5 Aralık 2009

Ülkücüler ve İlk Faşistlerimiz






'Beter' diyen, Beteri görmedi!



Dünyada sol, marksist rüzgarların estiği yıllarda birazda kendini tanımlamak adına Türkiye Koministleri öteki olarak karşısında Ülkücüleri görürüz. Ara renklerin kaybolduğu bu geçmiş zamanlarda marksistler aslında kendilerini tanımlamak için hep “Faşizm” ergumanını seçtiler. Oysa Türkiyede “faşist” tanımlamasına sığdırılabilecek, yapılanma, görüş, eylem kabiliyeti olan önemli bir grup olmamıştı. Faşizmin bir özelliği olan devletçilik, lidere mutlak iteat gibi bazı yapısal özelikleri benzeşsede Ülkücülük ve Ülkücüler faşizmin ana damarını oluşturan, Irkçılık batağının derinlerine gitmeyecek donanımlara sahiplerdi!

Bundan 3-4 yıl önce söylemeye başladığım ve bugüne kadar sık sık arkadaş çevremde ve meclislerde dile getirdiğim bir korkum var;
Türkiyede yaşayan herkes ‘ülkücüleri’ faşist ve ırkçı bildi. Fakat yanıldıklarını korkarım yakında görecekler ve inanın gerçek ülkücüleri mumla arra hale gelecekler. Çünkü gerçek ırkçı düşünce asıl mecrasında filizlenip, sol, marksist, sosoyalist, eski kominist düşünce içinden geliyor” Cenk Sarıgöl.

Irkçılık dünyaya insanınen kaba, adi, pislik, sapkın bakışıdır. Çünkü düşünen ve mantık haznesi olan her insan bunun bir şeçim olmadığını, insanların doğuştan gelen vasıflarını belirleyemediğini bilir. Bu yüzden insanlar konuştukları dil, ana-babası, fiziki özellikleriyle (ten rengi, inançı, mezhebi, çekik gözleri vb.) insanlar aşağılanmayı haketmezler. Türk – İslam ülküsüne mensup bilinçli bireyler için İslamsız bir Türklük tanımı yoktur. Müslümanlık ilişikli Töre ve Örfün tıkandığı veya karşıtlaştığı her alanda islamın dediği kabul edilir. Oysa faşist kişilik için din kullanmaya yaramadıkça varlığının önemi yoktur. İslama göre her çocuk günahsız doğar (Hiristiyanlığın aksine. Onlar çocukların günahlarından arınacağını düşündüklerinden vaftiz edilmesini gerekli görürler) ve onu kötülüğe yönelten kendi seçimleridir. Irkçılık bencil ve komplekslidir. Genite ve kan kardeşliği arar. Oysa bırakın ülkücülüğü, Osmanlının son dönem Türkçülük kuşağını oluşturan önderlerin çoğu “Türk” ırkına mensup değillerdir. Zaten ırkçı temayülleriyle hareket eden hiç bir millet uzun soluklu hegomanyalar ve imparatorluklar kuramamıştır...

Türk – İslam Ülkücülerini faşist olarak tanımlamak yanlış olur! Zira faşistler kendi liderleri ve kan kardeşliğine mensup ideoloğları dışından gelen doktrin, prensip ve kurallar ve emirleri kabul etmezler. Ülkücülüğün yarısı olan Türkçülüğün esaslarını Kürt Ziya Gökalp, İslam Maneviyatını Arap Seyid Ahmet Arvasi ortaya koymuş ve Türkçülüğü en katılaştıran kişi olarak Çerkes Hüseyin Nihal Atsız görülür. Bunların dışında özellikle Arnavut, Boşnak, Gürcü, Pomak gibi bir çok farklı etniseteye mensup kişilerin önemli katkıları görülür.
BKNZ. ‘Yükselen Milliyetçilik Alçalan İnsanhttp://cenksarigol.blogspot.com/2007/06/ykselen-milliyetilik-alalan-insan.html

Bir Ülkü Ocağının kapısından girerken insanlar etnisitesine göre ayrılmadan girer. Fakat Avrupada hiçbir ırkçı teşkilat ve yapılanmaya savundukları ırk dışındaki kandan gelenler adım atamaz. Dolayısıyla Ülkücülük ırkçı duruştan çok siyasi bir bakıştır. Tüm siyasi hareketlerin yapısında olduğu gibi fikir birliği arar. Biraz devletçi, kültürel ve anane baskıcıdır.

Asıl açıklamaya çalıştığım Ülkücülük değil, yazının 2 parağrafında, Türkiyede yaşayan herkes ‘ülkücüleri’ faşist ve ırkçı bildi. Fakat yanıldıklarını korkarım yakında görecekler ve inanın gerçek ülkücüleri mumla rara hale gelecekler. Çünkü gerçek ırkçı düşünce asıl mecrasında filizlenip, sol, marksist, sosoyalist, eski kominist düşünce içinden geliyor” diye söylediklerimi desteklemek! Irkçılık evrensel maneviyatını kaybeden bireylerin düştüğü çukurdur. Neden evrensel? Çünkü Yahudiler dinlerini kendileri dışındakilere kapatarak, ona ırksal bir çerçeve çizmiştir. Oysa evrensel ve ilahi inançlarda insanı meneviyatın merkezinde tutan ekinden yoksunlaşmayan kimse ırkçı olamaz. Faşizm Mussolini ve Hitler gibi dünyayı yıkan cani liderler çıkardı. Partileri ULUSAL, DEVRİMCİ, SOSYALİST, İŞÇİ çağrışımlı isimler almayı seviyor... Aleviler ulusalcılık dalgalarının ırkçı ve faşist kıyılara taşıyan gemiyi yeni farketmeye başladılar ki terk zamanına..! Aslında bugüne kadar birazda Alevilerin olumlu katkısı ve freniyle palazlanması geçiken Ulusal Faşizm, korkarım artık kentleşmenin ve modernizmin getirdiği inanç soğuklu yaşayan kentlerimizde daha görünür olacaktır.

İşte Türkiye gerçek faşist ve ırkçı hareket ve yapılanmalarla yeni tanışıyor. Eski marksist ve çakma sosyalist partiler içinden ırkçı, kan kardeşliği üzerine inşa edilen ve dışarıda kalan herkesi düşman belleyen ırkçı hareketler yayılıyor. Manevi değerleri zayıf, ilahi inançları yok veya az olduğundan insan varlığının değeri konusunda hiçbir fikire tahammülleri... Ülkücüler Milliyetçi bunlar ulusalcıdır. Halen sosoyalist esintileri isimlerinde kullanırlar, işçi olduklarını, devrimci olduklarını sık sık söylerler. Eşitlik derken aslında kendi ırksal mensuplarının eşitliğinden bahsederler.

Kürt Milliyetçiliği zaten sosyalist, kominist bir temelden geldiği için lider kadrosunun faşistleşmesi kısa sürmüştür. Şuan için kültürel, dini olarak Kürtlerle büyük doku uyuşmazlığı olan bir terör örgütü ve siyasal temsilcilerini görüyoruz. Geçikmiş Kürt Milliyetçiliği maalesef ara dönemi pek yaşamadan / yaşayamadan ırksal – kavgacı denizlere yelken açmış görülüyor.

Ülkücülük bugüne kadar faşistleşmenin, ırkçı yapılanmaların önündeki en büyük engeldi bana göre... bugün gelinen noktada maalesef ülkücüler fikri altyapılarını ve kodlarını kaybediyorlar! Diğer taraftan sol ve sosyalist tabandan gelen ulusalcılar içinde ciddi ırkçı bir dalga yayılmaktadır. İşte bu gelen, tehlikeli dalganın etkileri ve eylemleri daha görünür oldukça, dün Ülkücülere demedi –komadı bırakmayanlar “Ülkücüleri mumla arar hale gelecekler! Veya bin beteri varmış diyecekler” iddiasındayım. Türk – İslam Ülküsünün ne olduğunu bilmeden, ne idüğü konusunda haberi olmadan sadece bir ırka olan öfkesi yüzünden kendini Ülkücü tanımlayan hödüklere bu yazıda anlatılan hiçbirşey yoktur. Hele ‘Ülkücülük eşittir MHP’ diyen fikir kabızları...

Milliyetçilik çokta kötü birşey değildir. Ama önce Millet kimdir? Nedir? Kimlerden oluşur? Sorularına doğru ve tarihi kökenleri olan cevaplar vermek gerekir.
BKNZ ‘Hangi Milliyetçilik? http://cenksarigol.blogspot.com/2007/06/hangi-milliyetilik.html
Allah Yar ve Yardımcımız Olsun!



Cenk SARIGÖL

3 yorum:

  1. sana diyecek hiçbirşey yok arkadaş.seni kurtaracak güç yok bu dünyada ...yazık

    YanıtlaSil
  2. Adsız Kardeş, nerden kurtulmam gerekiyor? eleştirileri somutlaştırabilir misin?
    Cenk Sarıgöl

    YanıtlaSil
  3. solcu ve sağcı olmayan milliyetçi2 Temmuz 2010 00:50

    kürt virüsünden Allah ülkemizi milletimizi korusun.
    o dergidekilere yüzeysel ve art niyetle bakıp sırf üstünde sol yazıyor diye yaftayı yapıştırmak çok hatalı. Sadece tek kesimin milliyetçilik anlayışıyla ilerleyen bir medeniyet yoktur, mesela Amerika tüm Ulusalcı hareketleri besler. O dergidekileri bende okudum doğru söze ne denir, gerçekler bunlar neyi yanış söylüyor adamlar, Türk diye övünüp durduğumuz şey baktığımız zaman nerde Ülkemizin adı Türkiye olduğu için Türküm diyoruz! Türk te millet adı olduğu için bazıları rahatsız oluyor. Sosyalizm karşıtıyımdır, ancak bu dergide yazılanlar gerçeklerdir. Ancak bu derginin ve yaklaşımının tohumlarının dışardan atıldığını düşünüyorum, olmayadabilir, SEbep şu dış güçler bu ülkenin çoğu müslüman ve milliyetçi olan yapısına yönelik olarak bu gerçekleri sol adı altındaki dergide düşüncede topladılar ki millet bu düşüncelerden uzaklaşsın, a bak bu düşüncede olanlar solcuymuş demekki bizim ters olmamız lazım düşüncesini yaymak için, bu oyunu sıkça yaptıklarını araştırırsanız belki bulursunuz. Ülkeyi yıkacak oluşumları çoğunluk hangi düşünce yapısındaysa ona benimsetiyorlar, bunun için medyayı, yayınları kullanıyorlar. Ülkeye faydalı olan kendi sıkça kullandıkları mekanizmaları, düşünce yapısını ülkedeki dışlanmış düşünce ve ideolojilerde birleştirmeye çalışıyorlar. Ancak dergidekilerin yarısından fazlasına katılıyorum.

    YanıtlaSil

İnsanlık konuşma ve yazıyla yani iletişimle birlikte teknolojik gelişim sağlayabilmişlerdir. Medeniyet ise bu hasletleri hoşgörü, sevgi ve ahlaklı kullanmakla olur.