8 Temmuz 2008

Ben, Futbol ve Torbalıspor

Futbolu Sevmeden

Ayaktopunu oldum olası sevmem. İyi oynayamamın bunda etkisi olduğu gibi Torbalı Endüstri Meslek Lisesi (TEML) ilk yılında futbol takım çalışmalarına zoraki dahil edilmemin bendeki ilgisizliği arttırdığı su götürmez. Meslek Lisesine yeni başlamışız. Amcamoğlu Cevdet Sarıgöl sanki bayrak devreder gibi mezun oldu, ben kayıt yaptırdım. O iriden büyük cüssesiyle nasıl koşar, futbol oynardı, depara kalktığında toz toplatırdı halen hayret ederim. Fizik kurallarını zorlayan bir durumdu onunki, galiba en büyük azmi kazanma hırsıydı. Lakabı “Lokomotif” bizim emmioğlunun. Eh onca koşmak, depar atmanın sonunda nihayet büyük beden ciğerine hava, damarlarına kan istiyordu. Bu yüzden soluk alması 3-5 metreden duyulurdu. Teyzeoğlum Yalçın Bilgiç o sıralar Torbalısporda kaleci... TEML futbol takımını Müdür Yardımcısı Şerif Şen çalıştırıyor. Ne kadar dil döktüm, futboldan anlamadığımı söylesemde dinletemedim.
Kendimi takımda ve idmanlarda buldum. Ama ne antremanlar? Canım istemiyor, sevmiyorum, koş, yat, kalk, sürün, dön, zıpla muhterem müsabakaya adam değil, muharebeye asker yetiştiriyor sanki... 

Torbalı Endüstri Meslek Lisesi

Şerif Hocam epey bir canımı çıkardı. Benim koşmamamı, verdiği direktifleri tam yapmamamı hep haytalığıma yordu;
senin gözün gezmede, haytalıkta! Bu işi yapacaksın. Baba tarafında futbol oynayan var (amcaoğlu Cevdet), ana tarafında var (teyzeoğlu Yalçın) sende yetenek olmaması mümkün değil. Hiç kıvırma bu işi yapacaksın!

Zülüm ta içimdeki kazanma hırsını disipline edene hadar sürdü. Kondisyonum artmış, nefesim açılmış, hırslıydım ama topa vurma yeteneğim yoktu. Arkasını kovalamam iyide, her çalımı yiyordum. Tüm bunların üstüne Şerif Hocam bir gün,
ya Cenk sen gerçekten bu işe yatkın değilsin sanırım” dedi.
Nihayet milletin bildiğini ve yeteneğini kanıtlamak, takıma girmek için uğraştığı futbolda ben 1,5 aylık ağır idmanlardan sonra yeteneksizliğimi ispat edebilmiştim! Belkide futbola hala mesafeli durmamın ana sebebi istemeyerek ve yeteneksizce yapmak zorunda kaldığım bu 1,5 aylık futbol idmanlarıdır. Bu olaydan çıkarsamamda şu oldu;
Çalışmak, disiplin, tekrar, hırs, özveri sizi bulunduğunuzdan daha ileri götürecektir. Fakat yeteneğiniz yoksa ve sevmiyorsanız zirveyi hayal etmeyin!” Şerif Şen o güzel insan bana lise yıllarımın başında vıcık vıcık terleterek bunu öğretti. Sağolsun...


Torbalıspoar’a Transfer

Yok canım ben değil, dedikya ben ayaktopuna yeteneksizim diye konuyu kendi kısacık futbol maceramdan Torbalıspor üzerine transfer edeceğim. Geçen hafta gazete patronu Vahap Bey yeni transfer olduğumuz konuda bir yazısı ( http://www.buyuktorbali.com/index.php?option=com_content&task=view&id=4070 ) işlemiş. Son parağraflara kadar kurgusal mantığı iyi... yazının sonuna gelince acelesi vardıda hemen bitireyim mi dedi yoksa aklındaki başka bir şey onu itti mi anlamadım! Hatırı kalmasın diye üzerinden bir uçalım dedim. kendileri,
Parasız pulsuz adamları yönetime alıyorsunuz, ondan sonra da sıkıntı oluştuğunda 'Bu adamlar nitelik-siz ve parasız' diyorsunuz. Torbalıspor çok yanlış yönetiliyor.” Diyesiymiş. Doğrudur . Bu iş parasız olmaz. Futbolu bir spor olarak kaale almamın ana sebebi bu zaten. “Fanatizm ve akçalı işleri”. Burada bir durmak lazım ama... amatör ruhunu taşımayan, ruhunda başarıyı istemeyen takımlar başarılı olamaz. Amatör ruh parayla satın alınmaz. ‘Kiminin parası kiminin duası’ demiş atalarımız. Bazen futbolcu Kemal Uzun’u, Başkan Mustafayı, Hüseyin Günaydın’ı, topları, eşofmanları getirip-götüren Efe Çavuşoğlu ve Cumhur’u üzgün görmemek için hırslanır. O ruhu onlara para değil, amatör ruhları verir. Bu bir eleştiri değil. Benim nacizane görüşüm.

Son parağrafta, “Sevgili Çağlar da geçen sezonun sonuna doğru bir anda kendisini büyük bir tartışmanın içerisinde buldu. Krizi iyi yönetmeyince Baş-kan Uygur ile yaşadığı polemik onu çok yıprattı.. (Gerçi Uygur, Çağlar'ın sert beyanatına cevap vermedi ama yazılmamak kaydı ile -Uygur'dan aldığım bilgiye göre- pavyon muhabbeti ile ilgili olarak Uygur'un elinde ciddi belgeler var.)

Hatırlayın bakalım: Özgür Çağlar bugüne kadar hiç kimseyle polemiğe girmiş mi? “paraları pavyonda yiyorlar” diye Sayın İsmail Uygur konumu ve makamına hiç yakışmayacak şekilde genç ve başarılı birine çamur attı. Sonra Uygur sert tepki gelince ‘cevap vermedi’ oluyorsa, ben buna şapka çıkarırım! Belgesi varmış! Varsa ya yazacaksın yada susacaksın. Varmış gibi yaparak, hem suçlamaya ortak olmayı ama belgelendirmemeyi ben bu gazeteye (Büyük Torbalı Gazetesi) ve yayın politikasına yakıştıramadım. Şimdi Vahap Bey şunu demiş olmadı mı;
Evet! Çağlar paraları pavyonda yemiş. Ben belgeleri gördüm. Gerçekmiş!

Devam edelim Vahap Bey'in yazdıklarına: “Yeni bir sayfa açalım, dündekiler dünde kalsın. Özgür Çağlar yönetimi alınca Uygur’a çıkmalı ve destek istemeli veya Atilla Kaya desteği ile yola devam etmeli. Atilla Kaya da Torbalıspor üzerinden siyaseti bıraksın. Çağlar da ‘Uygur bize yardım etmiyor’ yakınmasını bıraksın” yazı tam bu manaları verirken zortlamış.

Sıralayalım yazıdaki eğreltileri;
1-Önce Atilla Kaya’nın hakkını teslim edeceğiz. Başkanlık yaptığı dönemde final oynanmış ve talihsiz son dakika golü ile yeni sezona hırs depolanmış. Takım elemelere gelmişken AKP İlçe Başkanı seçilmesini ve önünün açılması için Torbalıspor başkanlığından istifa etmiş bir kişi konuştuğumuz. Torbalıspor başarısını siyasi kavgasına alet ederek, üstünlük devşirmek isteyen biri önce o klüp başkanlığı koltuğundan feragat etmezdi.
2-Çağlar eğer çıkarda Uygur’dan destek isterse benim gözümdeki kişiliğinde sorun oluşur. Önce Uygur tebrik edecek. Gerekirse eline çiçek alacak, başarılar dileyecek. Hatta özür dileyecek. Sonra Çağlar’a biat çağrısı yaparız! Neden mi? Finale yamanmış ilçenin milli takımını sokağa attığı, yerine hizmet binası (gerçi en son Torbalı Ticaret Odasının haberi olmadan Ticaret Odası Oteli) yapacağım dediği yer hala boş. O zaman adama sorarlar ‘ilçenin milli takımını neden kapı dışarı ettin’ diye.
3-Çağlar, ‘Uygur bize yardım etmiyor’ diye yakınmadı köstek oluyor diye yakındı. Takımı barksız bırakıyorsun, mali kaynaklarını kesiyorsun. Burada yardım değil faul var.
4-İzmir Büyükşehir Belediyesi büyük bir partizanlık yaparak, il genelinde başarılı olan tüm takımlara maddi yardım ve parasal destekte bulunurken, sadece AKP’li diye Aliağaspor ve Torbalıspor’a yardım etmedi. Sayın Uygur da çıktı. “Aziz Kocaoğlu kendisine küfür edilen bir yönetime para vermemekte haklı” mealinde sözler etti. Küfür olayı gerçekse bunu kim yetiştirdi Kocaoğluna? Aradaki İrlandalılar kim? Hadi diyelim doğru! Kocaoğlu bu parayı babasının mirasından mı veriyor? Kendi cebinden mi? Yoksa ilçeyede yansıyan ayrımcı CHP mantığının bir tezahürü...
5-Önce İsmail Uygur Metropolisspor’u neden kurduğunu açıklasın? Hemde artık yeni profesyonel lisans almanın mümkün olmadığı bilindiği halde. Seçim gelmeden Deve Güreşi üzerinden oynanan çalımları Metropolisspor’a transfer belgelerini ortaya...
6-Başarıya ortak olmak kolay. Onca engele, siyasi çıkarmalara rağmen bu takım ayakta ve başarılı. O halde yardım için biat isteyen Uygur önce gölge etmesin. İhsanı engelemesin. Çünkü, “Günahların hesabı görülmeden, kimse cennete giremez

Ben ayaktopundan anlamam ama ayak oyunlarından anlarım be kardeşim..!

Cenk SARIGÖL

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İnsanlık konuşma ve yazıyla yani iletişimle birlikte teknolojik gelişim sağlayabilmişlerdir. Medeniyet ise bu hasletleri hoşgörü, sevgi ve ahlaklı kullanmakla olur.