geçen haftasonu ilçeye geldim. Koşuşturmadan yazıyıda yetiştiremedik. 10 ay önce Ağalar Caddesinde Sezai İbişoğlu’nun yanına uğramıştım ayrılmadan bir – iki gün önce yollar çamurlu ve berbattı. Geçen hafta uğradığımda gene aynıydı. Yanlız iki yeni banka açılmıştı cadde üzerinde. Bu bankalarda sanırım buranın bittiğini, biteceğini, bitmiş halini hayal ederek yüksek kira bedelleri ile girmişlerdir yeni şubelerine! 3.5 ay önce Kazım Dirik bitmemişti. Bu sefer bitmiş gördüm çok sevindim. Elbette buradaki esnaf kadar değildir. Gerçi 5 metre daha geniş olsaydı bu gelişimde de bittiğini zor görürdüm ama... Breket bugünleri görerek caddenin 5 metre daha genişlemesini sağlatmamışlar. Yoksa birmezdi Kazım Dirik canım!

İnsan üzülüyor bir ilçe bu kadar mı değişmemek için direnir, ayak sürür? Hadi Bosna-Hersek de Sarajeva, Hırvatistan da Split, Trogir, Dubrovnik, Mekedonya da Skopa (Üsküp), KKTC de Gazimagusa, Lefkoşa şehir merkezlerinin direnişini anlarım. Çünkü buraları ne kadar çok değişirse o kadar bozuşur, ne kadar modernleşirse cazibesini o kadar kaybeder. Siz buralarda değişime direnirsiniz, değişmemek için didinirsiniz ki tarihi doku korunsun. Eee Torbalı’ya ne oluyor? Metropolis dışında 200 yılldan eski yapı mı var? En eski yapılar Köşk ve Tren Garları... Balkan Savaşları, Mübadele ve Cumhuriyetle gelişen, büyüyen bir şehir için utanç bir durum. Modernliğin tüm nimetlerinden faydalanması, şehirplancılığı için örnek olması gereken ilçe rezilliklere örnek. Yapılmaması gereken ne varsa sıraya konmuş Torbalı da... Üstelik düzova bir yerleşim. Mesela bir Tire, bir Bayındır değil. Kanalizasyon akış eğimleri dışında sizi zorlayacak pek engel yok önününde. Bir kaç site dışında berbat bir yerleşim. Daracık sokakların Osmanlıda kalması gerekirken, modern cumhuriyetler serpilen Tepeköy – Torbalı yerleşkesinde devam edilmiş.

Hadi tek katlı kerpiç binaları anlarım. Ama betonerme çok katlı yapılara, araç park, oyun, spor alanlarını düşünmeden kim ve kimler izin verdi/veriyor? Elbette ben evimin 50 m2 daha geniş olmasını isteyeceğim. Dükkanım yıkılmasın, “Belediye Sarayı başka yere kurulsun talebinde bulunacağım. Hep aşağıdan uçağa, halikoptere bakmak olmaz eğer yöneticiysen arada helikopterden yönettiğin, sorumluluğunu taşıdığın şehire bakacaksın. Öyle uydu fotoğraflarını vatandaşa göstererek hizmet yaptığını sanırsan yanılırsın. O fotoğroflara en çok idareciler bakacak. Eğer ilçende çok katlı ama yeşil alanı olmayan binalar, spor alanı, araç parkı ayrılmamış yerleşkeler varsa sorumlusu vatandaş Mehmet değildir. Kocaman, binlerce konutlu, çok katlı siteler kuruluyor ama içine yerleşince balkonunda ailenle rahat oturamayacağın, perdeni açtığında karşı dairedaki komşun uzatsa başı girecek kadar yakınsa ortaya çıkan taplo bu başarısızlıktır. Gidin Atatürk Mahallesine ne çok örnek var böyle... bir beş yıl sonra burada yaşayan insanlar bile isyan edecek bu duruma. Şimdi yaşayanlar birinci nesil çoğu kırsal kesimden göç gelmiş, başlarını sokacak bir yer edinmenin sevincinde insanlar. Bir sonraki nesil sorgulama yapmaya başlayacak, “spor alanları, parklar, arabamı park edecek yerimiz yok” diye.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İnsanlık konuşma ve yazıyla yani iletişimle birlikte teknolojik gelişim sağlayabilmişlerdir. Medeniyet ise bu hasletleri hoşgörü, sevgi ve ahlaklı kullanmakla olur.