8 Temmuz 2008

Ya utanacağız yada Utanacaklar

Utanacaklar

Tarihi bir dönemeçten geçiyoruz. Türkiye derin yapıları ve militarist, darbeci geçmişi ile hesaplaşıp, yoluna devam edecektir. Bu olay yada biraz sonra bu kaçınılmaz! Ergenekon olayı üzerine son gözaltı ve sansasyonel isimlerin tutukluluk istemleri, kimisinin yargılanmak üzere serbest bırakılmaları toplumda travma oluşturdu! Yok bende travma oluşturmadı, zaten bekliyordum. Bundan daha fazlasına cesaret edeceklerini bile düşündüğümden hayal kırıklığım olmadı değil. Ben bu terör davasına farklı bir perspektiften bakacağım bu yazıda... Daha önce yazmıştık (Gladio Mafyaların Babası, 24 Mart 2008) onu merak edenler şu linkte okuyabilir; http://cenksarigol.blogspot.com/2008/03/gladio-mafyalarn-babas-ergenekon.html

Cumhuriyet tarihinde ilk kez organize işlerinden dolayı (adi suç, zimmete para geçirme değil) Or, Kor rütbeli emekliler yargı karşısına çıkacaklar. Türk Ordusunda bazı rütbelerden sonra emekliliğin olmadığını! bilenlerin önünde daha büyük bir görüntü var. Bu davayı Kapatılan Nokta Dergisi tarafından yayınlanan emekli general Özden Örnek günlüklerinde adı Sarıkız ve Ayışığı darbe günlükleri üzerinden okumaya çalışanlar yanılacaklar. Evet bir darbe teşebbüsü var ortada, planları, görevlendirmeleri, isimler. Hatta tutuklanan, ifadesi alınanların çoğunun ismide bu günlüklerde mevcut. Lakin bu günlüklerde adı geçenlerin hepsi içeri alınsa 400 kişiyi bulurdu zanlılar. İddianame mehkemeye sunulunca ben çok kişinin kişilikleri varsa utanacağını, objektif bakanların ise şaşıracağını düşünüyorum.


Bu Bir Terör Davası

1-2 Temmuz tutuklamalarının Akp tarafından Yargıtay Başsavcısı A.Yalçınkaya sözlü savını Anayasa Mahkemesine (AYM) verdiği güne denk getirildiğini savunanlar var. “Türk Yargısına güvenmeliyiz” (Akp kapatma Davasının kabulü sonrası) çığlıkları atanların şimdi yargıya en adi iftirayı attıklarının bilinçinde olmadıklarına inanmak istiyorum! Bana gelince ben bu yargıya güvenmiyorum ve toplumsal güvenin süründüğüne inanıyorum. Hatta AYM’de görülen AKP Kapatma Davasının siyasi bir dava olduğu düşüncesindeyim. Zaten AYM kendisi siyasi davalara bakıyor. Karar verdiği Anayasa siyasi bir metin ve o siyasi metin üzerinden yorumlarla karar verirseniz bu bana göre teknik olarak bile siyasi bir davadır. Kaldı ki üyelerinin belirlenmesindeki silsileyi takip edersek bile sonuç değişmez. Karar verenler siyasi irade ile belirlenir, yargılananları siyasi, temel aldığı metin siyasi, üstelik bunların üstüne yorum yapacaksın ve bu siyasi bir dava olmayacak mı? O yüzden böyle bir yapının olduğu bazı Avrupa Ülkelerinde anayasal kurum ‘mahkeme’ değil ‘konsey’ olarak adlandırılmıştır.

Ergenekon kapsamında yapılan tutuklamalara itiraz edenler, Peki bu gözaltılar 5 gün önce yapılsaydı aynı arkadaşlar,
başsavcı sözlü savunmayı hazırlarken gözdağı vermek için yapıldı
bir gün sonra gerçekleşse,
Akp sözlü savunmayı yaparken aynı zamanda mahkeme üyelerine ve başsavcıya bu gözaltılar ile ayağınızı denk alın dedi” bulanıklığını dillendirmeyecekler miydi?
Süreç bir Darbe Davası değildir.Ortada somut deliller olduğu iddia edilsede değildir. Göreceksiniz darbe günlükleri iddianamede yer almayacak bile..! Eğer darbe davası olsaydı ve bu işi Akp organize etseydi ilk önce Anayasa’nın 5,6 ve 15. Maddelerini değiştirirdi. Hem darbe teşebbüsünden birilerini yargılamadan önce hazır yapmış olan amatör ressamları yargılamanız gerekmez mi? Mantık ve “Kanun Önünde Herkes Eşittir” kuralı bunu gerektirmez mi?Kiminin kökü İttihat ve Terakki’ye uzandığını, kiminin NATO üyeliğimizle birlikte kurulduğu söylenen bir yapı... Fakat bu şahıslar tahminimce;
terör örgütü kurmak ve silahlı teşekkül oluşturarak, cinayet, bombalama eylemlerinden” yargılanacaklar. Eğer Akp derbe ve darbecilerle mücadele yürekliliği gösterse ÖDP Genel Başkanı Ufuk Uras, TBMM’ye
darbe iddialarını araştırma komisyonu kurulması” yönünde gerekli 20 imzayı bulmak için kıvranmazdı. Sanıkların nasıl tutuklandıklarını ajitasyon ve romantizm içerikli beyanlarla farklı bakış açıları ile halka göz bağcılığı yapmaya çalışanlar var. Peki nasıl tutuklanmalılar? Sorusuna cevaplarını hususen merak ediyorum.

Bazı sapkınlarda, “bu kadar üst rütbeli ve etkin Atatürkçü, Cumhuriyetçi, çağdaş gazeteci, sivil toplum lideri isim nasıl darbecilikler suçlanır?” diyor. Kardeşim bu güne kadarki darbeleri sokaktaki vatandaş, tarla veya fabrikada kafası bozulan sıradan halk yapmadı. Bakın hepsi darbeleri Atatürkçülük ve Cumhuriyet değerleri kisvesi altında yapmış. Osmanlıda aynı kazan kaldırmalar “Şeriat İsteruk” diye yapılırdı. “Ben, sen, bizim oğlan” darbe yapamaz bunun için ne vasfı, ne gücü nede imkanı vardır.

Davaya gelirsek, ortada cinayetler var. Hrant Dink, Rahip Santorino, Necip Haptemitoğlu, Danıştay saldırısı, Malatya Kitabevi katliamı, İbrahim Çiftçi (Çerkez İbram), Cumhuriyet Gazetesi Bombalaması (danışıklı olduğunu sanıyorum) ve bilmediğimiz bir çok olay iddianame ile önümüze serilecek. Bakın olay, Madımak, Gazi Olayları, Başbağlar Katliamı, A.Taner Kışlalı ve Uğur Mumcu Cinayeti’ne kadar uzayabilir...

Hiç merak ettinizmi bu dava çercevesinde ne kadar silah, patlayıcı, mühimmat ele geçirildi? Yazmaya kalksam benin kullandığım köşe yetmez. Yoksa hele Şemdinli Davasından sonra ihraç edilen savcı Ferhat Sarıkaya gerçeğine rağmen, Türk Yargısında bir savcının elinde yeterli ve somut deliller olmadan gizli dokunulmazlığı olan kişileri tutuklaması, kendi boyunlarına ip geçirmekle eşdeğerdir. Diğer yandan bu sanıkların savunmasını üstlenen avukatların ülkenin en iyileri olduğunu düşünerek, onların dahi beyanlarını “iddianamenin açıklamanması gerekir”den öteye götürememesi ilginç değil mi? Zaten o ajitasyon erbabı bunu bir görse... romantizmi bırakırdı. Çünkü bu avukatlar tutuklamarda hukuka aykırılık olsa ortalığı birbirine katarlardı. Ortada cinayet, devlet kurumlarına saldırı, devlet memurlarını katletme suçları varsa... Danıştay saldırında ölen mahkeme üyesinin Kocatepe Camiinde yapılan cenaze töreninde AKP’li bakanları linç etmeye çalışanlar, toplanıp toplanıp Anıtkabire koşan dine, dindara, muhafazakar, milliyetçi kesime zehir kusanlar..! Görelim bakalım ne kadar hakkaniyet sahibi? İddianame ortaya çıkıp, hükümler verilince samimiyetiniz, demokrasi ve insan sevginiz ne kadarmış? Hayır özür beklemiyoruz, sözlerinizi geri almasanızda olur! Sizden sadece cinayeti kim işlemişse onlara lanet okumanızdan başka birşey beklemiyoruz.

Gene ortaya çıkıp, “Er(asker) Gene Kon” diyenler, savunanlar olacaktır. Gelişmiş demokrasilerde dahi darbe heveslisi, postal yalakası, halka tepeden bakan tipler var ve olabilir. Bizde belki biraz fazla ama bu dava ve açıklandığında iddaname sonrası “Er Gene Kon” fetişistlerinin sayısı makul seviyelere düşecektir! Geriye “Siz Kaç Kişisiniz?” diye küçümseyeceğimiz sapkınlar ve azgın azınlık kalacak.

Diğer yandan artık bu ülkeninde darbe heveslileri ve darbecilerle hesaplaşması gerekiyor. Bülent Ecevit’in “Kontragerilla” diye tanımladığı derin yapılanmalar ortadan kaldırılmalıdır. Buna cesaret edecek mevcutta bir hükümet, muhalefette parti görünmesede zamanıdır. Halk vicdanında hüküm giyenlerin, kanun önünde cezalarını çekmeleri gerekir. İtalyan Gladio’su, Belçika Kılıç’ı, Fransa Rüzgar Gülü’nü nasıl tasfiye ettiyse Türkiye normal demokratik rejime kavuşmak için bu cesareti göstermelidir. Elbette sancılı olacak, İtalya da 462 kişi tutuklandı. Bir cumhurbaşkanı ve iki başbakan yargılandı. Sizce bizde o kadar ileri gidilebilir mi? Benim tahminim gidilebilse en az 2 cumhurbaşkanı bir başbakan savcılara selam vermek zorunda kalır! Onur Öymen’i bilirsiniz CHP lideri Deniz Baykal’ın yardımcılarından, bir yere not edin! Sonrada Baykal’ın neden davaya gönüllü avukat olma heveslisi olduğunu...

Umarım bu soruşturmayı yürüten Cumhuriyet savcısı Zekeriya Öz ve yardımcıları ciddi deliller edinmiştir. Yoksa üstlerine atlamayı bekleyen darbe şakşakcıları tarafından linç edilirler ki buna kimsede itiraz etmez! 2500 dosya, 4.5 milyon sayfa olduğu iddia edilen dökümanların içinden elle tutulur bir şey çıkmazsa bu ayrı bir hukuk faciası olarak yargımızın alnına kara leke diye eklenecektir. Sonuçsuz kalacak Ergenekon soruşturması Türk Halkının ve siyasetinin darbelerle yüzleşme, hesap sorabilme yeteneği olmadığını gösterdiği gibi cesaretini kıracaktır. Savcılarımızın öyle güçlü delilleri mahkemeye sunması lazım ki, kimsenin itiraz etmeye sesinin çıkmaması lazım. Aksi takdirde süreçi sulandırmak için pusuda bekleyen yada elinden geleni yapan pervasızların azgınlıkları artacaktır.

Sağlam ve mutlak deliller, sonuçta cezayı sabit kılacak kati delilden yoksun açıklanacak bir iddianame fikrimce akamete uğramaya uğratilmaya mahkumdur. Öz ve yardımcılarının cesaretini inkar etmiyorum. Ferhat Sarıkaya'nın başına gelenlerden sonra en büyük cesaret örneği sergilediler ve bunu gösterdiler. Lakin kati ve kanıtlanmış suçlamalardan yoksun bir iddia makamının savlarını üst mahkemelere çıktıkça kanıtlamaları çok ama çok zor olacaktır! 27 Mayıs Darbesini yapmış, halende içinde bu darbeyi öven heveskarların bulunduğu, 28 Şubat postmodern darbesinde postal yalakalığı ve kendi ayaklarıyla koşarak ne yapmalarını birifinglerle öğrenen mensuplarının çoğunun hala görevde olduğu, darbe hoşgörülü hukuk! adamları var. Böyle hakim, hukukçu, mahkeme üyelerinin varlığını düşünerek siz ihtilal yapmak için silahlı teşekkül oluşturmak, eylem yapmak, çete ve terör örğütü kurmak suçlaması ile darbeci yargılamasında iddia makamı iseniz çok sağlam delilleriniz olması gerekir. Öyle telefon dinleme kayıtları, gizli kamera görüntüleri 3. şahıs ifadelerinden müteşekkil bir soruşturma savı ile mahkeme huzuruna çıkmanız, ülkede daha onulmaz yaralar açar. iddianamede daha bilimsel verilerle desteklenmiş, adli tıp, balistik verilerine dayalı suçlamalar yoksa... sonuç değişmeyecek gene çok şaşıracağız.

Cenk SARIGÖL

1 yorum:

  1. Ergenekon örgütü hakkında kimsenin kafasında kesin bir şablon oluşmuş değil fakat bu örgütün dış güçlerle desteklendiği kesin. Ülkemiz insanlarının birbirine düşmesinden yararlanmak isteyenler az değil. Er: asker, gene kon; ben bu yaklaşımı ilk kez gördüm ve bilgileriniz için teşekkürler.

    YanıtlaSil

İnsanlık konuşma ve yazıyla yani iletişimle birlikte teknolojik gelişim sağlayabilmişlerdir. Medeniyet ise bu hasletleri hoşgörü, sevgi ve ahlaklı kullanmakla olur.