31 Ocak 2008

Ortadox İslam ve Kerbela

Ortadox İslam ve Kerbela

Okurlarım şaşırmasın, benimde şaşırdığımı sanmasın! Ortadoksluk bir hristiyan mezhebidir ama islamisi nasıl oluyor sorusunuzu cevaplamaya çalışacağım. Hristiyanlıkta 3 ana mezhep ve kilise vardır. Katolik, Ortadoks ve Prototestanlık. Kabaca Protestanlığın doğuşu ortacağ bataklığında kavrulan, insanları diri diri yakan ve sömüren, engizisyon mahkemeleri ile kimsede can güvenliği kalmadığı bir ortamda olmuştur. Zaten kelime olarak “öze dönüş” demektir. Luther ile Protestanlık imtiyazlı din sınıfını red etmiş ve din ile birey arasını aracısız Tanrı ile buluşabileceğini savunmuştur. Laiklik bu şekilde nüvelenmiştir. Ortadoksluk ise bizzat devlet ile hristiyanlığın (kilisenin, din adamlarının) işbirliği, ortak çıkarlar üzerinden hareket etmesidir. Katoliklik ise zaten kendine münhasır bir devlettir (Vatikan). Her ülkede kiliseleri bağımsızdır!

İslam mezhepleri ile karşılaştırmak ne kadar doğru bilmiyorum... Fakat en büyük fark islam mezhepleri çıkar kümeleri üzerinden nemalanmak için doğmamış icat edilmemiştir. Hepsi bir açıdan mevcut otoriteye karşı kafa tutuş olarak görülebilir. Sünni mezhepler olarak bilinen 4 ana mezhep Hanefi, Hanbeli, Maliki, Şafi’dir. Benim sorgulamak istediğim ise bu mezhep ve bağlılarının “Kerbala” gibi islam ümmetinin tarihinde en hüzünlü olaya karşı tutumları hatta sorgusuz kalışlarıdır! Bu konuda müslümanların fazla düşünmesini, araştırması, dile getirilmesi sanki bir ayıbın ayyuka çıkması gibi sakınılan bir konu...

Yazmak istediğim konu şu: Kendini sünni olarak tanımlayan müslümanlar ‘Kerbela’ konsunda bir iç sorgu yapmalıdır. Hicret’in 61. Yılında ve Hz. Peygamber’in vefatından sadece 48 yıl sonra meydana gelen bu olay, üzerinde fazlasıyla ve ciddiyetle düşünülmesi sorgulanması gereken bir faciadır. Düşünebiliyormusunuz Kerbela meydanında Allah Resulünün en sevdikleri, soyu kılıçtan geçirilmiştir. Hemde O’nu gören, nasihatını dinleyen, sohbetine mazhar olanlar tarafından (sahabe). Niçin? Yezit denilen ve Allah’ın elçisinin makamına yakışmayacak, sarhoş, gereksiz can alan, şehvet düşkünü birisinin koltuğunu garantiye almak adına...

Sünni müslümanlar bu konuda bir sert özeleştiri yapmaktan kaçınmıştır! Düşünebiliyormusunuz O Resul ki secdede torunları omuzuna çıktı diye secdeyi uzatıyor. Namazdan sonra soran sahabiye, “onlar inmeden secdenen kalkarsam bir taraflarının incinmesinden korktum” diyor. Bir gün yolda giderken oyun oynayan bir çocuğu kendine çekip başını okşuyor, saçlarını kokluyor, elini yüzüne sürüyor. Sebebini soran sahabiye “o torunum Hüseyin’in oyun arkadaşıdır” diyor.
Kur’an-ı Kerim de “Ey Ehl-i Beyt, Allah sizden kiri gidermek ve sizi tertemiz yapmak ister” (Ahzâb Sûresi, 33). “De ki : Ben sizden buna karşılık yakınlara sevgiden başka bir ücret istemem.”( Şura Sûresi. 23).
Buyrulur. Kerbela da müslüman yada öyle olduğunu sananlar Resulun, sevgililer sevgilisi elçinin çigerparelerini okladılar, kılıçtan geçirdiler.
Bu olaylar olurkende kendilerince Kuran ayetlerini rehber edindiler bunların başında, “Ey iman edenler, Allah'a itaat edin; elçiye itaat edin ve sizden olan emir sahiplerine de. Eğer bir şeyde anlaşmazlığa düşerseniz, artık onu Allah'a ve elçisine döndürün. Şayet Allah'a ve ahiret gününe iman ediyorsanız. Bu, hayırlı ve sonuç bakımından daha güzeldir.” (Nisa Sûresi, 59), "Allah bozgunculuk yapanları sevmez " (el Mâide, 5/64), genelde yeryüzünde fitne çıkaran ve ümmet içinde bozgunculuk, ikilik, fesat yapanların kötülüğü üzerine olan ayetler refaransları olmuştur!

Ben felsefi bir tartışma yapmak istemem. Ama Yezit kötü, adi, berbat bir yönetici olmayı bırakın, müslümanlığı dahi sorgulanabilecek birisiydi! Hakkında ayet inen Ehl-i Beyt’i katleden bu adam elbette tasvip edilemez. Hatta bugün Ehl-, Beyt'e sevgi dolu olan Alevi ve Caferi kardeşlerimizin zaman zaman bizlere “yezitler” dediğini duyduğumuzda kızıyoruz ama kurtuluş yok bu sorguyu yapmalıyız! Koca koca padişahların ismini övündüğümüz diğer babaları neden BayYezit (Beyazıt) koymuş? Yezitliği kabul etmiyorsak Yezitleri sorgulamalıyız. En önemlisi “Bizden olan Emir Sahipleri” kimdir? Vasıfları ne ve ne olmalıdır? Devlete yamalı bir anlayış geliştirdiği yönetenleri kutsadığımız, kusurlarını fazlasıyla mazur gördüğümüz için olmasın sakın?Ancak ondan sonra Alevi kardeşlerimizi sorgulamaya, niye Ehl-i Beyt’ten ve yaşantısından uzaksınız? Sorusunu sorabiliriz. Yoksa bizden değiller, bozguncular diye itham edip, sonrada Alevileri suçlarsanız, size ‘Yezit’ derler ve korkarım bunu hakederiz.

Cenk SARIGÖL

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İnsanlık konuşma ve yazıyla yani iletişimle birlikte teknolojik gelişim sağlayabilmişlerdir. Medeniyet ise bu hasletleri hoşgörü, sevgi ve ahlaklı kullanmakla olur.